DERVİŞİN SAZI

Zamanın birinde derviş olan Halk Aşığı diyar diyar gezer, bilge insanlardan ilim öğrenir, talep edene de bilgisini aktarırmış.

Elinde bağlaması ile diyar, diyar dolaştığından yollarda yıpranan bağlaması bir bakım gerektirmiş.

Bir kasabaya gelmiş, birilerine sormuş, buralarda iyi bir bağlama ustası var mı diye?

Vatandaşın biri; çarşının içerisinde bir tane bağlama ustası var, istersen ona göster deyip saz dükkanını tarif etmiş.

Derviş saz dükkanını bulup selamını verip içeri girmiş derdini anlatmış...

Saz Usta; bağlamayı alıp evirmiş, çevirmiş dervişe dönüp bu sazın, sap atmış tesviyeden geçmesi gerek, hemen bugün içerisinde hallederiz demiş.

Peşinden çırağına seslenmiş...

Oğlum Bekir; şu sazı al, Ömer ustaya; Osman ustanın selamı var sazı bir tesviyeden geçirsin deyince derviş dayanamamış atılmış.

Osman Bağlamayı Bekir’e verecek, Bekir Bağlamayı Ömer’e götürecek, o Bağlamayı el birliğiyle halledecekler, bu fukara Derviş’te bu Bağlamayı çalacak, nefes dillendirecek öylemi demiş.

Yok kardeşim, gereği yok, verin Bağlamamı ben böylede idare ederim demiş.

Yıllardır Alevi toplumu eşit yurttaşlık için çaba harcıyor.

Selçuklu döneminde, Osmanlı döneminde, Cumhuriyet döneminde

İnancımızı yaşayıp yasal statü içerisinde diğer inançlar gibi bizde tanınmak istiyoruz diyor. Bu isteklerini her platformda dile getiriyorlar.

Seçime çeyrek kala; birkaç işbirlikçi İkrarız ne idüğü belirsiz “Sözde Dede” ve yöneticiler Cem evi cümbüş evi diyen, Alevileri aşağılayan sözler ifade eden AKP

Genel başkanının eline birde bağlama tutuşturaraktan kendilerince bir şeyler yaptıklarını zannediyorlar.

Bu şarlatan Dedelere iki çift lafım var sizde haya; edep olsa o sazı

AKP Başkanının eline tutuşturmazsınız.

Alevilerin kutsalı olan Ebusuud ekolunun devamı plan kişileri o kutsalımız olan Pir Döşeğine oturtmazsınız.

Yirmi senedir iktidar olan bir parti sözde özel statü vererek birilerinin ağzınıza bal mı sürerek, bu inancı tamamıyla içten asimile etmek istiyor.

Tüm Cem evlerini Kültür Bakanlığına bağlamak şartı ile ve yine oyalama taktiği ile bu Alevi inancını yok saymıştır.

AKP genel başkanı RTE fıtratı gereğini yapmıştır.

 

Ondan bir şey beklemek gafletin en daniskasıdır. Fakat sorunun asıl kaynağı bu ikrarsız; sözde Dede ve yöneticilerdir.

 

Bunlara cevabı Pir Sultan ne güzel vermiş.

 

 

Dolanıp gezersin baharda güzde,

Bre dedem yağmadan mı gelirsin?

Hiç Hakk'ın korkusu yok mudur sizde?

Bre dedem yağmadan mı gelirsin?

 

Çok dedelik gördüm sarı kürkünde,

Dedelik nişanı vardır börkünde,

Altın mıdır, gümüş müdür terkinde,

Bre dedem yağmadan mı gelirsin.

 

Dedelik edersin gezdiğin yerde

Yarmayı bulguru sezdiğin yerde

Munzurluk edersin azdığın yerde

Bre dedem yağmadan mı gelirsin?

 

Haramilik dedelikten iyi mi

Tuttuğunuz haramilik toyu mu

Yardığınız ambar mıdır kuyu mu

Bre dedem yağmadan mı gelirsin?

 

Tarikat evinde vardır yurdunuz

Marifetten hakikata girdiniz

Beş düğeyi nasıl yedi dördünüz

Bre dedem yağmadan mı gelirsin?

 

 

Olura olmaza sırrımı demem

Bu sözü burada edelim tamam

Hasım ola size On İki İmam

Bre dedem yağmadan mı gelirsin?

 

 

 

Pir Sultan'ım bu sözüme küstünüz

Hasım ola hırka ile postunuz

Talipleri damızlıktan kestiniz

Bre dedem yağmadan mı gelirsin?

 

Pir Sultan Abdal