Almanya ‘nın farklı bölgelerinde görevli, yaşayan inanç önderleri olan Alevi dedeleri Suriye ‘de başta Arap Nusrayni Aleviler olmak üzere diğer etnik kimliklere ve inançlara yönelik yapılacak zulme karşı ve onları bekleyen tehlikeler konusunda açıklamalarda bulundular.
Dedeler yaptıkları açıklamalarda büyük endişelerini, Suriye ‘de yaşayan Alevi azınlığın güvenlik kaygılarını dile getirdiler. Alevi İnanç önderleri Almanya ‘da Avrupa ‘da ve Türkiye ‘de yaşayan başta Aleviler olmak üzere tüm vicdan sahibi insanları duyarlı olmaya ve Suriye ‘deki Arap Alevilerle dayanışmaya çağırdılar.
Alevileri hedef alan saldırılar bir an evvel durdurulmalıdır
Alevilerin uzak ya da yakın tarihi, bu türden katliamlarla dolu. 1978’de Maraş’ta, 1980’de Çorum’da, 1993’te Madımakta, 1995’te İstanbul’daki Gazi mahallesinde onlarca Alevi, dini ya da siyasi nefret odaklı toplu cinayetlere kurban gitti. Şimdi aynı saldırıların Suriye ‘nin farklı şehirlerinde başlaması Almanya ‘da büyük tepkilere yol açtı.
Cafer Kaplan Dede/AABK eski İnanç Kurulu Başkanı
13 yıldır Suriye’de Esat rejimine yönelik içten ve dıştan müdahale sonucunda Esat hükümeti düştü.
Bu durumun ardından yeni bir sorun açığa çıkmaya başladı.
Suriye geniş bir coğrafya ve çok fazla etnik kimliklerin ve inancın bir arada yaşadığı bir ülkedir. Asıl olan şey, bu etnik ya da inançsal yapıların bir arada demokrasi adına hep beraber bir arada tutabilmektir.
Fakat HTŞ adlı kökten dinci bir grubun Suriye’nin büyük bölümünü ele geçirdiği yerlerde inançsal ve etnik bir ayrışma ve katliamın ayak sesleri duyulmaktadır. Bölgedeki Alevi inanç önderinin iki oğlunun öldürülmesi azınlıkta olan Suriyeli Alevilere yönelik bir katliama dönüşmeye başladı. Bu durum bizleri derinden endişelendiriyor. Beşar Esat’ın babası Hafız Esat’ın mezarının yakılması da insanlık dışı bir duruma işaret etmektedir.
Suriye ‘de asırlardır yaşayan Ermeniler, Süryaniler, Kürtler, Ezidiler, Aleviler daha birçok etnik ve inançsal kimliklerin barış içerisinde yaşaması inançsal ve kültürel değerlerin korunması gerekmektedir. Bu iki önemli olumsuz gelişmeye karşı tüm insanlığın ayrım gözetmeksizin birlikte karşı durması gerekmektedir.
Hasan Doğan Dede/AABF İnanç Kurulu üyesi
Suriye’de savaştan dolayı uzun yıllardır yaşanan olaylar yüreğimizi derinden sarsıyor.
Gündeme düşen haberlerde başta Aleviler olmak üzere, farklı inanç ve etnik kimliklere yönelik şiddet insanlık dışı boyutlara ulaştı. Yüz yıllara dayanan kin ve düşmanlığın, insanların mezarlarına saldırı şeklinde yaşanıyor olması günümüz insanı ve dünyamız için utanç vericidir.
Bizler bu yaşananları tarihten biliyoruz. Geçmişte Muaviye-Yezid zihniyetiyle gerçekleşen katliam ve şiddetin benzeri bugün selefi-cihadist örgütler eliyle yapılmaktadır.
Emevi Camisinde namaz kılarak bunu zafer olarak görenlerin, bu olayların farklı toplumsal kesimlerin hafızasında acı ve korkunç olayların hatırlanmasına vesile olacağını düşünmelerini isteriz. Bu yaklaşımlar toplumları ayrıştırır, barışa katkı sunmaz.
Gelişen bu süreç sadece Suriye’de kalamayacaktır. Komşu ülkelerdeki inanç ve etnik kimlikleri de etkileyecektir. Bu vesileyle Suriye’deki bu şiddet dalgasının durdurulması için tüm duyarlı kesimlerin uluslararası düzeyde bir baskı oluşturması elzemdir.
Böylesine insanlık dışı eylemler, inancımıza ve insanlığımızın temel değerlerine tamamen aykırıdır. Bizim inancımız insan sevgisi, barış ve eşitlik üzerine kurulu bir inançtır. Bu bağlamda Suriye’de yaşayan farklı etnik ve inanç kimliğine sahip olanların barış içinde eşit adil bir şekilde yaşamasını temenni ediyoruz.
‘Suriye’de barış bütün insanlık için barıştır’ diyoruz.
Haydar Akdağ/AABF Kuzey Bölgesi İnanç kurulu Başkanı
Suriye’de Mezhepçi katliam var.
Çok büyük insanlık suçu işleniyor. Siyasal İslamcı örgüt oradaki Alevileri çoluk, çocuk, genç ve yaşlı demeden herkesi katlediyor. Ve tüm dünya seyirci kalıyor.
Suriye’de her kesimin bir hamisi var sahipsiz olanlar Alevilerdir. Biz Dünya Alevileri olarak her zaman kinden daha birlik olup oradaki Alevilere sahip çıkmalıyız. Demokratik, siyasal bütün girişimleri yapmalı, duyarlılık yaratmalıyız.
Ali Ekber Erden Dede /AABF Hessen Bölgesi İnanç kurulu Başkanı
Tarih boyunca mazlumların yanında duran ve 72 millete bir nazarda bakmayı ilke edinmiş olan biz Aleviler, halkların özgürlüğünü ve eşitliğini savunmaya devam edeceğiz.
Bölgedeki Aleviler, Sunniler, Şiiler, İsmailliler, Ezidiler, Dürziler, Yahudiler, Hristiyanlar ve tüm inanç grupları için, Kürtler, Araplar, Türkmenler, Süryaniler, Çerkesler, Ermeniler ve tüm etnik kimlikler için eşitlik, özgürlük ve barış istiyoruz.
Suriye’de savaşın ardından şekillenecek yeni yönetim, halkın barış, istikrar ve adalet beklentilerini karşılayan kapsayıcı bir yaklaşımla tesis edilmelidir. Bu çerçevede, etnik ve dini gruplar arasında adaleti sağlamak, laik ve demokratik bir sistemi hayata geçirmek büyük bir önem taşımaktadır.
• Yeni yönetim, her grubu eşit vatandaşlar olarak kabul etmeli ve hiçbir gruba ayrıcalık ya da ayrım uygulamamalıdır.
• Halkların din, dil, irk ya da mezhep farkı gözetilmeksizin anayasal güvence altında eşit haklara sahip olması sağlanmalıdır.
• •Devlet, tüm dini inançlar karşısında tarafsız olmalı ve din işlerini kamusal hayattan ayırarak bireysel özgürlük alanında bırakmalıdır.
• •Resmi kararların, yasaların ve yönetim pratiklerinin
Herhangi bir dini inanca dayandırılmaması garanti altına alınmalıdır.
• •Eğitim sistemi laik bir temelde organize edilmeli ve tüm dini grupları kapsayan tarafsız bir içerik sunmalıdır.
• Seçimler serbest, adil ve uluslararası gözetime açık bir şekilde yapılmalıdır.
Hasan Ali İçlek Dede/Bielefeld Cemevi
10 yılı aşkın bir zamandır Suriye’de Emevi zihniyetinin doğurduğu, büyütüp beslediği ırkçı gerici, dinci ve şeriatçı gurupların mazlum Suriye halkı üzerinde yaratmış olduğu katliam ve kirli savaşı hala devam etmektedir. Suriye’de hakimiyeti ele geçirmiş olan HTŞ günden güne savunmasız Suriye halkları üzerinde baskı ve katliam politikası ile egemenliğini güçlendirmektedir. Özellikle Sürede yaşayan Alevi’lerin hedefte olduğu ve Alevi inanç toplumu önderlerine karşı amansızca bir şiddetin olduğu ve bu politik yaklaşımın yayılarak devam edeceğinin somut örneği Daha dün Alevi kanaat önderlerinden Şeh Hadi’nin iki oğlunun HTŞ tarafından katledilmesi durumun vahametini ortaya koymaktadır. Anlaşılan Suriye Alevileri’nin ciddi bir şekilde yaşamsal tehlike altında olduklarıdır.
Şaşırtıcı olan zalimin zulmü karşısında Alevi Kurum ve Kuruluşları’nın yaşananlar karşısında sessiz ve duyarsız kalmasıdır. Kimden kimlere gelirse gelsin, zalimin zulmünü kınıyor yüreği sevgi ve barıştan yana olan her kesimi mazlum Suriye halkı ile dayanışmaya çağırıyoruz.
Mehmet Tanlı, Almanya
ALMANYA
14 saat önceALMANYA
16 saat önceALMANYA
16 saat önceGÜNCEL
16 saat önceGÜNCEL
16 saat önceGÜNCEL
22 saat önceALMANYA
23 saat önce
“Suriye’de Mezhepçi katliam var. Çok büyük insanlık suçu işleniyor. Siyasal İslamcı örgüt oradaki Alevileri çoluk, çocuk, genç ve yaşlı demeden herkesi katlediyor. Ve tüm dünya seyirci kalıyor.” Dogrumu bu yazilanlar? Beser Esat Alevi’dir diye duymustum. B. Esat gideli uc gun oldu. Yukarida yazilanlari bir gozden gecirip ifadeyi degistirmek gerekir mi?