Türkiye’nin son 20 yılını, AKP ile ortak hareket eden MHP belirledi.
Önümüzdeki seçimlerde belirleyici parti, tartışmasız HDP olacak.
Anayasa Mahkemesi’nin partinin kapatılmasına ilişkin olarak başlatılan yargı sürecinde karar almamasının, kapatma kararını geciktirmesinin ardındaki gerçek de budur.
Ülkeyi yöneten koalisyon; AKP – MHP koalisyonu, Cumhur İttifakı yani İstiklâl Caddesi’ndeki saldırıyı, Suriye’nin kuzeyinden atılan füzeleri iç siyasette kendisine oy kazandıracak olaylar olarak düşünse de, koalisyon da HDP’nin belirleyici parti olduğunu aklından çıkar(a)mıyor.
Dış politikadaki iflas, ekonomide yaşanan güçlükler, çaresizlikler onların karınlarındaki en yumuşak noktalar olarak ortadalar.
Durum bu olunca gelecek seçimlerde seçmenin önüne nasıl çıkılırın yollarını arıyor koalisyon ya da Cumhur İttifakı.
Bu yollardın en belirleyici olanının HDP’den geçtiğinin farkında olan koalisyonun partinin kapatılması konusunu geciktirmek istemesi de bundandır.
MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin HDP’ye yönelik olarak ağız değiştirmesi de bundandır.
Her ne kadar başlarındaki işlerin ardında ABD olduğunu söyleseler de, HDP’yi PKK / PYD / YPG ile ilişkilendirseler de HDP’nin gelecek seçimlerdeki belirleyici parti olacağı duvarına çarpıyorlar.
Koalisyon, Cumhur İttifakı; Recep Tayyip Erdoğan’ın her söylediğini kesin ve değişmez olarak kabulleniyor.
Örneğin onun ne „Ben ekonomistim!“ ne „Kürt meselesini çözdük!“ iddiaları tartışılıyor koalisyonda.
Koalisyon; Türkiye’nin terör sorununun, Kürt sorununun „Bitirdim!“ demekle bitmeyeceğini örneğin söyleyemiyor Recep Tayyip Erdoğan’a.
20 yılını AKP’de geçirmiş, 40 yıldır Kürt kimliği ile siyaset yapan kimileri, yakın bir zamanda AKP gölgesinde bir çalıştay yaptılar. Çalıştayın başlığı “Kürtler ne istiyor?” du.
Çalıştaydaki Kürt kimlikliler yaptıkları konuşmalarda Erdoğan’ın sorunu çözdüğünü, kalan eksiklerin tamamlanması gerektiğini söylediler örneğin.
Kürt sorunun HDP’siz çözülemeyeceği gerçeğini göz ardı, kulak ardı ettiler.
HDP’nin kapatılması için açılan dava, MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli öyle istediği için hemen ele alınmıyor. Sürecin uzama nedeni budur. Devlet Bahçeli’nin süreci uzatma isteğinin ardında yatan gerçek de HDP’nin belirleyici parti olacağı gerçeğidir.
HDP kapatılması konusunu bu nedenle seçim sonrasına bırakıyorlar.
AKP’nin konuya ilişkin düşüncesi de MHP gibi…
Elinde kalan bir avuç Kürt seçmeni de HDP’nin kapatılmasıyla kaçırmak istemiyor AKP…
Cumhurbaşkanlığı seçimi sisteminin getirdiği % 50 +1 koşulu nedeniyle de HDP son derece önemli parti konumunda Türkiye’de.
İrili, ufaklı diğer tüm partiler ve ittifaklar da.
% 12 oy oranıyla kimin cumhurbaşkanı olacağına karar veremezsiniz ama; kimin cumhurbaşkanı olamayacağını Millet ve Cumhur ittifakları arasında alacağınız karar, devreye sokacağınız aday çıkarma atağıyla sonucu etkilersiniz.
HDP; işte tam da bu konumdadır Cumhur ve Millet İttifakları açısından.
Mansur Yavaş’a da, Merak Akşener’e de oy vermeyeceklerini; Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olması durumundaysa, güçsüz de olsa, aday çıkarmayacaklarını açıkladılar.
Millet İttifakı Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanırsa, anayasa değişikliğinde referandumsuz kabul için gerekli 400 oyu ya da referanduma gidebilmesi için gerekli 360 oyu bulabilmek için HDP’nin kapısını çalmak zorunda kalacak. Bu zorunluluk da HDP’nin belirleyici parti olduğunun kanıtıdır.
Yazının başlığında da belirttiğimiz gibi;
HDP’SİZ OLMAZ…
Millet İttifakı ya da Altılı Masa; adı ne olursa olsun, bu gerçeği yadsıyamaz, yadsımamalıdır…
ALMANYA
3 saat önceALMANYA
10 saat önceGÜNCEL
10 saat önceGÜNCEL
14 saat önceALMANYA
15 saat önceALMANYA
15 saat önceALMANYA
15 saat önce