AMPUL PATLADI MI?

ABONE OL
11:53 - 23/10/2020 11:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Tarih 2008 ve Ergenekon davası başladığı sırada başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye bir hukuk devletidir” diyordu.

Şimdi yolsuzluk ve rüşvet davası başlayınca, bu kez başbakan “Burası muz cumhuriyeti değil” diyebiliyor. Dün başbakanın televizyon kanallarındaki açıklamalarını izlemdim. Açıkçası onun yerinde olmak istemezdim. Çok kötü bir durumdaydı. Abdestle namazı karıştıracak duruma gelmiş.

Şu anda dünyada en kötü durumda olan bir başbakan. Kolay değil tabi. Başbakan “her ailenin en az üç çocuğu olmalı” diyordu. Bakanların yolsuz üç çocuğu buna en güzel örnek oldu. Hani birde “dindar gençlik yetiştireceğiz” diyor du ya; gerçekten çok dindar bir nesilmiş. Meğer besmeleyle, namazla ile yolsuzluk yapan bir nesil yetişiyormuş. Fakir, fukara, dar gelirli bir ailenin çocuğu yanlış yapsa anlarım da, asrın vurgununu yapan bakan çocukları olunca hepten kimyamız bozuldu.
Peki, Bülent Arınç’ın durumu nasıl tahlil ettiğine bakacak olursak; o tamamen kontrolden çıkmış. Bülent Arınç’la birçok kez karşılaştık ve kısada sohbetimiz olmuştur. Sözünün eri olması nedeniyle kendisini zaman zaman taktir ederim. Dün yine yaptığı açıklamada önemli bir ayrıntıya girdi. Arınç, hükümetin kuruluş ilkesi olduğunu ileri sürdüğü “Yolsuzluk”, “Yoksulluk” ve “Yasaklar’dan” bahsediyor. Beni çok güldürdü. 11 yıllık iktidarı boyunca yolsuzluk, yoksulluk ve yasakları nasıl yaşadığımız ortadadır. Dört tane ağaç için, inseydiniz sokaklara, yapsaydınız eyleminizi de, üstelik yeseydiniz biber gazını ama haram yemeseydiniz. Efendim neymiş, bakan çocukları gözaltına alınınca ailelerini haberdar etmeleri geriyormuş. Gezi olaylarında gençlere yapmadığınızı bırakmadınız. Onları göz alıntına alırken kimin ailesini haberdar ettiniz. Gezi olaylarında polisin şiddeti ve öldürülen gençlerin hesabını veremediniz. Bunun için bir çaba bile göstermek yerine onları ödüllendirdiniz.

Şimdi çocukları için içişleri bakanı emniyet teşkilatını 81 ilde denetleme emri verip, emniyeti darma dağın ediyor. Herkesin adalete, hukuka ihtiyacı olduğunu haksızlıkların yapıldığı zaman haykırdık. Unutmadan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den ses yok, yorum yok. Neden konuşmadığı bilinmez. Lakin biz Deniz Feneri vurgununu da gördük. Sürecin nasıl düzenbazlıklarla sıvıştırıldığını yaşadık. Bakınız birilerini suçlayıp, bu bataklıktan kurtulmaya çalışıyorsunuz. Yoksa yine mi dış mihraklar var. Zira her sıkıştığınızda suçlu bellidir: “Dış mihraklar” Bilmem efendim, yoldaşların iç çatışması falan. Cemaati devletin başına getirirseniz, din işlerini devletle idare etmeye kalkarsanız olacağı buydu. İmamları müdür, vali, milletvekili ve bakan yaparsanız devleti idare edemezsiniz.

Dini devletin emrine amade ederseniz, dini kullanır ve haram yiyen gençlik yetiştirirsiniz. Aranızdaki kavga, sizin kavganız. Devleti, milleti, tüyü bitmemiş yetimleri kavganıza alet etmeyin. Şayet yolsuzluk ve rüşvet yapanları aklayıp paklamazsanız ve bakanları kurban ederseniz, hükümet temizlenmiş olacak mı? Seçim meydanlarında “haram yemedik, yolsuzluk yapmadık, rüşvet yemedik, yetimin hakkını çalmadık” diyebilecekmişsiniz?

Türkiye’nin üstünde yolsuzluğun, rüşvetin, dolandırıcılığın kara bulutu dolaşıyor. Öyle ki memleket gece gündüz karanlık içinde.

Yoksa Ampul mü patladı?!!!

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


    HIZLI YORUM YAP