0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Enstrüman yapan ustalar, katıldıkları festivallerde yörelerine özgü müzik aletlerini, hem ülkenin farklı bölgelerine hem de yurt dışına tanıtma imkanı buluyor.

Edirne’deki festivale katılan zanaatkarlar arasında el emeği ile hazırladıkları enstrümanları hem çalıp hem tanıtanlar ilgi çekiyor.

Festivale katılan Rizeli tulum ustası Süleyman Serin, standını ziyaret edenlere tulum çalıp, aynı zamanda yapımını da anlatıyor.

“Tulum dünyanın her yerinde bilinen ve dinlenen bir ses oldu”

Serin, tuluma son yıllarda ilginin arttığını söyledi.

Tulumun dünyanın her yanında tanınır bir ses olduğunu ifade eden Serin, “Artık tulum dünyanın her yerinde bilinen ve dinlenen bir ses oldu. Yaptığım tulumları Bulgaristan, Yunanistan, Almanya ve Fransa olmak üzere birçok ülkeye gönderiyorum. Özellikle de ülkemize gelen turistler ilgi gösteriyor.” dedi.

Serin, tulum çalmayı öğrenmek isteyen kişilerin ilk önce sipsi, çibun gibi kavala benzeyen nefesli çalgıları öğrenmesi gerektiğini, bunu öğrenen kişilerin rahatlıkla tulum çalabileceklerini söyledi.

Yaklaşık 25 yılda 1500 kişiye profesyonel olarak tulum çalmayı, 15 kişiye de tulum yapmayı öğrettiğini anlatan Serin, Karadeniz’deki bütün tesislerde tulum çalmayı bilen en az bir kişinin olduğunu belirtti.

Serin, gelişen teknolojiye rağmen insanların el yapımı tuluma önem verdiğini anlatarak, bugüne kadar binlerce tulum imal ettiğini dile getirdi.

Öğrencileri için rebab yapımına başlamış

İstanbul’dan gelen rebab ustası Mehmet Ünal ise mesleğe 17 yıl önce başladığını belirtti.

Müzik tutkusunun çocukluktan geldiğini, birçok enstrümanı çalmaya çocuk yaşlarda başladığını anlatan Ünal, rebab yapımına ise 2005 yılında başladığını aktardı.

Ünal, “O yıllarda öğrencilere kurs veriyordum. Haliyle maddi durumu olmayan fakat rebab çalmasını öğrenmek isteyen öğrenciler de oluyordu. Özellikle alım gücü zayıf öğrencilerime kendim imal edip bunları vermeyi düşündüm. Böyle mesleğe başladım. Birçok öğrencime rebab yapıp verdim. Öğrencilerimin rebap almaları için mesleğe başladım.” diye konuştu.

Bugüne kadar 200’den fazla öğrenciye rebab çalmayı öğrettiğini anlatan Ünal, severek yaptığı mesleğini gelecek nesillere aktarmak istediğini kaydetti.

Ünal, festivallere para kazanmak için değil, rebab kültürünü tanıtmak ve yaymak için geldiğini vurgulayarak, “Kültür ve Turizm Bakanlığına geleneksel müzik aletlerimizin tanıtılmasına verdiği desteklerden dolayı teşekkür ediyorum.” dedi.

Rebab yapımının belli bir zaman aldığını anlatan Ünal, kaliteli bir rebabın yapımının yaklaşık bir ay sürdüğünü bildirdi.

“Festivaller kültürün tanıtımı için güzel oluyor”

Kemençe ustası İrfan Ruhi Eren ise yaklaşık 25 senedir müzikle uğraştığını, sadece kemençe değil, bağlama, saz, keman gibi birçok müzik aletini de çalabildiğini söyledi.

Eren, “Bakanlığın destekleriyle düzenlenen festivallerde arkadaşlarla grup halinde bir araya geliyoruz, yörelerimize ait müzik aletlerini de tanıtma fırsatı buluyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığına müzik aletlerinin tanıtılması, geleneklerin gelecek kuşaklara aktarılmasına verdikleri destekten dolayı teşekkür ediyoruz.” ifadelerini kullandı.