Berlin Türk Sağlık Elemanları Derneği’nin (BGTM-Berlinler Geselschaft Türkischer Mediziner e.V.) 20. Disiplinlerarası Bilimsel İlkbahar Konferansı, kuruluşunun 40. yılı kutlaması ve geleneksel olarak her yıl 14 Mart’ta yapılan ‘Tıp Bayramı’nı bu yıl Berlin Büyükelçiliği’nde yapıldı. Etkinlikte PD. Erdal Şafak, Dr. Eda Müller, Dr. Hartmut Stocker ve Dr. Yunus Ayral birer sunum yaptılar.

Açılış konuşmasını BGTM Başkanı PD Dr. Erdal Şafak’ın konuklarını ‘Hoşgeldiniz’ diyerek yaptığı selamlama konuşmasından sonra, Berlin Büyükelçiliği Birinci Müsteşarı Yankı Kocaefe’de bir konuşma yaparak doktorların TIP Bayramı’nı kutladı. Müsteşar Kocaefe, BGTM’nin geçmişte olduğu gibi şu anda da sağlık alanında çok önemli bir yerinin olduğunu ifade ederek sadece Almanya’daki Türkiye kökenlilere değil, tüm halka sağlık hizmeti veren BGTM yöneticilerini, üyelerini ve bu alanda çalışanları tebrik etti.

BGTM Başkanı Prof. Dr. Erdal Şafak “Köprüler çok sağlam”

Prof. Dr. Erdal Şafak, Türkiye’deki 50 binin üzerinde insanın geçen yıl ki depremde hayatını kaybettiğini, BGTM elemanlarının bölgeye giderek sağlık hizmeti verdiğinin altını çizdiği konuşmasında, “Hatay’ın Hassa İlçesi’nde yerle bir olmuş bir sağlık merkezi BGTM öncülüğünde yeniden inşa edilerek 17 Kasım’da hizmete girdi. Bunu görmekten ve açılışını yapmaktan memnuniyet duyduk. Böyle bir projenin gerçekleşmesi Berlin Türk toplumu ile Türkiye arasındaki köprülerin ne kadar sağlam olduğunu göstermektedir. Bu, toplumlar ve ülkeler arasında köprü kurma felsefesinin bir simgesidir. Hatay’da ikinci bir Sağlık Evi’nin kurma anlaşmaları yapıldı, proje çalışmaları başladı. İnşallah Hatay’a ikinci bir sağlık evi kazandıracağız.” dedi.

Erdal Şafak ailevi hiperkolesterolemi hakkında bilgiler paylaşırken; kolesterolün kandan temizlenmesinin engellendiği genetik bir bozukluk olan ailevi hiperkolesteroleminin, kalp krizinin en önemli nedenlerinden biri olduğunu söyledi. Lipid düşürücü tedavi yanında diyet gibi yaşam tarzı değişikliklerine dikkat edilmesinin altını çizdi.

Martin Luther Hastahanesi’nin kardiyoloji bölümünde görevli uzman doktor Dr. Eda Müller, Safiye Ali’nin yaşam öyküsü ile ilgili sunumunda, Almanya’da bir sokağa adı verilen Ali’nin ilk Türk kadın doktor olarak verdiği mücadeleyi, Birinci Dünya Savaşı sırasında Almanya’da zor şartlar altında tıp okuma öyküsünü ve hayatının bu dönemiyle bilgiler paylaşırken Safiye Ali’nin mesleki alanda birçok kadına öncülük etmiş birisi olarak anıldığını anlattı. Amerikan Koleji mezunu olması sebebiyle kendisine zorluk çıkaran Bavyera Millî Eğitim Bakanlığı, sınavda aldığı birincilik derecesi karşılığı Safiye Ali’ye ‘doktor namzetti’ ünvanını verdi. 1921 yılında “bebeklerde iç Pakimenenjit kanaması’ hakkındaki tezi ile diplomasını aldı.

Safiye Ali, İstanbul’a döndükten altı hafta sonra kadın ve çocuk hastalıkları ihtisası yapmak üzere tekrar Almanya’ya gitti. Burada Dr. Ferdinand Krekeler (sonradan aldığı adı ile Ferdi Ali) ile evlendi. Haziran 1923’te Türkiye’nin ilk kadın doktoru olarak icazetnamesini aldı ve eşi ile birlikte Cağaloğlu’nda muayenehane açtı. İstanbul’da beş yıl doktorluk yaptı ancak karşılıksız olarak anne-çocuk sağlığına yaptığı hizmetler klinik çalışmalarının önüne geçti. Bu dönemde ayrıca Amerikan Koleji bünyesinde açılan ilk kız tıp okulunda jinekoloji ve obstetrik dersleri vererek kızlara tıp eğitimi veren ilk kadın öğretim üyesi olarak tarihe geçti.

Dr. Yunus Ayral kalp yetmezliği hakkında bir sunum yaptı. Dr. Ayral, “Yapılan araştırmalara göre Almanya’da 4 ve Türkiye de 2-3 milyonun üzerinde insan kalp yetmezliği yaşamaktadır. Kalp yetmezliği sonucu ölüm oranları başta bağırsak, meme ve prostat kanseri olmak üzere pek çok kanser hastalığına bağlı ölüm oranlarından daha yüksektir.” dedi. Erken teşhisin önemine dikkati çeken Dr. Yunus Ayral, önleyici tedavi yöntemleri ve kalp yetmezliği tanısı konulduğunda ilaç tedavisin eksiksiz uygulanması önemi ifade etti.

St. Joseph Hastahanesi Enfeksiyon Bölümü Başkanı Dr. Hartmut Stocker’de çiçek hastalığına karşı aşı gelişiminin tarihçesi hakkında bilgiler verdi. Dr. Stöcker, benekli canavar ve kırmızı veba olarakta bilinen çiçek hastalığına karşı Türkiye’de 18. yüzyılda uygulanan ilk aşı yönteminin Avrupa’ya Türkiye’den ulaştırıldığını da sözlerine ekledi.

Haber ve Fotoğraflar/Hüseyin İşlek