Fransa’nın Strazburg kentinde, Avrupa Konseyi binası önünde “Suriye’deki Mezhepçi Şiddet İnsanlık Suçudur!” başlıklı bir basın açıklaması düzenlendi. Avrupa Birliği Konfederasyonu, Arap Alevi Birlikler Federasyonu ve birçok sivil toplum kuruluşunun öncülüğünde gerçekleştirilen etkinliğe yoğun katılım sağlandı.

Protestoda, Suriye’de on yılı aşkın süredir devam eden savaşta, Aleviler, Hristiyanlar, Kürtler, Süryaniler, Ezidiler, Dürziler ve İsmaililer gibi azınlık topluluklarına yönelik cihatçı çeteler tarafından gerçekleştirilen mezhepçi şiddet ve insan hakları ihlalleri sert bir dille kınandı.

Suriye soykırımı  bugün düzenlenen Alevilere ve Azınlık Topluluklarına Yönelik Sistematik Zulme

Tepki Strazburg’da gerçekleştirilen basın açıklamasında, Suriye’de on yılı aşkın süredir devam eden savaşın, Aleviler, Hristiyanlar, Kürtler, Süryaniler, Ezidiler, Dürziler ve İsmaililer gibi azınlık topluluklarına yönelik mezhepçi şiddeti derinleştirdiği vurgulandı. Açıklamada, radikal grupların sistematik saldırıları, kutsal mekânların tahribi ve mezhep temelli nefretin soykırım boyutlarına ulaştığı ifade edildi.

“Suriye’de Topyekûn Bir Mezhepçi Şiddet Yaşanıyor”

Açıklamada, Suriye’de mezhepçi şiddetin yalnızca fiziksel yıkımla sınırlı kalmadığı, halkların kimliklerinden ve inançlarından ötürü hedef alındığı belirtildi. Radikal grupların özellikle Alevilere yönelik saldırılarının sadece bir topluluğa değil, bölgedeki tüm halkların barış içinde bir arada yaşama iradesine tehdit oluşturduğu kaydedildi.

Alevilerin, Esad rejimiyle özdeşleştirilerek nefret suçlarının hedefi hâline getirildiği ve bu durumun radikal grupların “Aleviler Esadçı” propagandasıyla körüklendiği vurgulandı. Açıklamada, İran’ın da yalnızca Esad rejimini desteklediği, ancak Alevilere mezhepsel bir destek vermediği ifade edildi.

Katliamlar ve İnsanlık Suçları

Strazburg’daki basın açıklamasında, Suriye’de Alevilere yönelik katliamların sistematik ve planlı bir şekilde gerçekleştirildiği belirtildi. Özellikle 2012 Aqrab, 2014 Maan ve 2016 Zara katliamlarının, cihatçı grupların mezhepçi nefretini açıkça ortaya koyduğu ifade edildi.

Radikal grupların, Alevi köylerinde toplu infazlar gerçekleştirdiği, kutsal mekânlara saldırdığı ve bu vahşeti propaganda aracı olarak kullandığı belirtildi. Açıklamada, “Bu zulüm yalnızca askeri bir operasyon değil, sivil alanda da açıkça insanlık suçudur. Buna susmak, suça ortak olmak demektir.” ifadelerine yer verildi.

Kutsal Mekânlar ve Kültürel Miras Hedefte

Açıklamada, Alevi türbeleri, Hristiyan kiliseleri ve Süryani kutsal mekânlarının radikal gruplarca sistematik olarak tahrip edildiği ifade edildi. Homs kırsalında Hristiyanların tarım arazilerinin yakıldığı, Malula’daki Süryanilerin abluka altına alındığı ve inanç temelli ayrımcılığın sürdüğü belirtildi.

“Adalet ve Eşitlik İçin Demokratik Bir Anayasa Şart”

Strazburg’daki basın açıklamasında, Suriye’deki tüm toplulukların inanç ve kimliklerini özgürce yaşayabilmeleri için demokratik, özgürlükçü ve eşitlik temelli bir anayasal güvence gerektiği vurgulandı. Mezhep temelli nefret söylemlerinin uluslararası kuruluşlar tarafından açıkça kınanması ve bu propagandaları yayan gruplara yaptırımlar uygulanması çağrısında bulunuldu.

“Kutsal mekânlar korunmalı, zorla yerinden edilenlerin güvenli bir şekilde evlerine dönmesi sağlanmalı ve mezhep temelli saldırılar bağımsız mahkemelerde yargılanmalıdır.” ifadeleriyle, uluslararası topluma çağrıda bulunuldu.

“Aleviler Barış ve Sevginin Temsilcisidir”

Açıklamada, Alevi inancının tarih boyunca barış, sevgi ve hoşgörü değerleriyle ön planda olduğu belirtildi. Yunus Emre’nin “Yaradılanı severiz, Yaradan’dan ötürü” sözü hatırlatılarak, Alevi felsefesinin insan sevgisine dayandığı vurgulandı.

Ancak bugün, sadece Alevilerin değil, tüm Suriye halklarının varlık ve güvenlik tehlikesi altında olduğu, mezhep temelli nefretin insanlığın ortak değerlerini tehdit ettiği ifade edildi.

Avrupa Birliği ve Uluslararası Kuruluşlara Çağrı

Strazburg’daki basın açıklamasında, Avrupa Birliği hükümetleri ve Avrupa Parlamentosu milletvekilleri, Suriye’deki mezhepçi şiddete karşı sessiz kalmamaya çağrıldı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“HTŞ ve benzeri radikal grupların işlediği zulme karşı sessiz kalmak, suça ortak olmaktır. Avrupa Birliği, bu insanlık krizine karşı derhâl sorumluluk almalı, radikal grupları destekleyen tüm ilişkileri kesmelidir. Tarih, bu kayıtsızlığı asla affetmeyecektir.”

Strazburg’daki basın açıklaması, insan hakları savunucularına ve uluslararası kamuoyuna, Suriye’deki mezhep temelli zulme karşı ses yükseltme ve dayanışma çağrısıyla sona erdi.

Organizatörler:

– Avrupa Alevi Birliği e.V. (AABK)
– Avrupa Arap Alevileri Federasyonu e.V. (AAAF)
– Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA)
– Avrupa Süryani Birliği (ESU)
– Türkiye Akdeniz Aleviler Birliği Hollanda (TAAB)
– Barış için Bilim İnsanları Almanya
– Almanya, Oryantal Hristiyanlar Merkez Konseyi (ZOCD)

Temek IŞIK / STRASBURG