YAZI DEVRİMİ ÇARPACAK SİZİ!

ABONE OL
23:21 - 25/02/2022 23:21
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

(-Demedi demeyin!)

Artık iyice ifrit oluyorum bu tiplere!

Ne bulurlarsa her şeye saldırıyorlar, doyumsuz bir halde.

Bir de büyük alim havalarında televizyonlarda boy gösteriyorlar ki deme gitsin!

Sanki bir ring üzerindeki boksör gibiler; güya rakiplerine yumruğu yapıştırmışlar, rakipleri yere serilmiş de aman bir daha kalkamasın diye vuruyorlar da vuruyorlar.

Nefessiz bırakmak istiyorlar.

Bu kadar açık.

Tuhaf kılıklı biri, güya tarih profesörü, çıkmış bir kanala, aman ne bilgiç bilgiç Türk Devrimi’ne ve onun kazanımlarına saldırıyor, görme gitsin!

Yüz kıpkırmızı, gözleri ferfecir; bu hengamede bana da bir şey düşer beklentisi içinde, yaranmak adına vuruyor da vuruyor geçmişe ve devrimin önderlerine.

Konu yazı devrimi niçin yapılmış?

Buna hiç gerek yokmuş.

Ne güzel, dilimizi tam olarak karşılayan bir yazımız varmış.

Eski yazının zor öğrenildiği gerekçesi bir yalanmış.

Hatta o yazı bize aitmiş ve bu yazıyı biz niçin geleceğe taşımamışız?

Sonunda yandaş, nedenini de buluyor:

1- Devrim geçmişle bağları kesmek istemiş.

2- Milleti, dinden koparmak amacıyla bunu yapmış…

Ancak bir yerde ihtimamlı davranma gereğini de duyuyor ve diyor ki:

-“Ha yanlış anlaşılmasın! Ben bugünkü yazıya karşı değilim!”

Gazi Paşa diye diye, Atatürk boyutunu hiç görmediği büyük önderi de getirip, İsmet Paşa ile karşı karşıya koyuyor ve suçluyu buluyor:

-“Zaten” diyor; “Cumhuriyetin gerçek banisi İnönü’ydü. Onun kafasının içinden çıktı bütün bunlar!”

Bir de bilgiç ki!

İnönü şeytan ilan edildi nasılsa, vur abalıya yapıyor aklınca.

Ama nasılsa bir gün paşa kabrinden doğrulur elinde bastonuyla, çıkar karşısına bu tiplerin. Paşa’nın yüzüne karşı bu sözleri söyleyebilecek mi bilmem…

Hayal bu ya, olur mu olur!

Osmanlı dönemindeki yazı reformu yapılması isteyenlerin önerilerini sıralıyor bir bir… Onlar olsaymış, sorun çözülecekmiş. Hatta Enver Paşa’nın yönlendirmesiyle dünya savaşı içinde yapılan değişikliği bile alkışlıyor.

Bilirsiniz Osmanlıca bitişik yazılan bir yazıdır; eğer bu bitişiklikten vaz geçilseymiş, tek tek yazılsaymış harfler, sorun çözülüp gidermiş.

Bir de farkında olmadan açıklar da veriyor:

Alanında okuyup, ta İlahiyat Profesörü ve dekan olmuş bir arkadaşının, bir kitabe üzerindeki Osmanlıca yazıyı okuyamadığını anlatırken; arkadaşını küçülterek, bundan da poz kapmaya çalışıyor;

-“Bakın, ben daha iyiyim” demeye getirerek…

Bir de cumhuriyet tarihçilerinin hepsini kaldırıp bir çöplüğün içine attı ki; kanına dokunuyor adamın.

Değerli arkadaşlarım;

Bu tipler hep vardı ancak bu dönemde acayip arttılar.

Her yerde var bunlardan, her yerde.

Örneğin İsmet Paşa’yı Kurtuluş Savaşı’nda hiç görmüyor gözleri ve savaşın bitimine kadar koskoca Batı Cephesi Komutanının, bir tavuk kümesinde saklandığını söyleyecek kadar da basitleşiyorlar; kendilerine saygıyı da bir yana koyarak.

Onlara diyeceğim şu:

Bu yazı devrimi var ya, sizi çarpacak, ecüş bücüş yapacak bir gün her yanınızı.

Demedi demeyin.

Yüzlerce yıl bu toplumun geri kalmasının nedeni işte bu yazıyı okuma zorluğudur.

Bunun en güzel kanıtı da tarih bölümlerinde Osmanlıca okumak durumunda olan öğrencilerimizin yaşadığı zorluklardır.

Bunun ne büyük bir sıkıntı olduğunu onlar daha iyi biliyor.

Türkçe’nin ses dizimine hiç uymayan Osmanlıca yazıyı tam olarak bütün ahengiyle, tarzıyla, kuralıyla kim okuyabiliyor bugün tam olarak, onca eğitim alanlar dahil, tek bir örnek gösterebilir misiniz?

Güldürmeyin adamı.

Türk Devrimi yazı boyutuyla bugün hedefine ulaşmıştır.

Bu şahsiyete seslenmek geliyor içimden:

Beri bak, efendi!

Artık kabak tadı verdin.

Bu zorlukları eğer tarihçiysen, en iyi senin bilmen gerekir.

Şaklabanlığa gerek yok!

Günün birinde nasılsa karşılaşacağım seninle, o zaman çıkarıp koyacağım 19. Yüzyıl Osmanlıca’sından bir parçayı.

Bakalım okuyabilecek misin?

Hani, ilahiyat okumuş bir tarihçisin ya!

Göreceğiz gözlerini büze büze,

-“Aslında bu şu olsa gerek, şu da şu sanırım, ancak elifi görememişim yanında, haa demek şu iki noktaymış; bu kelime şu olmalı diye diye” şaşkaloz hallerini…

Prof. Dr. Kemal Arı

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.