0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Bektaşi babanın birinin yolu İstanbul’da balık pazarına düşer. Balık satıcısı balıklarını satmak için öyle mersiyeler düzer ki, “balıklar taze çıtır çıtır hopluyor, zıplıyor” der. Baba bir iki balığı eline alır, evirir çevirir. Balık satıcısı dayanamaz hemşerim “alacaksan al, ne mıncıklayıp duruyorsun deyince”, baba “evlat bakıyorum balıklar tazemi diye”.

Satıcı cevaplar: “Sen balıktan anlamıyorsun, balıktan anlasan balığın kuyruğunu koklamaz, başına bakarsın”.

Baba cevabı yapıştırır: “Ben de biliyorum balık baştan kokar; kuyruğu koklamamın sebebi, balık o kadar çok kokmuş ki; acaba pis koku kuyruğa kadar gelmiş mi diye merak ediyorum?”

Gün itibarı ile Dünyada gelinen siyasi konjonktür, öyle kokmuş ki siyaseti yapanların birçoğu sadece, kendi çıkar ilişkilerini koruyabilmek için siyaset yapıyorlar. Maalesef çok az hümanist bir azınlığın bunu değiştirme şansı yok gibi.

Şarlatanlar, Yobazlar, Demagoglar, Oportünistler ve bu yalanlara inanan toplumlar olduğu olduğu müddetçe bu böyle devam edecek gibi görülüyor.

Almanya’daki siyasiler istedikleri gibi kararlar çıkarırken, muhalefet bunlara karşı sadece mecliste herhangi bir konuyu gündeme getirip konuştuğunda, görevimizi yaptık” mecliste dile getirdik” deyip işin içinden sıyrılıyor.

Hele Türkiye’deki muhalefet Düşman başına, müteahhit kafalı, rantçı, ümmetçi dedikleri iktidar çok daha tutarlı siyaset yapıyor.

Bir parti başkanı düşünün konuştukları gaflar Demokratmış gibi görünüp, ön seçimle belirlemesi gereken belediye başkan adaylarını merkezden ataması, bu da yetmiyormuş gibi, kendi içerisinde olan rantçı ve iktidar işbirlikçileri.

Belediye meclis üyeliğine seçile bilmek, kendilerine rant sağlıya bilmek için birbirlerine silah çekecek kadar gözü dönmüş kişiler sözüm ona siyasetçi ve din eksenli siyasetten vaz geçilmediği müddetçe bırakın iktidar olmayı kuluçkaya yatmış tavuk gibi yerinde oturmaya devam ederler.

Altlarından yumurtaları alındığının farkına bile varmazlar.

Ali Sönmez