Halk Oyunlarının kültürümüzdeki yeri ve önemi

Halk Oyunlarının kültürümüzdeki yeri ve önemi

ABONE OL
19:00 - 16/06/2019 19:00
Halk Oyunlarının kültürümüzdeki yeri ve önemi
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Halk Oyunlarının kültürümüzdeki yeri ve önemi

Zengin halk kültürümüzün, önemli bir bölümünü halk oyunları oluşturmaktadır. TEM (Dortmund Türk Eğitim Merkezi) halk oyunları öğretmeni Ayşe Kıymaz Şentürk’le Dortmund’da halk oyunlarının dününü ve bu gününü konuştuk.

Halk oyunları, içerisinde müziği, hareketi ve anlatımı barındıran bir oyundur. Yurdumuzun değişik yörelerinin ayrı ayrı oyunları vardır. Bu oyunlarının ritmik beden hareketleri genellikle ait oldukları coğrafyayı ve o yörenin yaşam biçimlerini de yansıtırlar. Dünya genelinde ülkelerin birbirlerini yakından tanımalarında halk oyunlarının katkısı büyüktür. Halk oyunları aynı zamanda, halkın duygularını, düşüncelerini, müziğini, giyimini ve ritmin birleşmesiyle yansıtan bir bütündür.

Dortmund Türk Eğitim Merkezi, halk oyunları öğretmeni Ayşe Kıymaz Şentürk, verdiği halk oyunları eğitimini ve yaşamımızda halk oyunlarının önemini gazetemize anlattı: “ Halk oyunları buna dansta diyebiliriz insanın varoluşu ile başlar. Hangi uygarlığa baksak günümüze uzanan belgelerinde en önemli bölümü halk oyunları oluşturmaktadır. Bize ait uygarlıklarda, günümüz halk oyunlarında eski dansların izine rastlamaktayız. Ülkemizde halk bilimi alanında çalışmalar, ilk olarak İstanbul Belediye Konservatuarı, 1926 yılında başlamıştır. Yine ülkemizde ilk defa 1935 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün himayesinde birinci uluslararası halk oyunları festivali Beylerbeyi Sarayında düzenlenmiştir. Yurt dışında temsil edilişimiz ise 1949-1950 yıllarında Mustafa Sarısözen yöneticiliğinde gerçekleştirilmiştir.

Almanya’nın Dortmund şehrinde, 1992 yılında kurulmuş olan Türk Eğitim Merkezi, kültürümüzün korunması ve gelecek nesillere aktarılması için büyük bir hizmet sunmaktadır. Bende halk oyunları oynamaya on bir yaşımda TEM (Türk Eğitim Merkezi)’nde başladım. O zaman TEM’de Mehmet Aşıkoğlu öğretmenimiz vardı. Mehmet öğretmenin katkılarıyla bir Antep grubu oluşturduk. Fakat o zamanlar çevreden çok tepki gelmişti. Türk örf ve adetlerinde bu oyunların yer almadığını söyleyenler oldu. Duyarlı ve bilgili anne babalar bizlere destek verdiler. Halk oyunlarının, kültürümüz ayrılmaz bir parçası olduğunu yavaşta olsa halkımız tarafından doğru şekli anlaşıldı ve bugünlere gelebildik. Zaman içerisinde, ekiplerimizi kurduk, çoğalttık ve kendimizi geliştirdik. Bugün her yörenin halk oyunlarını öğretecek düzeye gelebildik. Halk oyunlarına olan ilgi arttı ve artık anne babalar, çocuklarıyla çalışmalarımızı izlemeye geliyorlar. Halkımız gördü ve benimsedi, halk oyunlarında oynayan gençlerimiz kendi öz kültürüyle büyüyorlar. Halk oyunları oynayanlar, kötü alışkanlıklardan uzak duruyorlar. Gençlerimiz, diğer müzikleri de dinlemekle beraber türkü birinci sırayı almaktadır. Bizim türkülerimizi dinleyenler, iyilik ve güzellikten başka bir şey düşünmezler. Türkülerimiz, neşe kaynağımızdır, umutlarımızdır, sevgi yüklü duygularımızdır. Türkülerimiz Anadolu gibidir bütün güzellikleri bağrında taşırlar.

Halk oyunları ve türkülerle yetişen gençlerimiz, ruhen ve bedenen sağlıklı nesillerimizin yetişmesine vesile oluyor. Gruplarında halk oyunları oynayan çocuklar, kurdukları dostluklarla birbirlerine iyi örnekler olabiliyorlar.

İlk halk oyunlarına başladığım arkadaşlarımla, profesyonel anlamda yalnızca ben devam etmekteyim. TEM ve bazen başka derneklerin gençleriyle de çalıştım. Lisede okurken bir projede yer almıştım. Kardeş okulumuza, Türkler hakkında ne tanıtabiliriz konuşuluyordu. Bir ülkeyi tanıtabilmenin en iyi yollarından biridir halk oyunları. Bu yöntem günümüzde de halen geçerlidir. Öğretmenimin isteği üzerine hazırladığım ekibi çalıştırdım. Bremen’de gösteri yaptık ve Türk kültürü hakkında, Almanlara ve diğer milletlere bilgi verdik. Daha sonra TEM’ den halk oyunları öğretmenliği yapmam için teklif geldi. Uzun süreden beri, TEM’de halk oyunları öğretmenliği yapıyorum.

Ben, Dortmund halkını çok şanslı görüyorum çünkü Türk Eğitim Merkezi gibi bir kuruma sahip. TEM yalnız halk oyunları öğretmiyor, Türk kültürünün bütün farklı kollarını çocuklarımıza kurslarla ve seminerlerle, milli bayramlarımızı kutlayarak her zaman canlı tutarak yaşatıyor. Halk oyunlarının, Dortmundlu gençlere ve bana getirisi çok büyük oldu. Geniş bir çevre ağı oluşturduk, halk oyunlarını uzun yıllar beraber oynamaya devam ettiğimiz arkadaşlarımız var.

Halk oyunları, aynı zamanda bir tedavidir, stresi, yorgunluğu, üzüntüyü atar, insanın ruhunu ve bedenini dengede tutar, temizler ve canlılık kazandırır. Halk oyunları öğrenmenin yaşı yoktur, her yaşta öğrenilebilir, öğrenmeye ev hanımlarını ve emeklilerini de dahil edebiliriz. Halk oyunları oynayan gençlerimizin öz güveni artıyor. Düğünlerde veya gösterilerde sahneye çıkan çocukların kendilerine olan güveni diğer çocuklara oranla çok yüksek derecede artığını görüyoruz. Oyun sürecince ve sonrasında arkadaş buluşmalarında, sürekli anadillerini konuştuklarını gözlemledik. Arkadaş çevresinin artarak büyümesi, gençlerimizi yalnız kalmaktan kurtarmış oluyor. Kötü düşünce ve eylemlerden uzak durmaları sağlanmış oluyor. Yalnızlıklar, gençlerimizde olduğu gibi her insanın düşünce ve yaşam sistemini bozmaktadır.

Şunu asla unutmamalıyız; ”Çocuklarımıza anadillerini doğru öğretemezsek hiçbir kültürümüzü onlara aktaramayız”. Gençlerimiz, gösterilerde onlara verilen değerin farkında oluyorlar. Onlarda kendilerinin değerli olduklarına inanarak, kendilerine ve topluma zarar verilecek eylemlerde bulunmuyorlar. Halk oyunlarının birçoğu, el ele, kol kola oynanır, bu kaynaşma gençlerimizin dostluklarını da artırıyor. Paylaşma ve ortak hareket etme düşünceleri gelişiyor. Sevinçlerini, kederlerini de paylaşarak birbirlerine destek olabiliyorlar.

Öğrenciliğim ve öğretmenliğim süresince gözlemlediğim, halk oyunlarını bırakmayan arkadaşlarım ve öğrencilerim, iyi okullar bitirdiler, iyi meslekler öğrendiler, üniversite okudular ve mutlu yuvalar kurdular. Evlenen öğrencilerimiz, öğrenmesi için hanımlarını daha sonra da çocuklarını getiriyorlar kurslara.

Halk oyunları Almanya’da çok büyük önem taşımaktadır. Buradaki gençlerimiz kültürlerinden uzakta yetişiyorlar. Burada farklı bir kültürün içinde bulunuyorlar. TEM, halk oyunları kursları düzenleyerek gençlerimize sahip çıkarak öz kültürlerini öğrenebilmelerini sağlıyor.

Diğer bir gözlemimi paylaşmak istiyorum, küçük çocuklarımızla yaptığımız çalışmalarda, hareketlerde sayı sayarak ve ezber yapması gerekiyor. Aynı zamanda beyin jimnastiği de yapmış oluyorlar. Üstelik bu çalışmalar, ders stresi altında değil, zevkle ve keyifle yapıyorlar. Bu çalışmaların öğrencilerimizi başarıya taşıyan bir yol olduğunu görüyorum. Halk oyunları çocuklarımızı dinç tutuyor ve derslere daha iyi adapte olmalarını sağlanıyor. Oyunlarda müzikle ortak bir hareket şekli olduğu için çocukları pozitif olarak geri dönüyor. İnsan içinde şaşırmadan nasıl hareket edeceklerini de öğrenmiş oluyorlar.

Son cümle olarak, anne ve babalara şunları söylemek isterim; çocuklarınızı halk oyunlarına, ya da dans öğrenmeye gönderiniz. Yetenekleri ve istekleri doğrultusunda sporun her dalına, enstrüman çalmak gibi diğer seçenekleri de ihmal etmeyiniz. Evde kalan çocukların Plesteyşın ya da tabletle oyun oynayarak değerli vakitlerini ziyan ediyorlar. Ruhen ve bedenen sağlıklı nesiller yetiştirerek, anadilimizi, kültürümüzü ve bütün değerlerimizi çocuklarımıza öğretmek her anne babanın asli görevidir. TEM’ nde daha önceki yıllarda halk oyunlarına çok büyük bir talep vardı. Çok sayıda halk oyunları öğretmeni ve öğrenci bulunuyordu. Şimdi ise halk oyunlarına olan talebin azaldığını görmekteyiz. Almanya’nın başka hiçbir yerinde bulunmayan, TEM (Dortmund Türk Eğitim Merkezi) nin hizmetlerinden halkımız ve çocuklarımız ve gençlerimiz daha çok yararlanması gerekir” diyerek sözlerini tamamlayan halk oyunları öğretmeni Ayşe Kıymaz Şentürk’e verdiği değerli bilgiler ve tavsiyeleri için çok teşekkür ediyoruz.

ha-ber.com/Ahmet Birinci/Dortmund

 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


    HIZLI YORUM YAP