ZADELER-ZEDELER!

ABONE OL
14:28 - 12/03/2023 14:28
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Türkiye ümmet toplumundan, özgür bireylerin oluşturduğu ulus düzeyine kolay gelmedi.

Monarşi ile yönetilen Osmanlı, dünyada, özellikle çevresindeki ülkelerdeki hem yönetsel, hem de bilimsel gelişmelerden uzak kaldı.

Kanuni bile genç ve kurnaz cariye sultanın etkisiyle şehzadeler içinde en kalitelisi oğlu Mustafa’yı boğdurarak katlettirmişti.

1780’lerde Avrupa’da demokrasiye ulaşmak için halkın eğitilmesi tartışılırken Osmanlı’da Cariye Sultanlar savaşı doruk noktasına gelerek şehzade katli yarışını hızlandırmışlardı.

İmparatorluktan hızla uzaklaşmaya başlamış ve önünde diz çöken ülkelerden saray masrafları için para dilenecek konuma düşmüştü.

İçerideki hoşnutsuzluğu gidermek ve tahta oturma karşılığı Meşrutiyeti ilan eden Abdülhamit, Rus yenilgisini bahane ederek İstibdat yönetimini ilan etmişti. (*1)

Osmanlı’da saray ailesi ve onların düzenine katkısı bulunan saray ahalisi ve ülke içinde bu düzenin koruyucuları, işbirlikçileri ZADELER sınıfını oluştururken:

Sarayın şatafatlı yaşantısını18 saat tarlada yarı aç yarı tok üreterek sağlayan köylüler ZEDELER sınıfını oluşturuyorlardı.

Londra Bankerlerinden ve Galata Bankerlerinden alınan yüksek faizli borçlar ödenemeyince Duyun-u Umumiye sadece Osmanlı gelirlerine el koymadı, halkın ürettiği buğdayına, pamuğuna, tütününe bile tarlada el koymuştu.(** 2)

Osmanlı devleti borç batağına batmış bir durumdayken, 1. Dünya Savaşına kaybedilen toprakları Almanların katlısıyla geri almak haliyle katıldı.(***3)

Çanakkale Zaferine rağmen, Ortadoğu’da ve Suudi Arabistan’da Araplar, İngilizlerle anlaşarak Osmanlıyı arkadan vurdular.

Kalleşçe katlettikleri Osmanlı askerlerinin başlarını keserek 1 Altın karşılığı İngilizlere verdiler.

Mustafa Kemal öncülüğünde 1919 da Samsun’da başlatılan Ulusal Kurtuluş Savaşı 9 Eylül 1922 de Türk Ordusunun İzmir’e girmesiyle zaferle sonuçlanmıştı.

Bu savaş, dünyada emperyalizme ve onun yerli işbirlikçilerine karşı verilen ilk kurtuluş ve bağımsızlık savaşı idi..

Daha Kurtuluş Savaşı biter bitmez cehalete karşı aydınlanma savaşı başlatılmıştı.

Bunu başlatanlar ne sarayın Zadeleri ne de çanak yaralayıcılarıydı.

Onlar, özbeöz halkın içinden çıkan, aydınlanmayı aklın önüne geçme kuralını benimsemiş bir avuç yurtseverlerdi.

Halk, kendilerini biat eden kul ve ZEDE gören ZADELERİ defedip Milletin EFENDİSİ yapan öz çocuklarına sahip çıkarak, sarığı, çarşafı, ayaklarına bağlanmış prangaları kırarak özgürlüğü seçtiler.

Üstelik bu devrimler, nüfus çoğunluğu Müslüman olan Türkiye’de olması dünya da ilktir.

Kemalizm, antiemperyalist bir ideoloji olma yanında sadece Asya, Afrika ve Ortadoğu ülkelerine değil: Gandi-Nehru-Muhammed Ali Cinnah-Cemal Abdel Nasır-Habib Burgiba-Hayri Bumedyen-Fidel Castro-Mao gibi liderleri etkilemişti.

Emperyalizm, çok korktu bu devrimlerden

Engellemek için şer odaklarıyla, etnik ve şeriat yanlısı işbirlikçileri ile isyanlar çıkardılar.

Siyasal İslamcılar ve Irkçı Partilerle: Sivas’ta, Madımakta, Maraş’ta Çorum’da önceden işaretlenmiş evler ateşe verilerek insanları diri diri yakarak sindirmek istediler, başaramadılar.

2000’li yıllarda deprem ve ekonomik kriz döneminde hem sağ, hem sol partilerin parçalanmaları, emperyalizm için bir fırsat olarak 1926 yılında Mısır’da kurdurulan, SUUDİ Arabistan tarafından desteklenen ‘’Müslüman Kardeşler’’ AKP adı ve Recep Tayyip Erdoğan Liderliğinde iktidara getirildi.(****4)

20 Yıl, yine hem merkez sağ, hem solun koltuk kaprisleri yüzünden ve Neo Liberallerin, dönek Marksistlerin bilerek katkısıyla, 80 yıl sonra karşı devrimcileri iktidara getirterek eşit yurttaşlardan oluşan Laik Cumhuriyet’i, Osmanlının da gerisine götürecek liyakatsız kadrolar oluşturarak bugünkü her alanda çürümüş bir tarikatlar ülkesi durumuna getirdiler.

Cumhuriyetin üreten sanayi fabrikalarını babalar gibi satmakla kalmadılar.

Ülke yönetimine ortak ettikleri sözde dini tarikatlarla 6 Yaşında kız çocuğunu Nass gereği diye diye babası yaşında ki adamın yatağına yatırdılar.

Tepki üzerine sözde yargı karşısına çıkarırken şalvarlı, cüppeli, sarıklı müritler sürüsünü polis koruması ile yargıyı, laikleri, vatanseverleri tehdit etmelerine göz yumdular.

Yeniden yarattıkları ZADELER ile saraylarda, villalarda, köşklerde sefa sürerken, ne orta sınıf, ne eşit yurttaş ne de özgürce hakkını savunacaklara söz hakkı bile vermediler.

Halkın her kesimine ZEDELER konumunu bile çok görerek Osmanlıda bile olmayan KÖLELİĞİ dayatma noktasına getirdiler.

Ama sadece yönetimdeki depremle değil, 11 ilde oluşan depremi bile Allah’ın Lütfu sayma istemleri bardağı taşırdı.

Artık halk sokaklarda, meydanlarda, halkın kanallarında ‘’Gayrik Yeter!’’ Diyerek ayağa kalktılar.

Eğer, yine koltuk, makam düşkünü siyasiler bir ihanet içine girmezlerse onlarda geldikleri gibi gidecekler.

Siyasi kararsızlara öneriyoruz; geçmişi bir kez daha hatırlayın…

Ne kadar geriye bakarsanız, o kadar ileriyi görebilirsiniz!

Yıldız AKALIN

 

(*1) Erdoğan’ın Abdülhamit hayranlığı ‘’istibdat’’ özlemini içselleştirmesidir.

(**2) 1854-1914 Osmanlı Borçları: Dr. Biltekin ÖZDEMİR

(***3) Kızıl Elma hayalcilerinin Talat Paşa- Enver Paşa Cemal Paşa Osmanlıyı 1.Dünya Savaşına soktular. Savaş sonu Almanya’ya kaçtılar.

(****4)1926 Yılında Mısır’da İngiltere’nin maddi katkılarıyla kurdurulan Suudi Arabistan’dan önemli destek gören Müslüman Kardeşler Örgütü zamanla El Kaide-Taliban-IŞİD-El Nusra-Boco Haram gibi Emperyalizmin kirli yüzünün kanıtları olarak piyasaya sürüldü.

 

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.