TÜRKLÜK NEDİR?

ABONE OL
11:54 - 23/10/2020 11:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Türkiye’de yıllardan beri süren ve habire temcit pilavı gibi ortalığa sürülen bir Anayasa tartışması var.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yeni Anayasa’yı yapmak üzere oluşturulan ve grubu olan dört siyasi partinin katıldığı komisyonda pek mesafe alınamadığı görülüyor.
Genel olarak halkın da pek ilgi duymadığı, buna karşılık medyada veya entelektüel çevrelerde çok önemsenen, ancak bir türlü uzlaşma zemini bulunamayan bir kısır tartışma bu.
Yeni Anayasa nasıl olmalı?

Bu konuda birbirine zıt onlarca görüş var.
Demokratikleşmeyi daha sağlam temellere oturtacak, insan haklarını ve adalet kurumunu, sivil toplumu güçlendirecek bir yeni Anayasa metni pek tabiidir ki herkesin beğenisini kazanacaktır.
Bundan kuşku yok.
1982 yılında halk tarafından %92 gibi çok yüksek bir oranla kabul edildiğinden beri defalarca değiştirildiği halde hala “askerlerin yaptığı” olarak anılan şimdiki Anayasa’nın nasıl olacağından çok ülkenin ve ulusumuzun adına takmış bazıları.
Yani, dönüp dolaşıp mevcut Anayasa’nın değiştirilemez, değiştirilmesi bile teklif edilemez olan ilk üç maddesine getiriyorlar lafı.
Bu tartışmalarda, hadi ülkenin adını lutfedip Türkiye olarak bırakalım, fakat bu ülkenin ulusunun adına “Türk” demeyelim saplantısı medya ikoncanlarının da katkısıyla içlere öyle sindirildi ki, neredeyse kimse artık buna sesini soluğunu çıkarmıyor.
Efendim, bazıları diyor ki, “Türk” bir ırkın adıdır sadece; Türkiye’de başka ırklar, etnik gruplar var, onların hakkı yenmesin.
Bunu söyleyenlerin Türklerin ne uzun tarihini ne de bugününü hiç kavramamış oldukları anlaşılıyor.
Aynı zamanda 90. yılına ulaştığımız Cumhuriyet’in de özünü, ruhunu hiç anlamamış bu kişiler.
Türkiye Cumhuriyeti, bir ulus-devlettir.
Bir ırk veya mezhep devleti değildir.
Çünkü Türklük kavramı modası geçmiş bir ırk kavramı üzerine inşa edilmemiştir ve bir kültür kader ve tarih birliğini ifade etmektedir.
Sözün burasında kısa süre önce Bosna Hersek’de edindiğim bir izlenimimden söz etmek istiyorum.
Birkaç hafta önce “Balkan Savaşı’nın 100. Yılında Rumeli’den Türk Göçleri” konulu bir sempozyuma katılmak üzere Saraybosna’da idim.
Orada gördüğüm, Müslüman Boşnak halkın ırkı ve dili farklı olmasına karşın kendisini bizim bir parçamız, akrabamız olarak tanımladığı idi.
Balkanlar’da bundan 600 yıl önce İslamı yayanlardan Sarı Saltuk’un tekkesini ziyaretimizde bize mihmandarlık eden Boşnak genci Mirza’nın Türkiye’de okunsa bazılarının küçümseyerek dudak bükeceği milliyetçi içerikli bir Türklüğe bağlılık şiirini duygulanarak Türkçe okuması doğrusu bu düşüncemi pekiştirdi.
O nedenle biz neyin tartışmasını yapıyoruz diye düşündüm.
Anayasa’dan “Türk ulusu” sözcüklerini çıkarmaya neden gerek duyalım ki?
“Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığı” vs. birilerine yaranma amaçlı ve zorlama ifadelere ne gerek var?
Büyük Atatürk’ün dediği gibi, bu devleti kuran halka Türk demek yeterlidir.
Üzerinde yaşadığımız bu vatan topraklarında Türklük çağdışı ve suni bir ayrışmanın adı değil, bir gönüllü kültür birliği olarak algılanmalıdır.
Bunun dışındaki bir ifade Cumhuriyet’in ırk, dil, din farkı gözetmeksizin herkesi kucaklayan müşfik ruhuna aykırıdır ve kabul edilemez.

Dr. O. Can Ünver

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.