Cumhuriyetin ilk yılları… Türkiye, cehaletle savaş halinde, ama elinde güçlü bir silah var: eğitim. Bu mücadelenin en kararlı neferlerinden biri ise dönemin Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’dir.
O, yalnızca okullar inşa eden bir bürokrat değil, düşüncenin ve vicdanın gelişmesine öncülük eden bir eğitim filozofudur.
Bir Sınıf, Üç Büyük İsim 1940’ların başında, Türkiye’nin parlak öğrencileri arasında iki isim öne çıkar: Can Yücel ve Gazi Yaşargil. Aynı sınıfta okurlar, iyi dostturlar.
Biri edebiyata, öbürü tıbba gönül verir. Bir gün, her ikisi de devleti temsilen yurtdışına gönderilecek öğrenciler için açılan sınava girerler. Ama yalnızca bir kişilik burs vardır.
Bir Babanın Zor Kararı
Sınav sonuçları açıklanır. Birinci olan: Can Yücel.
Ancak babası, Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’dir.
Oğlunu odasına çağırır. Ona şöyle der: “Oğlum, sana bir iyi bir de kötü haberim var. Hangisini önce istersin?”
Can Yücel, gülerek cevaplar: “Önce iyi haberi söyle baba.”
Hasan Âli Yücel gülümser:
“O kadar parlak öğrenci arasından bursu sen kazandın!”
Can sevinir. Ancak babası hemen ardından ekler:
“Kötü haber şu: Seni yurt dışına gönderemeyeceğiz. Çünkü sen benim oğlumsun. Bu hakkı sana verirsem, bu milletin vicdanına hesap veremem. Senin yerine ikinci olan Gazi Yaşargil yurtdışına gidecek.”
Can Yücel boyun büker ama itiraz etmez. Çünkü bilir ki bu karar adil, ilkeli ve halkçı bir anlayışın ürünüdür.
Bir Karar, Bir Dönüm Noktası
O bursla yurtdışına giden Gazi Yaşargil, tıp eğitimini İsviçre’de tamamlar. Mikro cerrahi alanında çığır açarak, yıllar sonra “Yüzyılın Beyin Cerrahı” seçilir. Geliştirdiği teknikler, hâlâ dünyanın dört bir yanında uygulanır.
Can Yücel ise o dönem Türkiye’de kalır. Ama o da başka bir alanda eşsiz izler bırakır. Şiirleriyle, çevirileriyle, halkın diliyle halk için yazan bir edebiyat işçisine dönüşür.
Eğitimin Vicdanı: Hasan Âli Yücel
Hasan Âli Yücel’in bu örnekteki tavrı, onun eğitim anlayışını özetler niteliktedir. Ona göre eğitim; sadece bilgiyle değil, ahlak ve adaletle büyür. Kendi oğlunu geri çekerek, liyakate dayalı bir sistemin temellerini atar.
Bu olay aynı zamanda bir ülkenin nasıl şekillendiğini gösterir:
Biri dünyayı kesip biçen bir beyin cerrahı olur,
Diğeri dünyaya kelimelerle kafa tutan bir şair.
Ama ikisi de aynı toprakta, aynı eğitim ruhunda büyür.
Bazen bir burs, bir ülkenin kaderini değiştirir. Bazen bir baba, bir oğuldan vazgeçerek bir millete umut olur.
Gerçi bu mesele her aile kendi çocuğunu okuttuğunu söylese de güzel bir hikâye.
11.06.2025 itibarıyla Dünyanın en önemli Beyin Cerrahı Gazi Yaşargil Hakka yürüdü.
Devr-i Daim olsun üç güzel insanı saygıyla anıyorum.
ALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceALMANYA
Az önceALMANYA
12 saat önceGÜNCEL
17 saat önceGÜNCEL
18 saat önceGÜNCEL
19 saat önce