News
Almanya’ya iş göçünün 60 yılına yaklaştığımız şu günlerde, okuyacağınız bu haberimizde, Almanya’daki yeni kuşağın temsilcilerinden Gözde Varol‘un başarı öyküsüne yer vereceğiz.
1992 yılında, Malatyalı tanınmış ressam Hüseyin Varol ile, Manisalı Seher Erdoğan‘ın kız çocuğu olarak, Hamburg’da hayata merhaba diyen Gözde Varol’un, hayattaki en büyük destekçisi ağabeyi Volkan Varol olmuş.
Çocukluğu göçmenlerin yoğun yaşadığı Altona semtinde geçen Gözde, ilk okula aynı semtte bulunan Schule Rothestraße gider.
İlk okulu başarıyla bitiren Gözde, daha sonra, eğitimine Gymnasiums Altona‘da devam eder.
Lise ‘ye devam ederken, onuncu sınıfta öğretmen olmaya karar veren Gözde, eğitiminin bundan sonraki geri kalan bölümünü, verdiği bu önemli karar ışığında, hayalini gerçekleştirme doğrultusunda adımlar atmaya başlar.
Son derece çok yönlü, sosyal bir kişiliğe sahip olan Gözde Varol, aynı zaman da Hamburg Galatasaraylılar Derneği yönetim kurulu üyesidir.
Liseyi başarıyla bitirdikten sonra, adım adım hedeflerine ulaşmaya başlayarak, Hamburg Üniversitesi’nin öğretmenlik bölümüne kayıt yaptırır. Gözde Varol, Üniversite’nin bu bölümünü ve Yüksek Lisans eğitimini (Master) başarı ve takdirnameler alarak başarıyla tamamlar.
Üniversite sürecinde iki tez hazırlayıp sunan Varol’un ilk tezi, ilk okul başlangıcındaki 4 senenin önemi üzerine yaptığı araştırmaya yöneliktir. İkinci Tez’i ise, göçmen çocuklar, duyarak nasıl daha iyi okumayı örenebilirler üzerinedir. Tezlerini başarıyla verdikten sonra, staj eğitimine, Stadtteilschule Alter Teichweg‘de başlar. 1,5 yıl staj eğitimi başarıyla tamamladıktan sonra, şubat ayında kadrolu öğretmen olarak aynı okulda sınıf öğretmenliğine başlar.
1-10 sınıflar arası öğrencilerin sınıf öğretmenliğini üstlenerek, öğretmenlik mesleğine adım atan Gözde Varol, bu mesleği seçmesindeki nedenin, çocukları çok sevmesinden kaynaklandığını ve çocuklarla çok iyi diyalog kurabildiğini belirterek, ” Ben okula giderken çevremde, bu ülkede yıllardır yaşayan ve toplumun ayrılmaz bir parçası olan göçmen kökenli öğretmenler maalesef pek yoktu. Bu eksikliği görerek, o dönem öğretmen olmaya karar verdim. Öğretmenlik kutsal bir meslektir. Eğitim bireylerin toplum içeresinde şekillenmesinde çok önemli bir faktördür. Özellikle göçmen kökenli gençlere önerim; Öğretmenlik mesleğine yönelmeleridir. Eğitim-Öğretim alanında Almanya’da önemli bir öğretmen açığı vardır. Önümüzdeki 10 sene içeresinde bu açığın kapanması söz konusu değildir. Öncelikli öğretmenlik mesleğini istemek ve sevmek gerekir. Ondan sonra da imkanlar varsa en iyisini yapmak ve yerine getirmek gerekir” dedi.
EKONOMİ
6 saat önceGÜNCEL
7 saat önceGÜNCEL
7 saat önceGÜNCEL
8 saat önceGÜNCEL
8 saat önceALMANYA
8 saat önceALMANYA
8 saat önce
