BALKANLAR GEZİSİ (V) BOSNA HERSEK

BALKANLAR GEZİSİ (V) BOSNA HERSEK

ABONE OL
21:22 - 25/06/2024 21:22
BALKANLAR GEZİSİ (V) BOSNA HERSEK
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

-Türk Eğitim Derneği’nin Balkanlar Turundan 2024-

Belgrad’tan sabah saat 08 de yola koyulduk. Bosna-Hersek’e gidiyoruz. 411 km. yolumuz var. Gittiğimiz ülke sıradan bir ülke değil; insanlık adına, demokrasi adına, insan hakları adına Avrupa’nın ortasında soykırımın yapıldığı yaşanmışlıkların ülkesi… Yirmi birinci yüzyılda Bosna’da olup bitenleri bilmeden Bosna’ya gitmenin bir anlamı yoktur. Bosna turistik seyahat için, sadece Boşnak böreği ve cevapcici köftesi yemek için gidilecek bir ülke değildir. Ne zaman Bosna Hersek’e doğru yönümü dönsem içimi hüzün kaplar. Gözlerim dolar ve Aliya İzzet Begoviç’in “Türkün Evladı” adlı vasiyeti aklıma gelir. Şöyle diyor Aliya vasiyetinin bir bölümünde:

“Türk’ün evladı…

Unutma!

Ben Aliya,

Boşnakların içinde herhangi biriyim. O gün bütün Avrupa bizi yapayalnız bıraktı. Üç gün içinde sekiz bin vatandaşımızı katlettiler ve toplu mezarlara gömdüler. Binlerce kadınımıza tecavüz ettiler. Binlerce çocuğumuzu yetim bıraktılar. Henüz mezarlarını bulamadığımız kaç kardeşimiz daha var, bilmiyoruz. Önce, hepsini sıraya dizip tek tek öldürmeye başlamışlar. Elinize kazma kürek verildiğini, bir çukur kazdırıldığını, sonra kafanıza bir kurşun sıkıldığını düşünün! Biraz zaman geçince işin çok uzun süreceğini anlıyorlar. Bu kez yirmili, otuzlu, kırklı gruplar hâlinde daha büyük çukurlar kazdırıyorlar. Vatandaşlarımızı bu kuyuların içine atıp üstlerine kurşun yağdırıyorlar. Bu kez de çok fazla mermi harcandığını anlayıp başka bir yola başvuruyorlar. Çukurlara doldurulan kardeşlerimizin üstüne bomba atıp onları paramparça ediyorlar. Onların mezarını biz bulmadık. Kelebekler buldu. Mavi kelebekler. Sadece toplu mezarların olduğu yerde biten bir çeşit bitkiyle beslendikleri için bazı bölgelere kümelendiklerini anladık. Nerede mavi kelebek gördüysek orayı kazdık. Binlerce şehidimizi çıkarıp Potocari’deki şehitliğe defnettik.

Ben Aliya,

Aliya İzzetbegoviç.

Unutma, Türk’ün evladı!

Sömürgeciler, bütün ilkeleri kendi menfaatleri için koyuyorlar ve kendi çıkarlarını korumak için denklem kuruyorlar. Onların demokrasi dedikleri, hürriyet dedikleri, aidiyet dedikleri, barış ve hoşgörü dedikleri ilkeler, Saraybosna’da, Srebrenitsa’da, Mostar’da toprağın altına gömüldü. Hem de çok acı hatıralarla… Biz, kendi çocuklarımız en azından tebessüm edebilsinler diye yaşadıklarımızı yeni nesillere anlatmıyoruz, anlatmayacağız. Ama sen bizim yaşadıklarımızı sakın unutma!

Onlar askerleriyle, basın ve medyasıyla, kurumlarıyla çok güçlüler. Onların güçlerinden değil, ikiyüzlü olmalarından kork.

Biz, senin kardeşin olduğumuz için öldürüldük, boğazlandık, tecavüze uğradık.

Senin hafızana sahip olduğumuz için toplu mezarlara gömüldük, yok edildik.

Türk’ün Evladı!

Bizim korumaya çalıştığımız sancak, Yemen’de, Çanakkale’de, Filistin’de, Kırım’da, Açe’de, Türkistan’da korunmak istenen sancaktı. O ne bir dinin, ne bir ırkın, ne bir dilin, ne bir mezhebin sancağıydı. İnsanlığın, tek başına insan olmanın temsiliydi.

Sömürgecilerin karşısında sakın yere düşme. Biz, Çanakkale’den sonra direnişi devam ettiren nesiliz. Sen, direnişin değil, dirilişin nesli olacaksın. Korumak için değil, düzen kurmak için çalışacaksın. Sen varsan biz olacağız. Sen ayaktaysan biz yaşayacağız!”

Türk’ün Evladı!

Biz Boşnak’ız ama Türk’üz de. Sen de kalbimde taşıdığım acıyı taşıdığın kadar Boşnak’sın. Utanacak tarihimiz, saklayacak hafızamız yok. Sırp’a karşı sorumlu olduğumuz için değil, yasayla zorunlu kılındığı için değil, kimimiz dinimiz, kimimiz milletimiz, kimimiz Kitabımız, kimimiz ahlakımız sebebiyle vicdan sahibi olduk. Birileri öyle istediği için değil, vicdan bunu tarif ettiği için hiçbir milletin diline, dinine, mezhebine karışmadık. Mezarlarını çiğnemedik, ibadethanelerini yıkmadık, kadınlarına tecavüz etmedik, bebeklerini boğazlamadık.

Sen var olmak zorundasın.

Bu yüzden bir ve beraber olmak zorundasın.

Sömürgecilerin tezgâhıyla saflara ayrışmamalısın.

Türk’ün Evladı!

Bizi,

Onların bize yaptıklarını,

Ve sorumluluğunu

Sakın unutma!”

(Selman Kayabaşı / Karar Odası (209-223)

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP