“ULUSLARARASI ANADİLİ GÜNÜ” VESİLESİYLE BİLDİRİ

ABONE OL
11:27 - 23/10/2020 11:27
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

„Uluslararası Anadili Günü “Dilsel ve kültürel çeşitliliğin ve çok dilliliğin desteklenmesi” için UNESCO tarafından Kasım 1999’da kabul edilen bir anma günüdür ve 2000 yılından beri her yıl 21 Şubat’ta kutlanmaktadır.

Kararda şunlar önemle vurgulanmaktadır: Anadili kamusal yaşamın tüm yönlerinde, özellikle de eğitimde bütünleşme sürecinde önemli bir rol oynamaktadır. Dilsel çeşitliliğin ve kültürel kimliğin teşvik edilmesi, anadilinin bilinçli kullanımı ve çok dilliliğin öğrenilmesi ve desteklenmesi anlamına gelmektedir. Anadilini öğrenmek ve uygulamak, Kültürel Çeşitlilik Genel Bildirgesi’nin 5. maddesinde olduğu gibi insan haklarının da bir parçasıdır.

UNESCO Genel Müdürü Koichiro Matsuura, 21 Şubat 1999’da Paris’teki Anadili Anma Günü vesilesiyle şunları söylemişti: “Dil, bir kişinin kimliğidir. Anadili öldüğünde, kişinin dünyaya bakış açısı da kaybolur. “

Alman Federal Meclisi Çocuk Komisyonu 21 Şubat 2009 tarihinde Uluslararası Anadili Günü’ne ilişkin bir açıklamasında, göçmenlik geçmişi olan çocukların Almancayı en iyi şekilde öğrenebilmeleri için anadillerinin de desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Bu toplumdaki dilsel ve kültürel çeşitliliğe karşı takdir edici tutum, ulusal dili (Almancayı) öğrenme motivasyonunu da arttırır. Çocuk Komisyonu Başkanı, dilsel çeşitliliğin bir toplum için zenginlik anlamına geldiğini vurgulayarak “Bu nedenle sistematik olarak tüm çocukların iletişim becerilerini geliştirmemiz gerekiyor” dedi. Dil gelişiminde sadece göç geçmişi olan çocuklar arasında değil, aynı zamanda eğitim düzeyi düşük ailelerden gelen çocuklar arasında da eksiklikler bulunmaktadır. Bu nedenle, tüm dezavantajlı çocukların dil becerileri erken yaştan itibaren desteklenmelidir.

Heinrich Böll Vakfı da bir açıklamasında şunları ifade etmektedir: “Almanya’da anadili öğretimi oldukça istisnai bir durumdur. Bilimsel olarak da kabul edilen ve göçmen kökenli çocukların anadillerinin desteklenmesi durumunda Almanca öğrenmelerinin de daha kolay olması, eğitim politikası tarafından hala daha dikkate alınmamaktadır. Göçmen çocuklar için iki dilliliğin teşvik edilmesi gereken özel bir yetkinlik ve fırsat olduğu geniş çapta belgelenmesine rağmen, hala daha yalnızca Almanca dilinin ve “değerli” olarak tanınan diğer yabancı dillerin öğretimi bir öncelik olarak kabul edilmektedir. Göçmenlik ve eğitim araştırmalarının uzun yıllar boyunca gösterdiği gibi, göçmenlerin başarılı olmaları için iyi derecede Almanca dil becerileri gereklidir, ancak bu eşit eğitim fırsatları yaratmak için yeterli bir koşul değildir.”

Çok dilliliğin yetkinliğini, dilsel ve kültürel çeşitliliğin değerini tanıyan ve teşvik eden kültürlerarası yetiştirme ve eğitim kavramları artık Almanya gibi bir göç ülkesinde uygulanmayı beklememelidir. Eğitim politikası bunun için acilen gerekli olan rotayı belirlemeli ve kaynakları da serbest bırakmalıdır.

 

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.