YOLSUZLUK-YOKSULLUK-YASAKLAR

ABONE OL
23:42 - 09/01/2022 23:42
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Zamanında Ankara Valisi Nevzat Tandoğan; ‘’bu ülkeye Komünizm gelecekse onu da biz getiririz!’’

Dediği gibi:

Erdoğan Liderliğindeki AKP, İktidara gelirken öncelikli olarak üç hedef belirlemişti:

Yolsuzluk-Yoksulluk- Yasaklar!

Erdoğan, her gittiği yerde bunlarla mücadele edeceklerini bağıra bağıra ilan ederdi.

Yirmi yılın sonunda, verdikleri sözleri yerine getirdiklerini sadece Türkiye değil, dünya gördü.

‘’Her yiğidin bir yoğurt yiyişi’’ sözünde olduğu gibi Erdoğan Liderliğindeki AKP İktidarı da verdiği sözü kendi anlayışları ve partilerinin kuruluş amaçlarına uygun şekilde çözmelerinden gurur duymaktalar.

Artık Türkiye’de yolsuzluğu sadece iktidarın üst düzey yandaşları yapabilecek konuma getirilmişti.

Devlet, Erdoğan’a bağlanınca, devlet bütün ballı ihaleleri 5’li Çete denilen çoğu kez ihaleye bile çıkarılmadan gerçek fiyatından neredeyse iki- üç katına verildiği sadece Türkiye’de değil dünya basınında bile yer almakta.

Üstelik, bu şirketler ile devlet arasındaki anlaşmazlıklara T.C. Yargısı değil, Londra yargısı bakacaktı.

Yargıda bile Yerli ve Milli sözde kalırken, bu şirketlerin aslında birer ‘’gizli kasa’’ olduğu kuşku olmaktan çıkmış, sadece vatandaş vicdanında değil, hukukçular tarafından sorgulamaya başlanmıştı.

Belediyelerin halkın yararına yapılacak işleri AKP’ye yakın tüccarlar aracılığı ile yaparken giderek Oğul Bilal’in, kızlarının, damatlarının, dünürünün, eniştesinin kurdurdukları Vakıflarla yapmaya başladılar.

Bilal Erdoğan, Malazgirt savaşını canlı tutmak amacıyla kurduğu Okçuluk Vakfı’n da bol bol ok atarak Gürcü değil, Osmanlı olduğunu dosta düşmana kanıtlamak istiyordu.

Meral Akşener, okların çetelesini tutmuş; ‘’Malazgirt savaşından bile fazla ok atıldığını’’ duyurmuştu,

Yolsuzluk, güçlü yandaşların sorgulanamaz getirisi konumuna getirildi.

Türkiye Siyasetinde daha önceleri Yoksulluk, seçim öncesi hem muhalefet hem da iktidar tarafından gündeme getirilir, çeşitli sözler verilir, seçimler geçtikten sonra bu sorun, gelecek seçime bırakılırdı.

AKP, kuruluşunda verdiği ‘’Yoksulluğu yok etme’’ sözünü, parti amblemli makarna  kolilerini mahallede, parti yetkililerinin belirlediği ailelere belirli zamanlarda dağıtarak yerine getirecekti.

Bizim çocukluğumuzda, okullarda beslenme için verilen süt tozu, paketlerindeki ABD bayrağı vardı.  Çocuklara, o yaşlarda ABD, ‘’karnımızı doyuran hayırsever devlet’’ olarak benimsetilmek istenmişti.

AKP Bölge sorumluları tarafından belirlenen ailelere, AKP patentli torbalarla kömür dağıtılıyordu.

Ayrıca AKP mitinglerine katılım sağlayanlara ödenen paralar yanında, katılan insanlara yolluk, beleş ulaşım ve kumanya dağıtılıyordu.

Yakın zamana kadar AKP, Yolsuzluk ve Yoksulluk sorununu çözmüş havalarında caka satmaktaydı.

Yoksulluk ve Yolsuzluk sorununu çözmenin siyasal getirisi yanında maddi götürüsü de vardı.

Türkiye’nin 80 yılda aldığı borcun, yedi katını, yirmi yılda borçlanarak 530 Milyar Dolar’a çıkardı.

Üstelik, yargıda, medyada, TSK’da, eğitimde, bürokraside yetişmiş elemanları her birimin imamlarının katkısıyla birlikte yönettikleri FETÖ’nün ihanetini, saf muhalefetin katkısıyla bertaraf etti.

Kaçana göz yumup, Fetö bankasına para yatıranı, bankanın önünden geçenleri, komutanının emriyle harekete katılan erleri, öğrencileri tutuklayarak bu danışıklı döğüşten karlı çıkmıştı.

Yine Muhalefetin saflığından dokunulmazlık ve KHK yasasını çıkartarak tüm ipleri eline aldı.

Bu yasalarla, kendi hakkındaki tüm belgeli yolsuzlukları yandaş, eski FETÖCÜ savcı ve Hakimlerce yasaklayarak Yasakları da kendi çıkarı için kullanmaya başladı.

Beş milyonu aşkın rehin göçmenleri Türkiye’ye getirerek hem ucuz işgücü hem de ileride seçmen ve de Avrupa’ya: ‘’Açarım kapıları ha!’’ Deyince onlar; ‘’aman gönderme, biz sana mahsustan olmaz desek te sen bildiğini yap’’ diyerek hem bizi hem de kendi halklarını kandırdılar…

İkide bir de AB’nin ve ABD’nin -tek gözlerini kapatarak- ‘’demokrasi, insan hakları’’ nakaratlarını ertelettirdikleri inancıyla ‘’beraber yürütmeye’’ rahatça devam etmekteler.

Üstelik, Muharrem İnce CHP’nin ona değer verdiği için, Perinçek’te ‘’bu yaşta hapislik çekilmez!’’ korkusundan ‘’Kemalist Müslüman Erdoğan’ın saflarına geçtiler.

Artık Türkiye’de yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar sorunu çözülmüştü.

Yerseniz…

İlk seçimde göreceğiz!

Yıldız AKALIN

 

NOT: ’’Benim adamlarım olsun!’’ düşüncesiyle kurulan Yurtdışı CHP örgütlenmesi yarardan çok zarar verince bu kez:

‘’Parası olan yönetsin!’’ Diye yine yeni bir yanlış örgütlenme duyumları dolaşmaya başladı.

Bu kez bari iyi düşünüp, oldu bittiye getirilmesin.

Ekmeleddin yanılgısı tekrarlanırsa sadece siz değil Türkiye kaybeder…..

 

 

 

 

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.