0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Yobaz, Dinde bağnazlığı aşırılığa vardıran, başkalarına baskı yapmaya yönelen kimsedir. Kendi dinini sizin sahanızda yaşamaya çalışır. Kısacası hak için hak yiyen bir insan modelidir.

Beğenmediği insanların, takdir etmediği yollarda elde ettiği aşıyı ücretsiz talep edecek kadar çıkarcı bir tiptir. Yobazlık bugünün sorunu da değil üstelik.

Şimdi size bin sene öncesinden bahsedeyim. Yok yok, 2000 sene olsun. Hatta milattan önce 500 senesine gidelim.

Bundan 2500 sene önce bir bilim adamı vardı. Adı Pisagor!

Evet evet bildiğiniz, okullarda ders olarak gördüğümüz Pisagor. Milattan önce 500 civarı, matematik, fizik, astronomi, felsefe ve müzik üstüne kafa yormuş bilim adamı.

İşte biraz kendini geliştirip okumuş herkesin duyduğu formül;

Pisagor Teoremi:

Bir dik açılı üçgende dik kenarların her birinin uzunluklarının karelerinin toplamaları, dik açılı köşe karşısındaki kenarın (hipotenüs) uzunluğunun karesine eşittir. Bu teoremin matematik formülle ifadesi şöyledir: a² + b² = c²

Sadece üçgen değil, her şey hakkında fikirleri vardı. Müzik deseniz ilk nota çalışmaları Pisagor’da diyebiliriz.

Gezegenlerin yörüngesi ve yıldızlar hakkında da fikirleri vardı. Mısır da çalışmalar yaptı ve İtalya çevresinde fikirlerini yaymaya başladı. Güney İtalya da okul kurdu. Zeki gençleri çevresine toplamaya başladı.

Öğrencilerine dersler veriyor, bilimi aşılamaya çalışıyordu.

Yobaz mı? Bizim yobaz o zamanda yobaz. Din satıp keyif süren bir üst kademe var. Dinin içeriği önemli değil. Milattan önce 500 diyorum. Müslümanlık yok, Hristiyanlık desen Hz. İsa 500 sene sonra doğacak. Musa peygamberin ismini duyan az İtalya yakınlarında. Fakat eski antik Yunan tanrıları var o zamanlar. Zeus desen, havasından geçilmiyor o yıllarda. Astığı astık, kestiği kestik!

Her tanrının taraftarları olduğu gibi, korkutanları da vardır. Tanrı ile tehdit eder ve geçimini buradan sağlar yobazlar.

Kendi adına bir şey istemez fakat tanrı adına aldıklarını kendisi tüketir!

İşte Pisagor gibi bilim adamının bile ilk düşmanı yobazlar olmuştur. Din adına bilime saldıran, yeniliklere kapalı bir ırk. Her türlü gelişime, her türlü yeni fikre kapalıdır. Savunacak fikri olmadığı için, karşıt fikri susturmak üzerine kurulmuş bir yaptırım şekli.

Doğruya sabrı yoktur. Dünya yuvarlaktır dersin, gelir yakar. Bırakın yeni bilim dallarını yeni dinlere bile saldırgan yaklaşır. Sadece kendi doğrusuna inanır. Ateşte yakılan ya da Çarmıha gerilen peygamberlere kim saldırdı zannediyorsunuz. Yeni fikre, yeni bilim dallarına bakışını bir düşünün yobazın. Yeni peygamberi bile canlı canlı çarmıha gerip çivilerle çakan bir “insan “, bilim adamına neler yapmaz.

İşte 2500 sene öncesinin yobazı, üçgenin açılarından bile bahsedilmesine razı gelmedi. Gelecekten, bilimden, gelişmeden sadece din adamları haber vermeli diye düşünmüş olacak ki yobaz efendi, Pisagor da payını aldı cahillik sevicilerden.

Din adamlarının ortalığı gerip ayaklandırması sonucu, Pisagor’un okulu öğrencileri ve öğretmenleri ile birlikte yakıldı. Hepsi kül oldu bilim adına.

2500 sene sonra Sivas’ta sanatçıları fikri için yakanların dedeleriydi onlar. Yobazın siyasi destekçileri de siyasal din ile oy istediler. Bunlar bir ırk tır. Bilimsel evrimini tamamlamamış, dinlerin “kanını” emerek hayatını sürdüren asalak bir ırk.

Yobazlık aşısı bulunursa bir gün, beyne yapılması gerekir. Fakat yobazlara değil, sömürdüğü cemaatin beynine!