”Türkiye neden Ermeni Soykırımı’nı tanımıyor?”

AKEBİ’nin (Irkçılığa, Milliyetçiliğe ve Ayrımcılığa Karşı Aktivist Eylem Birliği) davetlisi olarak Berlin’e gelen Prof. Dr. Taner Akçam, Rosa-Lüxemburg-Stiftung’un Franz-Mehring-Platz’daki binasında “100 Yıl Sonra: Ermeni Soykırımı’nın Tanınması” başlıklı bir konuşma yaptı ve “Türkiye neden Ermeni Soykırımı’nı tanımıyor?” sorusunu cevapladı.

Programın ilk bölümünde moderatör Ufuk Danışmanın sorularını yanıtlayan Akçam, ikinci bölümde katılımcılardan gelen soruları yanıtladı. Ayrıca, konuşma sırasında Almanca eşzamanlı çeviri yapıldı.

Taner Akçam, “Türkiye neden Ermeni Soykırımı’nı tanımıyor?” sorusuna yanıt olarak, bunun üç sebebi olduğunu belirtti.

Birincisinin maddi sebep olduğunu söyleyen Akçam, “Türkiye, yaşanan olaya ‘soykırım’ demese bile tazminat ödeyecek” şeklinde konuştu.

Taner Akçam, ikinci sebebin manevi sebep olduğunu söylerken, her ulus devletin kuruluş sürecinde ulusal kahramanlar ve kurucu babalar yaratıldığını, eğer yaşananlar soykırım olarak kabul edilirse bu kahramanların birer katil ve hırsız olarak görülebileceğini ifade etti. Akçam “bu kişiler ya doğrudan soykırıma katılmışlardır ya da zengin olmuşlardır” dedi.

Üçüncü sebebi ise ‘pinokyo faktörü’ olarak adlandıran Prof. Akçam, Türkiye’nin doksan yıldır yalan söylediğini, giderek yeni yalanlar söylemek zorunda kaldığını ve dolayısıyla sürekli burnunun uzadığını, tanınmanın gün geçtikçe zorlaştığını sözlerine ekledi.

Ayrıca Taner Akçam, Türkiye’nin yaşananları soykırım olarak kabul etmesi için bir nedenin olmadığını, herhangi bir tehdit ve baskının olmadığını belirtirken, ayrıca kabul ettiği takdirde Türkiye’nin bunda maddi ve manevi bir kazanç görmediğini söyledi. Sanıldığının aksine, Diasporanın baskı kuracak kadar bir gücü olmadığını, Ermenistan’ın da çok küçük bir ülke olduğunu dile getiren Akçam, Türkiye’deki iç demokratik dinamiklerin bir baskı unsuru olabileceğini ileri sürdü.

Ancak, burada da bir sorun olduğunu söyleyen Taner Akçam; Kürtlerin, Rumların, Ermenilerin, Alevilerin bir araya gelmesinin pek olanaklı olmadığını söyledi. Akçam, tarihte yaşanan olaylarda bazı halkların mağdur ya da kurban olurken diğer halkların fail olabildiğini, özellikle Ermeni meselesinde Kürtlerin baş aktörlerden olduğunun altını çizdi. Taner Akçam Kürtlerin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda kurucu unsur olduklarını ileri sürerek kimi haklar talep ettiklerini ancak Ermeni meselesine gelince kullanıldıklarını söylemelerinin tümüyle gerçek dışı olduğunu sözlerine ekledi.

Atatürk’le ilgili bir soruya da, Atatürk’ün bireysel olarak bu işin içinde doğrudan bulunmadığını, ancak sonrasında kesin bir şey söylemediğini, duruma göre değerlendirmelerde bulunduğunu ve Misak’ı Milli sınırlarını korumak üzere bu meseleyi ikircikli bir şekilde değerlendirdiğini ifade etti.
Toplantı, AKEBİ’nin önümüzdeki günlerde gerçekleştireceği etkinliklerden bazılarının ilan edilmesinin ardından sonlandırıldı.

Taner Akçam Kimdir?

Devrimci Gençlik dergisinin sorumlu yazı işleri müdürü iken 1976’da tutuklanarak 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 1977 yılında Ankara Merkez Kapalı Cezaevi’nden kaçarak, 1978-1995 yılları arasında Almanya’da siyasi mülteci olarak yaşadı. 1995’te Hannover Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde “İttihat ve Terakki Yargılamaları ve Ermeni Kırımı” başlıklı doktora çalışmasını tamamladı. 2002’den beri ABD’de Minnesota Üniversitesi Tarih Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak çalışan Akçam, Taraf Gazetesi’nde yazılar yazmaktadır.

Aynı zamanda, yazar Dursun Akçam’ın üç oğlundan ortancası olan Taner Akçam, bulunduğu konum ve savundukları dolayısıyla son yıllarda ağabeyi Alper Akçam ve kardeşi Cahit Akçam’ın şiddetli eleştirileriyle karşılaşmaktadır.

“ha-ber.com meraklı okurları için, ağabey Alper Akçam’ın kardeşine karşı tutumunu sergileyen iki yazısının bağlantısını ‘odatv.com’ adlı haber sitesinden paylaşıyoruz.

1- http://www.odatv.com/n.php?n=taner-akcama-agabeyinden-mektup-var-0105121200

2- http://www.odatv.com/n.php?n=taner-akcama-hayirli-olsun-0711101200

ha-ber.com/Onur Doğanay