UKRAYNA GERÇEĞİ VE SOL BAKIŞ

ABONE OL
13:22 - 27/02/2022 13:22
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Ekolojik, siyasal, ekonomik gibi genel sorunlar ister küresel boyutta olsun ister ülkelerin kendi içinde yaşadıkları lokal düzeyde olsun, bireysellikten toplumsala kadar olaylara bir bakış açısı gelişir; bakış açısı bir zihniyet sonucu ortaya çıkar ve sorunların çözümünde irade yani karar verici mekanizma devreye girer: Sonuç olur.

Bakış açısını ortaya çıkaran düşünceleri yaratan zihniyetler neler olabilir?

Dogmatik zihniyet, kapitalist veya emperyal-sömürgeci zihniyet, ırksal zihniyet.

Dinsel bakış dogmatiktir, tartışma istemez, belirlediği bakış kesin kabuldür.

Kapitalist-emperyal bakış sömürüye dayanır.

Her iki bakışta insanlık yararına değildir. İnsanlık yararına olan bakış laik temelde akla dayalı sol bakıştır, sol zihniyettir. Sol bakışı, ideolojinin doktrinleşmesi, dogmatikleşmesi ya da otokratikleşmesi tehlikesinden uzak tutmak gerekir ki insanlık için yararlı olsun.

Ukrayna’da yaşanan işgalin sömürgeci paylaşım olduğunun itirafını Putin ifade ediyor: ,,Biz de sistemin parçasıyız, parçası olduğumuz sisteme niye zarar verelim? Bizi yok sayamazsınız.,,

Olaya bu mantıkla yaklaşan otokrat lider Putin, yönettiği ülkenin sınıf mücadelesindeki geçmişini hatalı buluyor, Lenin’i suçluyor. Rusya’nın geldiği tarihsel süreçteki yerini ve bunun sonucu yaşanan Ukrayna olaylarının sorumlusu olarak Ekim Devrimi’ni görüyor.

Putin Rusya’nın emperyal ruhuna göre yetişmiş ve bu siyaseti yürüten dikta bir lider, dünyayı ABD emperyalizmine terk etme niyetinde değil. Geri kalmış ülkelerde yürüttükleri savaşlar sömürgeci paylaşım savaşları. Keşke Ukrayna, ,,Ne Amerika ne Rusya bağımsız Ukrayna’’ diyebilse. Siyaset maalesef keşkelerle yürümüyor.

Geri kalmış ülkeler bağımsızlık savaşları veremez durumdalar. Üç önemli olgu bağımsızlık savaşlarına engel oluyor: Emperyalizm, ırkçılık, din. Her üç olgu da birbiriyle sıkı işbirliği içindeler, biri diğerinin olmazsa olmazı durumunda.

Yıkılan din toplumu Osmanlı’dan bağımsız bir ülkenin doğması Mustafa Kemal Atatürk sayesinde gerçekleşti. Sonrasında toprak ağalarının ve gelişmekte olan burjuvanın emperyalistlerle işbirliği bugünkü AKP siyasal İslam’ını doğurdu. Tarihsel materyalist süreçte ülkelerin geri dönüşümleri olabiliyor. Fransa, Fransız Devrimi’nden sonra 20. yüzyıl başlarına kadar kilisenin yani dogmatizmden kurtulamadı. Kuruluşu laik temele dayanan Amerika, 20 yüzyılın sonlarına geldiğinde kendini  ,,Tanrının eli, vekili’’ sayan başkanlarına kavuştu.

Gelişmiş ülkeler aynı zamanda kapitalist ve sömürgeci ülkeler, kendi içlerinde Ulus-Devlet olarak çıkarlarını korurlar, küresel düzeyde sömürgeciler.

İşte tam burada Türkiye’nin Kemalist anlayışı önem kazanıyor: Ulusal anlamda tam bağımsızlık ve barış, uluslararasında barış: Yurtta barış dünyada barış. Laik zihniyete dayalı Kemalizm sola açılan penceredir, aydınlanmadır. Ulusal sol ya da küresel sol gerek ülke konumlarında gerekse küresel anlayışta düşünce ve çözüm üretmeliler, dogmatizme sapmadan, önyargılara düşmeden.

Emperyalizmden, dogmatizmden, ırkçılıktan doğan sorunları, sol insanlık için fırsata çevirebilme becerisini göstermelidir.

Savaşların olmadığı bir dünya için elele…

Zekeriye Uçar

 

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.