0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Türkiye ile Almanya arasında mütemadiyen bir üslup sorunu yaşıyoruz.
Yıllardan beri her krizde ortaya çıkan bu sorun en son NSU cinayetleri ve Almanya’da Türk evlerinde çıkan yangınlarda yine iki ülke ilişkilerinde etkili oldu.
Almanya’da bir neonazi/ırkçılık sorunu var.
Bu ciddi bir sorun ve aslında sadece can almakla kalmıyor, ülkenin demokrasisini, toplumsal huzurunu ve uluslararası itibarını ciddi biçimde tehdit ediyor.
Almanya’da işin ciddiyetini anlayıp sorunun üzerine kararlılıkla gidenler olduğu gibi ortada neredeyse hiçbir şey yokmuş gibi davranan, hatta menfur olayların üstünü örtmeye çalışan, en azından önemsizleştirme gayretine girenler var.
Siyasal sorumluluk mevkiinde bulunanların bir kısmı maalesef bu kategoriye giriyor.
Daha da fenası, medyanın bir bölümünün de desteğiyle aslında demokratlığı konusunda kuşku duyulması mümkün olmayan halkın da yanıltılmasına neden oluyor bunlar.
Bu medya mensuplarının ve uzak görüşlü olmamakta direnen bazı politikacıların bir de özensiz bir üslupla konuları değerlendirmeleri yangına körükle gidilmesine neden oluyor.
Türk Büyükelçisi’nin ve Türk basınının 17 Nisan’da Münih’deki duruşmayı izlemeleri konusunda ortaya çıkan sorun sırasında mahkemenin açıklamalarında da bu özensiz üslup görüldü.
İnternetteki haber sitelerine baktım.
Yapılan haberlere gönderilen okuyucu görüşlerinde sürekli bir “Türk-Alman boks maçı” (!) havası egemendi.
Bu mektupların bazılarında siz de Almanları öldürdünüz, ne konuşuyorsunuz veya hep Almanları suçluyorsunuz, siz de Türkiye’deki, Hıristiyanlara neler yaptınız gibi bir üslup doğrusu Almanya gibi demokrat ve kültürel düzeyi yüksek bir ülkenin halkına yakışmadı.
Bu görüşlere yer veren gazeteler de aslında bu üslubun kullanıldığı mektupları yayınlamamalılar.
Çünkü çoğu zaman isterlerse mektubunuz uygun bulunmamıştır gerekçesiyle yayınlamayabiliyorlar.
En azından bir hiç uğruna yaşamını yitiren 10 insana karşı bir saygısızlık yapılmakta.
Fakat işte demokratik hukuk devletine yakışan karar nihayet Federal Anayasa Mahkemesi’nden geldi.
Avrupa Sabah’ın girişimi ile duruşmada yabancı basının da bulunması gereği kararlaştırıldı.
Hem Sabah’ı hem de bu kararı veren Anayasa Mahkemesi’ni kutlamak gerek.
Sonuç olarak, toplumun huzuru ve birlikte yaşamın daha da kolaylaşması için anlamsız ve seviyesiz üsluptan ve davranışlardan kaçınılması bugün her zamankinden daha gerekli.
Aman buna dikkat edelim ve gereksiz gerginliklere meydan vermeyelim.

Dr. O. Can Ünver