İSTANBUL’DA DİN CİNAYETİ

ABONE OL
11:54 - 23/10/2020 11:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Batmanlı Müslüman gençle eşi Mardinli Hıristiyan eşi sadece on gün evli kalabildi.
Babası Ermeni annesi Süryani olan gelinin ağabeyi tek günahları farklı dinlere mensubiyet olan bu günahsız çifti başlarına sıktığı birer kurşunla öldürdü.
Son birkaç gündür Türkiye bu meşum olayı tartışıyor.
Din ve kültür farklılığı nedeniyle meydana gelen bu tür olaylara şimdiye kadar hep İslam inancına sahip kişilerin neden olduğuna tanık olduk.
Geçtiğimiz yıllarda İsveç’te bir Türk baba İsveçli bir gençle evlenmek isteyen kızını öldürdü. Almanya’da da benzeri olaylar yaşandı, hatta bunlar filmlere konu oldu.
Ve sonuç olarak Türklerin ve Müslümanların değişmeyen olumsuz imajının biraz daha pekişmesine neden oldu bu olaylar.
Türk ve Müslüman karşıtı görüş sahipleri için de görüşlerini teyit etmeye yarayan bulunmaz fırsat oldular.
Şimdi yine bizim coğrafyamızdan, ancak bu defa Hıristiyan bir ağabey kız kardeşinin Müslüman bir gençle evlenmesine dayanamayıp canice katletti genç evlileri.
Bu türden olayları bir dini (İslamiyeti) ve o dine inanan insanları (Müslümanları) topyekûn karalamak için istismar edenler acaba nasıl bir değerlendirme yapacaklar?
Böylesine olayların nedenlerini araştırırken öncelikle sınıfsal ve sosyoekonomik nedenlerine bakmak gerekmiyor mu?
Yani, nefretle karşılanması gereken böylesine ilkel bir şiddeti artık basmakalıp bir düşünce sistematiği ile kolaycılığa da kaçarak belli bir dinin “gereğini yerine getirme” olarak değerlendirmek mümkün müdür?
İşte feodal bir çevreden çıkan ve kentsoylu modern yaşam çevresine ayak uyduramamış bir Hıristiyan vatandaşımız da aynı ilkel davranış biçimini benimseyebiliyor.
Kültürü ve kültürel farkı tüm toplumsal çatışmaların odak noktasına koyan ve sonucunda belli bir grubu suçlamak, karalamak için vesile arayan sığ düşünceli (Avrupalı) post-moderncilerin nasıl yorumlar getireceğini merak ediyorum.
Gerçi katil gencin cemaatine mensup bir gazeteci dün işlenen cinayeti kınar gibi görünüp aynı zamanda da “asimilasyon tehlikesini” haklı bir gerekçe olarak sunuyordu katıldığı TV programında.
Hiçbir gerekçe hiçbir dini veya etnik gruba mensup kişilerin farklı gördükleri insanları katletmesini haklı kılamaz.
Bu olayın ve öncekilerin ardında yatan şiddete eğilimi körükleyen feodal toplumsal yapıdan başka bir şey değil.
Hangi gruptan olursak olalım, çağın dışında kalmış bir toplum ve aile yapısı ister istemez şiddeti doğuruyor.
Böylesine acıklı olaylar Avrupa’nın da belli yörelerinde, örneğin feodalitenin tam olarak aşılamadığı Sicilya’da sık görülüyor.
İster adına biraz da hoş görür gibi “töre” diyelim, isterseniz başka bir ad bulun, şiddetin gerekçesi artık geride bırakılması gereken çağdışı toplumsal yapıdan başka bir şey değildir.
Yoksa caninin hangi dinden veya etnik gruptan olduğunun hiçbir önemi yok..

Dr. O. Can Ünver

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.