GÜLHANE PARKI

ABONE OL
11:45 - 23/10/2020 11:45
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Gülhane parkı deyince aklıma her daim Nazım Hikmet gelir, dönemin iktidarlarının hoşuna gidecek şeyler söylemediği için, Nazım Hikmet sakıncalı olarak görülüp, hakkında tutuklama kararı çıkarılmış, her tarafta aranıyor.

Sevgilisi Piraye ile buluşmak istiyor. Yakalanacak diye, mümkün mertebe sakin yerleri seçiyormuş. 

Güzel bir günde Piraye ile Gülhane parkında buluşmak için randevulaşan Nazım Hikmet, Piraye’yi beklerken, içeriye polislerin geldiğini görür, yakalanmamak için, altında beklediği çınar ağacına tırmanır, orda beklemeye başlar.

Polisler gelir etrafı kolaçan eder, bir şey göremez, o arada sevgilisi gelir polisleri görünce biraz çekinir. Piraye çınarın altında bekledikçe, polisler oradan ayrılmaz.
Nazım Hikmet çınar ağacının üstünde, kalemini çıkarır, işte o meşhur şiirini kaleme alır.

Başım köpük köpük bulut,
içim dışım deniz,
ben bir ceviz ağacıyım
Gülhane Parkı’nda,
budak budak,
şerham şerham ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkındasın,
ne polis farkında.
Ben bir ceviz ağacıyım
Gülhane Parkı’nda.
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril,
koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil.
Yapraklarım ellerimdir,
tam yüz bin elim var.
Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul’a.
Yapraklarım gözlerimdir,
şaşarak bakarım.
Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul’u.
Yüz bin yürek gibi
çarpar, çarpar yapraklarım.
Ben bir ceviz ağacıyım
Gülhane Parkı’nda.
Ne sen bunun farkındasın,
ne polis farkında.

Sevgili ustayı 114’üncü yaşında saygıyla anıyorum. 

O gün durum öyleydi, bugün durum, hiç de farklı değil.

Doğruyu söyleyen yürekli insanlar, yazar, çizer, gazeteciler ve televizyoncular hala aranmaya devam ediliyor.

Ali Sönmez

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.