MAĞDURİYETTEN ZULME

ABONE OL
11:55 - 23/10/2020 11:55
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bugünlerde tüm olaylar ve kavramlar birbirine karıştı.
İsrail’in Gazze ablukasını delmek üzere yola çıkan Türk gemisine (geminin Comor Adaları bandırası var da deniyor) yapılan kabul edilemez saldırı ve bu olaya ilişkin gelişmelerden söz etmek istiyorum bu hafta.
Militanca düzenlenen bir eylem bu işlerde son derece gözü kara ve hukuk tanımaz olan İsrail tarafından kanlı bir şekilde engellendi.
Kimine göre (mesela F.Gülen) İsrail’den izin alınıp öyle bu işe kalkışılmalıydı; kimine göre de İsrail’in ablukayı delmeye kalkanlara izin vermeyeceği zaten biliniyordu.

Dokuz masum insanımızın kaybı yürekleri dağlarken Türkiye’nin Ortadoğu’da üstlenmeye çalıştığı yeni bir rol mü var sorusu da gündeme oturdu.
Olayların gelişmesine bakacak olursak bu yardım filosunun yola çıkacağından Türk hükümeti haberliydi ve alınması gereken koruma önlemleri belli ki alınmadı.
İsrail’in bu denli hunharca bir katliama kalkışacağı anlaşılan önceden kestirilemedi.
Bir sivil toplum örgütünün resmi politikamızı ve ulusal çıkarlarımızı bu ölçüde etkilemesi de doğrusu ender görülen durumlardan biridir.
Fakat olan oldu, insanlar pervasızca işgal edilen bir Türk gemisinde İsrail askerlerinin kurşunları altında can verdiler.
Ulusal onurumuzun zedelendiğini, bir anda Ortadoğu’nun çıkmaz sokaklarına falan çekildiğimizi ve hepsinden önemlisi dokuz yurttaşımızın kaybını düşününce bu vahim olayın peşinin bırakılmaması gerektiğini, meselenin sineye çekilecek iş olmadığını düşünüyorum.
Türkiye Cumhuriyeti gerekli diplomatik ve hukuki yollara başvuruyor ve zorbalığın öyle kolaylıkla kabul edilemeyeceğini dünyaya sergiliyor.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Başkanlık Bildirisini ve Ban Ki Moon’un araştırma komisyonu oluşturma kararını pek yeterli bulmuyorum.
Olay tüm yönleriyle dünyaya bizim tarafımızdan anlatılmalı.
Fakat şu İsrail’in içine düştüğü duruma bakar mısınız? Holocaust nedeniyle barışsever ve insan haklarına saygı duyan herkesin sempati ve desteğini kazanmış olan bir ulus bugün aşırı sağın oyuncağı haline gelmiş hükümetin elinde eski mağduriyetten kazandığı tüm kredisini harcamakla meşgul.
Ulus olarak zulme uğrayan bir halkın devleti kendisi ile zalimlikte kimsenin boy ölçüşülmeyeceği bir konuma gelmiş bulunuyor.
Terörün bir insanlık suçu olduğu herkesin kabul ettiği bir gerçek kuşkusuz.
Ancak devletlerin terör gibi aşağılık bir yönteme başvurması insanlığın gelip vardığı nokta açısından ne denli büyük bir felaketle karşı karşıya olduğunun da bir göstergesi değil mi?
Irkçılık belasından büyük acılar çekmiş olan bir halkın askerlerinin Mavi Marmara gemisindeki Türkleri Türk oldukları için taammüden öldürdüklerini düşününce doğrusu dünyada bu devleti gözü kapalı destekleyenlerin gözlerini artık açmaları gerektiğini düşünüyorum.

Herkese mutlu bir hafta dileğiyle.

Dr. O. Can Ünver

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.