ALMANYA SEÇİMLERİ YAKLAŞIRKEN

ABONE OL
19:05 - 01/10/2020 19:05
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Eylül’de yapılacak Bundestag seçimi öncesinde yaz aylarının rehaveti ile henüz hızlı bir kampanya başlamadığı anlaşılıyor. Fakat önümüzdeki günlerde, Türkiye’deki gibi sert ve haşin olmasa da, Almanya’da da sıkı bir mücadele başlayacak. Şimdiki Büyük Koalisyonun yerine farklı bir kompozisyon mu oluşacak, yoksa aynı hükümet devam mı edecek, bu sorunun yanıtı seçim akşamı verilmiş olacak. Umarım Almanya’da yaşamını sürdüren herkes için olumlu bir sonuç ortaya çıkar.

Bu arada bakıyorum, siyasi partiler geçen seçimden bu yana hatırlamadıkları veya çoğu zaman isteksizce aklılarına getirdikleri yabancı kökenli yurttaşların oylarının bu seçimde de önemli olduğunun ayırdına varmışlar. Tek tük de olsa yabancı kökenli politikacılar ortaya çıkıyor. Amaç, seçime girecek partilerin yabancı kökenlilerin oylarından yararlanması. Onun için de bence çok inandırıcı olmayan demeçler veriliyor, oyların kazanılması için türlü şirinlikler yapılıyor. Benim hem gülünç hem de insanı öfkelendirici bulduğum manzara ise, bazı önemli Alman politikacılarının bir dönerciye gidip yüzlerine maske gibi iliştirilmiş içtenliksiz bir gülümseme ve ellerine aldıkları döner bıçağı ile gazetecilere poz vermeleri. Sürekli bir “Türkiye güzel, şişkebap güzel, ben yine gelecek ” aldatmacası ile karşı karşıyayız. Buna karşılık da artık insana tiksinti veren “Adamlar Türk dostu yahu” gibi abukluklardan vazgeçme zamanı geldi geçiyor. Hem Türkiye’de, hem de nerede yaşıyorsak orada.

Şimdi bu biz Türklerin zekâsını da hafife almak anlamına gelen davranışlara karşı yapılacak en etkili şey aktif siyasete girmek ve katılımcı demokrasinin sunduğu olanaklardan yararlanmaktır. Sadece seçim döneminde hatırlanır olmaktan çıkmanın tek yolu bu. Ancak, Almanya’daki ve diğer ülkelerdeki Türklerin haklarını yemeyelim. Hakkı Keskin’in Hamburg Eyalet Meclisi üyesi oluşundan bugüne kadar uzun yıllar geçti. Artık birçok ülkenin eyalet parlamentosunda ve federal parlamentolarda çok sayıda Türk üye var. Avrupa’da yerleşik hale geldikçe toplumun diğer alanlarında olduğu gibi siyasette de varlıklarını kanıtladı yurttaşlarımız. Yetersiz de bulsak bu bir gerçek ve gelecek için umut veriyor.

Gelelim aktif siyasete girmeyip de pasif olarak siyaset katılımcısı olanlara, yani seçmenlere. Yukarıda kısaca belirttiğim seçim zamanı şirinliklerine aldanmamak gerekir. Oy istemek için gelen politikacıların somut taleplere ne türden yanıtlar verdiklerine dikkat edilmeli ve oyların boşa gitmemesine özen gösterilmelidir. Hangi siyasi partinin, örneğin eğitim, uyum ve istihdam gibi konularda ne gibi vaatlerde bulunduğu, bu vaatlerin ne ölçüde gerçekçi olduğu seçimde ölçüt olmalıdır. Bu türden konularda söz sahibi olmanın yolu da seçmenlerin oy verme gününde mutlaka bu önemli demokrasi görevini yerine getirmelerinden geçmektedir. Demokratik etkisini hissettirmeyenin söz sahibi olamayacağı da bilinmelidir.

Almanya’da bu seçimlerden de bir koalisyon hükümeti çıkacağı kesin. Ekonomik krizin özellikle kırılgan kesimi oluşturan ücretliler, işsizler, emekliler ve özürlüler gibi gruplara neler yaptığı ortada. O halde toplumun bu kesimlerini güçlendirici politikaları kim uygulayacaksa onun iktidara gelmesi temenni edilir. Almanya’da işsizlik ve yoksullaşma gibi sorunlardan en çok etkilenen, yabancı düşmanlığına ve dışlanmaya en çok maruz kalanların da oylarını yine bu hususları unutmadan kullanmaları gereğini bilmem anımsatmaya gerek var mı?

İyi bir hafta dileğiyle.

Dr. O. Can Ünver

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.