1930’lu yıllarda Bakırköy’den Berlin’e göç eden Ermeni peştemalcıyan ailesinin ilginç hikayesi.

Bilindiği gibi kurtuluş savaşından sonra birçok farklı inanç ve kültürden vatandaşlarımız Türkiye’yi terk etmek zorunda kaldı.

Tabi bunun altında birçok sebep yatmaktadır bu ailelerden bir tanesi de peştemalciyan ailesiydi.

Berlin’e geldikten sonra bir halı dükkânı açar, işlerde güzel gitmektedir fakat 1945 yılında Almanya’da savaş patlak verince Almanya her geçen gün güç kaybeder.  Savaşın sonuna doğru Rus askerleri Berlin’den içeriye girerler tabi bu olaydan Peştemalciyan ailesi de nasibini alır. Tüm dükkanların Rus askerlerine kapılarını açması emri verilir, tabi peştemalciyan ailesinin dükkanına da üç tane Rus askeri gider savaş döneminde askerler arasında tecavüzler öldürmeler yaralamalar sıkça görülür.

Askerin birisi dükkânın içerisinde Armen peştamalciyanın kızına sarkıntılık edince baba refleksi ile Armeyan  tepki verir ve işte şimdi boku yedik der. Ona silahı doğrultan asker sen ne söyledin bir daha tekrar et bakalım der? Ne kadar korksa da hayatını kurtaracak o kelimeyi bir daha tekrar eder, işte şimdi boku yedik dedim der. Asker bu cümleyi anlamıştır birden seslenir biz gardaşız sen Türk müsün der, o da evet ben Türküm der savaş dönemi içerisinde Rus askerlerinin orada bulunduğu süre içerisinde hiçbir tane Rus askeri peştemalciyanın dükkanına girmez ve daha sonradan bu aile Amerika’ya göç ederler bir gazeteciye bu olayı anlatır ve ondan bir ricada bulunur Hattat yazısıyla Türkiye’ye dönecek gazeteciden hayatını kurtaran o yazıyı yazdırıp kendisine ulaştırmasını rica eder. Gazeteci de verdiği sözü tutarak (İşte şimdi boku yedik) kelimesinin bir Hattata yazdırarak Peştimalciyan ailesine yollar.

Bu hikâyeyi anlatmamın sebebi 19.07.1924 tarihinde Dünyanın birçok ülkesinde tekelleşmiş birçok şirket tarafından yönetilen dünyanın birçok bankaları hava yolları kurumlar hastaneler bir sistem hatası üzerine çöktü, tabiri caizse…

 İşte şimdi boku yedik

Bir küresel gücünün eline tüm bilgisayar sistemlerinizi verirseniz kedinin fareyle oynadığı gibi sizlerle oynarlar mutlaka bir ikinci veya üçüncü gücün olması gerekir çünkü bugün yapay zekayla da birlikte Dünyanın geldiği nokta bellidir, tüm her şeyi kontrol altında fakat her şey küresel güçlerin elinde istedikleri zaman alıyorlar istedikleri zaman satıyorlar istedikleri zaman sizi yönlendiriyorlar istedikleri zamanla modern köleler olarak sizleri çalıştırıyorlar onun için her bir ülke kendi milli yazılımını yazmak zorundadır, her bir ülke mutlaka kendi iletişim sistemini kurmak zorundadır bunun başka çaresi yoktur.