T.C. Berlin Başkonsolosluğu da iftar sofrası kurmuş. Davet edildim. Davete icabet etmek dini bir vecibe olduğu için belirtilen saatte verilen adreste hazır oldum. Önceleri Başkonsolos, davetlerini rezidansın bahçesinde verirdi. Son senelerde Büyükelçilik salonunda verilmeye başlandı. Büyükelçi Ahmet Başar Şen farkı olmalı. Güzel de olmuş. Büyükelçi orada, Başkonsolos orada, halk da orada olunca bütün aile aynı çatının altına girmiş oldu. Devlet millet kaynaşması…
Halil Kaya ile çaldık kapıyı. Girişte kimlik kontrolü yapıldı ve sonra da masalarımızın ismini söylediler. SİDE.
Muavin Başkonsolos Mehmet İnanç ve Adalet Müşaviri Mustafa Soyak ile aynı masanın etrafında buluştuk. Önce Kur’an okundu. Kârî İlhan Temur nefis bir kıraat sundu. (Fussilet suresi 30-36) Mealini de okumasını bekledim. Okumadı. Aldığı talimat gereği okumamış olmalı. Talimatı veren Başkonsolos mudur yoksa Din hizmetleri Ataşesi mir bilmiyorum. Eksiklik. Hem de büyük bir eksiklik. İki dakika sürerdi mealini okumak. O zaman biz de Mevla’mızın ne dediğini anlardık. Kâriyi ses sanatçısı dinler gibi dinlemezdik.
Kâri, Yeni Cami’de din hizmetleri görevlisi imiş.
Sonrasında başkonsolos kürsüyü teşrif ettiler. Başkonsolos Okan Şanlı, Ramazan ayının anlam ve mahiyetini, 7 ekimden beri çocukların, kadınların ve on binlerce masum insanın katledildiği savaşın mağduru olan Gazze halkını ve Almanya’daki Türk toplumunun dünü ve bugününü merkeze alan bir konuşma yaptı. Sonrasında ezan okundu. İftar duası yapıldı ve kaşıklarımız çorba ile buluştu.
Önce salonda okunan Kur’an’ın okunmayan mealini sizlerle paylaşmak istiyorum. Sonra da Şanlı’nın konuşmasını.
Önce Meal:
“Şüphesiz “Rabbimiz Allah’tır” deyip de sonra dosdoğru olanlar var ya, onların üzerine akın akın melekler iner ve derler ki: “Korkmayın, üzülmeyin, size (dünyada iken) va’dedilmekte olan cennetle sevinin!
Biz dünya hayatında da âhirette de sizin dostlarınızız. Çok bağışlayan ve çok merhametli olan Allah’tan bir ağırlama olarak, orada canlarınızın çektiği her şey var, istediğiniz her şey orada sizin için var.
Allah’a çağıran, salih amel işleyen ve “Kuşkusuz ben müslümanlardanım” diyenden daha güzel sözlü kimdir?
İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. Bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir.
Bu güzel davranışa ancak sabredenler kavuşturulur. Buna ancak (hayırdan ve olgunluktan) büyük payı olanlar kavuşturulur.
Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, hemen Allah’a sığın. Çünkü O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.”
Başkonsolos Şanlı’nın konuşması:
“Bugün, burada, Almanya’daki tüm Türklerin evi olan Büyükelçiliğimizin çatısı altında, Sayın Büyükelçimizin teşrifleriyle Ramazan ayının bu güzel akşamında sizlerle birarada olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Davetimize icabet ettiğiniz için sizlere teşekkür ediyor ve hepinize hoşgeldiniz diyorum.
İçinde bulunduğumuz bu mübarek ay süresince sizlerle iftar sofralarında sıklıkla biraraya geliyor ve bundan büyük memnuniyet duyuyoruz. Ramazan ayının anlamına isabetle karşılık gelecek biçimde bu davetler vesilesiyle birlik ve beraberliğimiz daha da pekişiyor. Sofralarımızın bereketi daha da artıyor. Berlin’de sizlerle birlikte idrak etmekte olduğum bu ilk Ramazan ayında, görüyorum ki, Berlin’deki Türk toplumu bu mübarek ayı da hakkını vererek yaşıyor ve yaşatıyor. Sofralarımızdan bu bereket ve muhabbet hiç eksik olmasın. Daha nice Ramazanlara inşallah hep birlikte sağlıkla ulaşırız.
Türk toplumunun kıymetli fertleri,
Ramazan ayları hepimiz için dinen birer ibadet ayı olmalarının yanısıra, birer kendimizi sorgulama, tefekkür ve iç muhasebe aylarıdır da. Bu ayda biraz soluklanarak, biraz kuşbakışı bakmak suretiyle eksiği-fazlayı görmeye ve anlamaya çalışırız.
Ben bu muhasebeyi kendi mesleğim ve icra etmekten onur duyduğum görevim açısından da yapmaya özen ve gayret gösteriyorum. Türk toplumunun Almanya’daki onlarca yıllık tarihi zaviyesinden baktığımda ise, hem bu şerefli geçmişe olan hürmetim, hem Türk toplumunun Almanya’daki aydınlık geleceğine olan güven ve inancım daha da artıyor. Birinci kuşak büyüklerimizin yokluklar ve zorluklar içinde buralara diktiği bayrağın kuşaktan kuşağa ve elden ele artık daha da yüksek irtifalarda dalgalandığını gururla görüyoruz.
Bugün Türk toplumu Almanya’da hayatın her alanında güçlü veya güçlenmekte olan bir konumla yer almaktadır. Bu durumun önümüzdeki on yıllarda yavaşlamadan, aksine doludizgin devam edeceği ise şüphesizdir. Bu çerçevede, bizler Türk toplumunun buradaki geleceğine dair projeksiyonlarımızda bu noktadan hareket ediyoruz ve herkese bu bakış açısını telkin ve tavsiye ediyoruz. Zira, Türk toplumunun yarın ne denli yüksek konumlara ulaşacağını öngörmek için yalnızca birkaç nesillik süre içinde nereden nereye gelindiğine bakmak yeterli olacaktır, diye düşünüyoruz. Bugün Türk insanı, bulundukları mahallere huzur ve sükûnet getirmekte, ekonomi, siyaset, kültür ve sanatın yanısıra toplumsal barışa de katkı sağlamaktadır. Gerek ana vatanlarına gerek içinde yaşadığı Alman toplumuna ödev ve sorumluluklarının tam bilinci içinde, her daim bir “güç” ancak “pozitif bir güç” olarak mevcudiyetini sürdürmektedir.
Kıymetli misafirler,
Malumunuz, Gazze başta olmak üzere, bugün İslam coğrafyasının bazı kısımları son derece zor koşullar içerisinde bulunmaktadır. Bizler evlerimizde veya davetlerde huzur ve mutluluk içerisinde oruçlarımızı açarken, İslam coğrafyasında yaşayan pek çok insanın aynı huzur ve mutluluğu yaşadığını söyleyebilmek maalesef mümkün olamamaktadır. Zira, işgal, savaş ve çatışma ortamlarının hüküm sürdüğü pek çok ülkede milyonlarca insan Ramazan ayına bu sene de can korkusu, açlık ve endişeyle girmişlerdir. Gazze’deki insanlık trajedisi sürmektedir. En fazla sivillerin ve çocukların maruz kaldıkları bu trajedinin bir an evvel son bulması hepimizin ortak dileğidir. Gazze’nin yanısıra, savaş ve çatışma içindeki tüm İslam ülkelerinin en kısa sürede barış ve huzur ortamına kavuşmaları ve buralarda yaşayan Müslümanların bundan sonraki Ramazan aylarını huzur ve güven içerisinde idrak etmeleri en içten temennimizdir. Bugün, gönüllerimiz ve dualarımız kardeşlerimizle beraberdir.
Türk toplumunun kıymetli fertleri,
Başkonsolosluk olarak sizlerin yanında, siz Türk toplumunun kıymetli fertleriyle omuz omuza olduğumuzu, sizlerle her vesileyle biraraya gelmeyi önemsediğimizi, hülasa Türk sivil toplumumuzun hızına ayak uydurduğumuzu bir kez daha bu vesileyle vurgulamak isterim.
Yalnızca mutad konsolosluk iş ve işlemleri bakımından değil. Sizlerin hayatlarına dokunan konular, sizler için olduğu kadar bizler için de önemlidir. Güzel Türkçemizin gelecek nesillere layıkıyla aktarılması, toplumumuza din hizmetlerinin gereğince sunulması, engelli bireylerin ve ailelerinin durumları, koruyucu ailelik başta olmak üzere sosyal boyutlu konular, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığıyla mücadele ve daha niceleri öncelik sıralamamızda en önde gelen konulardır. Bu alanlarda Berlin’de kâin kıymetli dernek ve sivil toplum kuruluşlarımızla önümüzdeki dönemde de yakın bir mesai içinde çalışmak istiyoruz. Biliyoruz ki, bu faaliyetlerle yalnızca Türk toplumuna değil, ev sahibi şehrimiz Berlin’in de gönenç ve refahına katkı sağlamaktayız.”
Rüştü KAM
ALMANYA
Az önceDÜNYA
Az önceAFRİKA
Az önceGÜNCEL
Az önceALMANYA
11 saat önceALMANYA
12 saat önceALMANYA
12 saat önce