0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

2

Siyaset penceresinden baktığında, 2022 yılının 2023 seçimleri için hazırlıkla geçtiğini sen de biliyorsun.

Ülke yönetimini 20 yılı aşkındır elinde tutan siyasal erkin yargıyı toplumsal muhalefetin tepesinde Demokles’in kılıcı gibi tuttuğunu da…

Son örneğini İstanbul’un CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu olayında, öncesini Gezi Yargılaması’nda, Ergenekon ve benzerlerinde, 28 Şubat olayı için suçladığı generaller konusunda, Montrö Antlaşması konusunda görüş belirten amiraller konusundaki tavrıyla ve daha birçok benzeri yargı konusunda yakından izledin, dinledin ya da gördün.

Hem yönetimdeki hem muhalefetteki siyasal erk, ittifaklar kurarak, 2022 yılı boyunca, 2023 seçimlerine hazırladılar kendilerini.

Ne yaptılarsa ne yapacaklarsa, bu; 2023 seçimlerinden başarıyla çıkabilmek için oldu.

Yurttaş olarak sen; yönetimdeki siyasal erki, ortağı ve bileşenleriyle, göndermekte kararlı gibisin.

Ülkenin birçok noktasında, anayasal hakkını kullanarak sokağa çıkmanı böyle yorumluyorum ben.

Siyasal erkin kararlarının sende bir karşılığının olmadığını da görüyorum.

İmamoğlu’na verilen hapis cezasında kullanırken bu hakkını, tutumunu en anlaşılır biçimde koydun işin gerçeği ortaya.

Saraçhane önünde, on binlerce toplanarak verilen kararı tanımadığını haykırdın hançereni paralarcasına.

Yönetimdeki siyasal erke ve ortaklarına sansür ve seçim yasasında yaptığı, nalıncı keseri örneği değişikliklerde de gösterdin onlara dirseğini.

Yönetimdeki siyasal erkin, Cumhur İttifakı ile işbirliği içinde, Altılı Masa’dan İYİ Parti’yi ve Saadet Partisi’ni koparmak için oynadığı Alicengiz oyununda naniğini sergiledin.

O erkin ve bileşenlerinin HDP üzerindeki oyunlarını da anladın.

O oyunu bozmak da senin elinde.

Senin bu kararlılığın, siyasal bilincin, yurttaşlık sorumluluğun ve bu konudaki görev anlayışın onların Altılı Masa ve HDP üzerindeki hesaplarını da boşa çıkarır.

Ne yaparlarsa yapsınlar, sen, onları önümüzdeki seçimlerde göndermekte kararlısın.

Onlara ve bugüne değin yaptıklarına ve yapmadıklarına en büyük yanıtı, 2023’te yapılacak seçimlerde vereceksin.

26 Nisan 2022’de, Gezi yargılamasında karar çıktı. Son duruşmada Osman Kavala ’ya yaşam boyu, diğer yargılananlara 18’er yıl hapis cezası verildi.

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında daha önce verilen hapis cezası ve siyaset yapma yasağı onandı.

14 Aralık 2022’de, İstanbul’un CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na, YSK üyelerine hakaret ettiği suçlamasıyla, Türk Ceza Yasasının 125. Maddesi’nin olmayan 6. bendinden 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verildi ve siyaset yapma yasağı getirildi.

Yargılamanın savcısı bu yanlışı kabul etti ve düzeltilerek onanması dileğiyle bir üst yargıya taşıdı kararı.

Deve gibi bunlar.

Salt boyunları değil eğri olan yerleri.

Her yerleri eğri bunların.

Eğri, büğrü…

Yargı kararının kim tarafından ve nerede belirlendiğini ortaya koydular basınımızın acar gazetecileri.

Bu yargı kararındaki skandalı gün ışığına çıkardılar.

Suçlananlardan tıs yok!

Karar uygulansa da, onansa da, Sayın İmamoğlu siyasetten yasaklansa da takke düştü, kel göründü.

Siyasal erk; bunların yanında, seçim yatırımı oldukları ayan beyan birçok ekonomik kararları da aldı.

Son olarak da, Emeklilikte Yaşa Takılanlar’ı (EYT) sulu dereye götürdü, bir yudum su içirmeden neredeyse onlara, geri getirdi.

Kimi EYT’linin, emekli olabilmek için 70 000,00 TL’ye kadar borçlanmak zorunda olduğu gerçeği çıktı ortaya.

Birçokları emekli dilekçelerini bu nedenle ver(e)mediler.

İçerde oynadığı bu seçim oyunlarına dışarıdakileri de uladı.

Rabia işareti terk edildi örneğin.. „Asla görüşmem!“  dediği, Mısır Devlet Başkanı Sisi ile el sıkıştı.

İsrail’e, uzun bir aradan sonra bir büyükelçi gönderdi.

En komik olan da; “Esed”in yeniden “Esad”a dönüşümü oldu. Çok sürmez, “Kardeşim Esad” da olur.

Öylesine yanar, döner bir dış siyaset…

Yani; sözün özü yurttaş kardeşim, söz sırası sende…

Son sözü sen söyleyeceksin…

Göreyim seni…

Söyle son sözünü gelecek seçimlerden önce…

Öylesine bir ses tonuyla söyle ki; sesin ses duvarının yıksın…

Sağır kulaklar bile duysunlar o sesi…