CHP, Vicdanını Yitirme Eşiğinde

CHP, Vicdanını Yitirme Eşiğinde

ABONE OL
12:12 - 31/05/2025 12:12
CHP, Vicdanını Yitirme Eşiğinde
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Kurultaydan Hançer Çıktı: CHP, Vicdanını Yitirme Eşiğinde

Cumhuriyet Halk Partisi, yalnızca bir siyasi kurum değil; bu topraklarda demokrasinin, laikliğin ve halkçılığın temsilcisidir. Ancak bugün CHP, tarihinin en ağır sınavlarından birini yaşıyor. Bu sınav, ne bir kurultayın sonucu ne de bir genel başkan değişimidir. Bu sınav, siyasetin içindeki etik, ahlak ve vicdan terazisinin paramparça oluşudur.

Geçtiğimiz kurultayda yaşananlar, sadece bir liderin kaybedişi değil; bir dönemin hakkaniyetsizce tasfiyesidir. Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan sistematik itibarsızlaştırma, arka kapı pazarlıkları ve “önceden hazırlanmış” bir planın adım adım uygulanışı, siyasetin iç yüzünü gözler önüne sermiştir. Kurultay günü yaşananlar; alkışlarla, sloganlarla, göz göze sevinçle kucaklaşan vekillerin gölgesinde bir utanç vesikası gibi durmaktadır.

İsim İsim Vicdan Sınavı

CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nda, Özgür Özel genel başkan ilan edildiğinde en önde alkış tutan isimler arasında Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, İstanbul Milletvekili Mahir Polat, Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, ve Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak vardı.

Bu isimler, daha birkaç ay önce Kılıçdaroğlu ile seçim meydanlarında fotoğraf veren, onun liderliğini “tarihsel bir görev” olarak tanımlayan isimlerdi. Aynı isimler, kurultay günü zafer çığlıkları atarken, Kılıçdaroğlu’nun 13 yıllık emeğini, onurunu ve katkılarını sanki hiç yaşanmamış gibi tarihin çöplüğüne atmaya çalıştı.

Soruyoruz: Siyasi başarıdan anladığınız şey, bir lidere vefasızlık mı? Dün beraber yürüdüğünüz yol arkadaşınızı, bugün kapı önünde yalnız bırakmak mıdır?

Paranın Gölgesindeki Kurultay

Daha da ağır bir iddia var ortada: Kurultay öncesi bazı il başkanlarına 1000 dolar karşılığında delege yönlendirmesi yapıldığı, bazı isimlere rüşvet teklif edildiği, sahte delegelerle sonuçların şekillendirildiği yönünde iddialar gün gibi ortada duruyor. CHP içinde bu konulara dair tek bir net açıklama yok. Hukuki bir soruşturma açılmadı, etik kurullar devreye sokulmadı, tam tersine “görmezden gelinip” yola devam edildi.

Bu suskunluk, bu kabulleniş, bu siyaseten “sus payı” kültürü, CHP’yi yalnızca ahlaken değil, halk nezdinde de çöküşün eşiğine getiriyor.

Kemal Kılıçdaroğlu: Sessizliğin Ardındaki Çığlık

Kurultaydan aylar sonra ilk kez konuşan Kılıçdaroğlu’nun “Arkamdan hançerlendim” ifadesi, herhangi bir mağduriyet anlatısı değil; CHP tarihine not düşen, sistematik bir iç darbeyi anlatan cümledir. Ve bu cümle, yalnızca siyasi etik açısından değil, gelecekte CHP içindeki güç oyunlarının nereye varabileceğini göstermesi bakımından da uyarıcıdır.

Kılıçdaroğlu, o kurultay salonunda yalnız bırakılmış olabilir, ancak milyonların vicdanında hâlâ yerini koruyor. Onun 2010’dan bu yana verdiği emek, sadece sandıkta değil, sokakta, meydanlarda, adalet yürüyüşlerinde, helalleşme çağrılarında karşılık buldu. Bugün Özgür Özel’in üzerinde yürümeye çalıştığı siyasal zemin, büyük ölçüde Kılıçdaroğlu’nun sabırla ördüğü bir mirastır.

Muhalefet mi? Sadece Besteler Çalınıyor

İktidar partisi bugün ekonomik krizle boğuşan halkın derdine “yeni anayasa” paketleriyle yanıt vermeye çalışıyor. Yoksulluk sınırı 81 bin lirayı aşmışken, gençler umudunu yurt dışında ararken, muhalefetin hâlâ iç hesaplaşmalarla, boş vitrinlerle halkın karşısına çıkması affedilecek bir hata değildir.

CHP, kendi içine düşen bu fitne ateşini söndürmeden halka umut olamaz. Bugün yapılan, sadece yanlış besteleri halka servis etmekten ibaret. “Çal, çal dinle” politikasıyla, halkı kandırmak mümkün değil. İnsanlar artık sahici liderlik, vicdani siyaset ve hesap verebilirlik istiyor.

CHP bu çöküşe karşı bir yüzleşme cesareti göstermelidir. Aksi halde, çok daha derin yaralar kaçınılmazdır.

Parti Değil, Vicdan Kazanmalı

CHP hâlâ bu ülkenin en büyük umudu olabilir. Ancak bu ancak ve ancak, kendi içinde dürüstlükle yüzleşebilirse mümkün olur. Kurultayda yaşananlar, basit bir liderlik değişimi değil; bir siyasi karakter testiydi. O gün kim nerede durduysa, bugün tarih onu oraya yazacak.

Kılıçdaroğlu’na yapılan bu vefasızlık, sadece bir lidere değil, halka da yapılan bir haksızlıktır.

Ve unutulmamalı: Vicdanını yitiren hiçbir siyasi hareket, ne kadar alkış toplarsa toplasın, sonunda tarihten silinmeye mahkûmdur.

Temel IŞIK / ha-ber.com

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP