0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Hani Ahmet Kaya söylerdi “Yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe “….

Dinlerken hiç düşünmemiştim sözlerini. Düşünsem de bu kadar derinlik olduğunun farkına varmamışım, belki okuyanın ses güzelliği belki de notalar engelledi derinliği. Ya da o zamanlar bu kadar derine dalamıyordum!

Neyse geçmiş önemli değil, bugüne dönelim.

İşte bir dönemi bu kadar doğru anlatan bir mısra, birazda değiştirdik mi daha iyi anlaşılıyor.

“Yaprak döker emekçimiz, yandaşımız bahar bahçe “

Yandaş ağaçlarının yeşilliği ile çevrili AKP genel başkanı Erdoğan, bahçeden dışarısını tam göremiyor anlaşılan. Tamam bahçe yeşil, damlama döşenmiş, gübre veriliyor fakat Anadolu’nun bozkırlarında toz toprak içinde susuzluktan çatlamış bir toprakta çiftçilik yapmaya çalışanların hali ne olacak.

Bitki bir anlık kendi gölgesinden serinlesin diye usul usul vuruyor toprağa çapasını.

Kendisi susuzluğu biliyor çatlayan dudaklarının şahitliğinde. Derisi yarılan parmakları, acıyor toprağın haline. Çapacı incitmeden vuruyor neredeyse. Kendini görüyor tarlada.

Oysa yandaş tarlasında su derdi yok. Derdin hiçbir şekli yok.

İşte genel başkanın görmedikleri.

Döviz yükseldikçe yandaş kazanıyor fakat çiftçi daralıyor.

Gübre dövizle, tarım ilacı dövizle, traktör dövizle, tohum dövizle!

Aklınıza ne gelirse gelsin dövize endeksli bu ülkede.

Bakın size ani artan döviz sebebi ile ekonomi kanallarına düşen bir haberi hatırlatayım;

“Döviz kurlarında yaşanan sert yükseliş, ham maddesinin önemli bir kısmı ithal olan gübre ve zirai ilaçlarda satışları geçici olarak durdurdu.”

Ay çiçek yağı bile bu sebeplerden dolayı dövize bağlı. Emek harici çiftçinin bütün girdileri dövize bağlı hareket ediyor diyebiliriz.

Fakat genel başkan, faiz düşerse düze çıkarız diye bir hayal kurmuş kendince. Her şey dövize endeksli olacak, fakat kurtuluş faizde olacak! Bu nasıl mantıktır anlamadım. Kredi çekmeyen bir insanın faizle işi olmaz, fakat akşam evine ekmek alacaksa döviz kuru önemlidir.

Peki ben biliyorum da başkan bilmiyor mu?

O da biliyor.

O da döviz yükseldikçe çocuğuna bez, ya da mama alamayan anaların ağıtlarını duyuyor. Ağıtları duymasa da babalar çınlatıyor kulaklarını;

“Bu pahalılıkta geçim zor sayın başkanım “ diyerek….

Sonrada genel başkanım en az üç çocuk diyor. Bu geçim derdinde stresten o iş olmaz başkanım, ancak boşanmalar artabilir sayenizde.

Kısacası yandaşlara bakarak, yakın çevresine bakarak ülke ekonomisini iyi zannediyor olabilir diye, bu başlığı hazırladım köşe yazıma.

Ben vatandaş açlık sınırında diyorum.

Çıkar biriside her şey güzel diyebilir, konuşmak yandaş medyanın da hakkıdır.

Fakat Anadolu’da bir laf vardır, adama sorarlar…

“Yalancının   … ……”