YUNANİSTAN ‘DAKİ KRİZ

ABONE OL
11:55 - 23/10/2020 11:55
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Yunan halkı ayaklandı.
Göstericiler Atina’da orayı burayı yakıp yıktılar geçtiğimiz günlerde.
Hatta can kaybı da oldu.
Ülkenin içinde bulunduğu krizin boyutlarının ne denli korkutucu olduğu da aslında yeni ortaya çıkmaya başladı.
Yunan halkı dışarıdan gelen kaynaklarla tatlı hayat sürmenin bedelini ödemeye başladı.
Ancak bu bedeli sadece Yunanistan mı ödeyecek?
Avro bölgesi bu ciddi bunalımdan nasıl kurtulacak?
Bu soruların yanıtları aranıyor şu günlerde.

Türkiye’de 2001 krizi sırasında bizzat tanık olduğum sıkıntılı ortamı hatırlıyorum.
Bankalar batma aşamasına gelince para otomatlarından ödeme yapmayı durdurmuşlardı.
Plastik paranın bu denli yaygınlaştığı ülkemizde o günlerdeki paniğin neden olduğu dehşet gerçekten korkutucuydu.
Sonra kur ayarlaması yapıldı, kamu harcamaları iyice kısıldı, acı reçeteye razı olduk.
Yunanistan’ın kur ayarlaması yapma şansı da yok.
Çark sadece turizm ve uluslararası deniz nakliyatının gelirleriyle dönemez.
Borçlarını ancak yeni borç alarak ödeyecek, bir de harcamalarını kısacak.
İşte Yunan halkı bu kemer sıkma politikasına karşı sokaklara döküldü.
Haklı mı, değil mi? Artık siz karar verin.

Böylesine dar boğazlardan geçen ülkelerde halkın sosyal patlama olarak da nitelendirilen sert tepkisi sadece Yunanistan’a özgü değil.
Daha yakın geçmişte benzeri sokak gösterilerini, yağmalamaları Arjantin yaşamak zorunda kalmıştı.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında kanlı bir iç savaş dönemi geçiren Yunanistan’da sokağa dökülme geleneği oldukça eski.
Buna karşılık Tük topraklarında yanılmıyorsam en son isyanlar 16. yüzyıldaki Celali İsyanlarıdır.
Türk halkının tepkisi neyse ki sandık başında ve demokratik oluyor genellikle.
Halkımızın aslında seçimden seçime kullanabildiği demokratik hakkını daha siyasete katılımcı bir ortam bulsa yine en demokratik biçimde kullanacağından kuşkum yok.

Yazmadan geçmek istemediğim bir konu daha var: O da Avrupa Birliği’nin Yunanistan’ın durumu karşısındaki tepkisi.
İlk başta borç verme konusunda ayak diremeye kalkan Almanya ve Fransa ki bunlar Yunanistan’a en çok borç vermiş olan bankaların vatanlarıdır, Avro’nun Dolar karşısında tepetaklak gitmesinin nasıl bir bedel ödeteceğinin farkına vararak tutum değiştirdiler.
Baktılar ki Avrupa Birliği’nin geleceği tartışılır hale geldi, ayak diremekten vazgeçtiler ve kesenin ağzını açmaya karar verdiler.
Şimdi artık para kesesi açıldı, Yunanistan’ı kurtaracaklar.

Fakat asıl Yunanistan kendini nasıl kurtaracak, onu görmek lazım.
Endüstrisi olmayan, 10 milyonluk nüfusunun 6 milyonu Atina’da “memur ve müreffeh” yaşamaya alışmış, tüketimi seven bir toplumun bugüne kadarki tutumunu nasıl değiştireceğini doğrusu merak ediyorum.
Üretim olmadan krizden çıkmak nasıl olacak, hep beraber göreceğiz.

Herkese iyi bir hafta dileğiyle.

Dr. O. Can Ünver

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.