BÖLÜNÜR MÜYÜZ? (2)

ABONE OL
11:54 - 23/10/2020 11:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Önceki haftaki yazımda Türkiye’nin bölünme tehdidine karşı Cumhuriyetçiliğe sarılması gerektiğini yazmıştım.
Bu konu son birkaç gündür farklı bir düzlemde yine farklı bir biçimde tartışılmaya başlandı.
Uzun zaman önce değil, bundan sadece birkaç yıl önce ağza alınması bile düşünülemeyen bazı sözde “çözüm yolları” dünyanın en doğal şeyleri imiş gibi konuşuluyor, yazılıyor.

Terör örgütü ve onun yandaşları, adına “demokratik özerklik” koydukları Türkiye’den kopma projesini yaşama geçirme aşamasına geldiklerini ifade ediyor.
Çok korkutucu bir toplumsal çatışma ortamına sürüklenmek istediğimiz hakkında kuşkum yok.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı’nın lütfederek (!) “ay-yıldızlı bayrağımızın kendi flamalarının yanında yer alacağına izin vereceklerini” duyduğumda aklıma ilk gelen şey, bu dillendirdikleri “özerkliğin” acaba hangi aşamasında bayrağımızın da direkten indirilmesinin planlandığı oldu.
Şimdi bir düşünelim: Ülkenin bir yöresinin bu ülkeye ait olmadığı ve farklı bir şekilde yönetilmesi isteniyor.
O yörenin ülkeye ait olmadığının gerekçesi olarak da nüfusunun farklı bir etnik kökenden geldiği belirtiliyor.
İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Antalya’da, Mersin’de veya yurdun başka köşelerinde o etnik kökene ait olan insanlarımızın sayısı Güneydoğu Anadolu’dakinden çok fazla.
Sonra o bütünden koparılmak istenen bölgede yaşayan yurttaşlarımızın tek bir etnik kökene ait olduğunu kim ileri sürebilir?
Yurdun tümünde iç içe yaşayan, etle tırnak olmuş bir ulusun bölünmesi için varlığı tartışılan etnik aidiyetin referans olması mümkün müdür?
Cumhuriyet’in ırkçılıkla ilgisi olmayan temel yaklaşımının yurdumuzu tüm yöreleri ve farklılıkları zenginlik olan insanları ile bir arada tutmaya yetecek gücünde bir azalma yoktur ve olmayacaktır.
Yani, o “özerkleşmesi” istenen bölge, insanları ve tüm değerleri ile bütünden ayrılamayacak bir konumdadır.
Bir takım etnik-ırkçı söylemler, bu gerçeği tersyüz etmeye yetmez; çünkü bunlar çağdışıdır, anlamsızdır ve sadece insanlarımızın yeni sorunlarla karşılaşmasına neden olur.
Kimsenin bu sorunları bir takım hayalî hedefler ileri sürerek ağırlaştırmaya hakkı yoktur.
O bölgeyi bütünden farklı kılmaya yarayan veya farklıymış duygusu yaratan her politika, her adım, yurttaşlarımızın ayrışmasına, mevcut sıkıntıların daha da ağırlaşmasına yol açacaktır.
Üstelik bu sıkıntılar öyle kolaylıkla giderilemeyecek ve unutulmayacak nitelikte olabilir.
Olmayacak duaya âmin diyenler bu gerçeği bilmelidirler.

Herkese iyi bir hafta diliyorum.

Dr. O. Can Ünver

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.