TÜRK DİASPORASI

ABONE OL
11:55 - 23/10/2020 11:55
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bu konularda neredeyse son kırk yıldır çok düşündüm, çok yazdım: Yurtdışındaki Türkler, onların yıllar içinde geçirdikleri aşamalar, karşılaştıkları sorunlar, anayurtla bağları, gelecekte nelerle karşılaşacakları, vb. Geride kalan yarım asırlık süre içinde yurtdışına göç etmiş olan, geçici veya sürekli olarak başka bir ülkede ikamet eden vatandaşlarımızla ilgili doğru yanlış birçok saptama yapıldı, çok sözler söylendi. Bence eksik olan, bütünsellik gözetilerek hazırlanması gereken devlet politikalarıdır; bu türden politikaların belli ve uygun yöntemlerle uygulamaya konulamamasıdır.

Bugünkü Cumhuriyet Gazetesi’nin internet sayfasında Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan’ın “Türk diasporası” hakkında söylediklerini okudum. Sayın Çağlayan şöyle diyor;

“Bugün öyle ülkeler var ki, 78 bin Türk müteşebbis var. Dünyada Türk müteşebbis olmayan tek ülke yoktur. Bir sistem kurduk, ihracat stratejisinin bir parçası… Dünyanın her yerinde bulunan işadamlarını elektronik ortamda bir envanter çalışmasıyla bir araya getirirken, kim nerede ne işi yapıyor ortaya koyacağız. Ayrıca kendi aralarında ortaklaşa ticaret yapmalarını birlikte diğer ülkelerde çalışmalarını, bu konudaki ticaretlerini Türkiye’deki insanlarla paylaşmalarını, üçlü bir yapıyı amaçlıyoruz. Böyle bir güç kimsenin elinde yok, Ermenilerin, Yahudilerin ellerindeki bizim gücümüz kadar olmayan gücün bugün ne anlama geldiğini görüyoruz.(…) Bizim elimizde böyle bir güç var, 6 milyondan fazla Türk yaşıyor dünyada. Bu plan, bizim bu Türk diasporasını, o gücümüzü harekete geçirme planımız.”

Bu sözlerden memnun olmamak mümkün mü? Ancak tabii sormak gerekiyor: Bu işler neden bu kadar geç akla geldi acaba? Yıllardan beri bilinmiyor mu, Türkiye’nin yurtdışındaki Türklere yönelik daha akıl dolu yaklaşımlar geliştirmesi gerektiği? Ben bürokrasiden geliyorum. Bu konularda nasıl politikalar izlenmesi hakkında emin olunuz, her dönemde yazılmış, çizilmiş ve planlar hazırlanmıştır. Ancak Türkiye’nin bugününde ve geçmişinde hep yaşadığımız siyasal irade eksikliği ve günlük rüzgâra göre davranılması, kısaca politikasızlıklar, bürokrasinin, uzmanların önerilerinin hep yok sayılmasına neden oldu. Hükümet politikalarımız daima “acaba dışarıdaki Türk’ten ne yarar alırız?” noktasında kalmış, “onlara ne verebilirize? Bir türlü ulaşamamıştır.

Ben sanayicilikten gelen Sayın Çağlayan’ın pragmatist bir yaklaşımla beğendiğimiz bu sözleri etmesinden sevinç duydum. Ancak ne yazık ki hayata geçirilebileceğinden ümitli değilim. Çünkü böylesine bir politikayı devletin ilgili tüm kurumlarının kucaklaması, her türlü gelişmeye aykırı olsun diye yapılmış mevzuatlarda hızlıca gerekli değişimlerin yapılması ve işleri yürütecek ehil kadroların bulunması gerekir. Bu üç faktörün de içinde bulunduğumuz dönemde bir araya gelebileceğine inanmıyorum. Bir de, Sayın Bakanın konuya salt Türkiye yararı açısından bakmasının sonuç getirmeyeceği kanısındayım. O gücünden yararlanmaya çalıştığınız Türk varlığını bulunduğu her coğrafyada güçlendirmek için devlet tarafından acaba neler yapılması düşünülmektedir. Bir tarihte Almanya’ya Türkiye’den külliyetli miktarda tekstil ihracatı yapan yakın bir dostum şirketinin bulunduğu Nürnberg’e gelirken beraberinde getirdiği numuneleri gümrükten geçirmekte zorlanmıştı. Nedeni de trajikomik niteliktedir: Çünkü Türk devleti bu dostumun pasaportunun meslek hanesine o zaman “işadamı” yerine “işçi” yazmakta ısrar ediyordu. Bu nedenle ayda en az 5-6 sefer Türkiye’ye girip çıkan ve oradaki üretim fabrikalarını da yöneten dostumun Türkiye’ye giriş çıkışta da karşılaştığı anlamsız zorluklar vardı. Meslek hanesine gerçek mesleğin yazılması meselesinin bile çözülmesi uzun zaman aldı. Bunları bilen biri olarak şimdi Sayın Zafer Çağlayan’ın iyi niyetli sözleri bana gerçeküstü gibi geliyor. Hele bir de hızla genel seçim atmosferine giren ve inanılmaz siyasal gerginliklere sahne olan Türkiye’yi düşünürseniz bu işlerin gerçekleşmesinin hangi bahara kaldığını artık varın siz söyleyin.

İyi ve güneşli günler dileğimle.

Dr. O. Can Ünver

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.