0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Birkaç gündür ülkemizin en güzel köşelerinden birinde, Datça’dayım.

Datça’nın dünyaya tanıtılması, bir marka olabilmesi için yürüttüğümüz bir çalışma nedeniyle geldiğim bu cennet kıyı kentimizden Türkiye’ye ve yurtta olanlara bakış Ankara’da, İstanbul’dakinden farklı oluyor kuşkusuz.

Fakat bugünler terörün akıttığı kan nedeniyle dünyaya iyimser gözlerle bakmaya pek izin vermiyor.

Türkiyemiz bugünlerde terör belası ile giderek daha fazla meşgul ediliyor; her geçen gün temiz vatan evlatlarımız karanlık karargâhların kanlı eliyle şehit ediliyor.

Akdeniz’le Ege’nin bu huzurlu yöresinde ister istemez sorguluyorsunuz: Bu vatanda kim neyi paylaşamıyor?

Türkiye’nin her köşesi hepimizin değil mi?

Kime, ne zaman, kim, şuraya gidemezsin, burası senin değil demiş?

Türkiye, bu ülkeyi kuran halkın ortak vatanı, hepimizin yurdudur.

Yıllardır akıtılan kana yenilerini eklemenin, gözyaşlarını akıtmanın ötesinde hiçbir yararının olmadığını bu kana susayanların bilmediğine inanmıyorum.

Bu ülkenin, onların arzu ettiği veya hayalini kurduğu ülke olamayacağını bilsin herkes.

Bu güzel yurt köşesinden bakınca askerimize ve günahsız yavrulara sıkılan kurşunların, acımasızca patlatılan bombaların ne kadar anlamsız olduğunu düşünüyorum.

Bu ülkenin zenginlikleri hepimize yeter; zenginliklerimizi hakça paylaşalım, insanca ve birlikte yaşayalım.

Aslında halkımızın birbirinden kopma gibi bir tutkusunun olmadığı, her türlü tertibe karşın bugüne kadar bir çatışma ortamının yaratılmaması ile gayet iyi bilinmekte.

Anlamsız bir amaç ve yıkıcı bir düş uğruna yurttaşlarımızın yok edilmesine karşı duralım.

Gazze olayındaki İsrail’in cinayetlerine gösterilen kitlesel tepkinin artık bölücü terörün kanlı eline karşı da gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Yeter artık deyip, demokrasimizin, Cumhuriyetimizin ve milletimizin huzur ve sükûnete kavuşması adına bu kanlı gidişi durduralım.

Datça gibi dünya cenneti bir yurt köşesinden böylesine tatsız bir konuda yazmanın üzüntüsüyle huzurlu bir hafta diliyorum.

İyi bir hafta dileğiyle

Dr. O. Can Ünver