*** “Türkler, AB’nin iki yüzlülüğünden bıktı”

*** “Türkler, AB’nin iki yüzlülüğünden bıktı”

ABONE OL
17:01 - 22/01/2009 17:01
*** “Türkler, AB’nin iki yüzlülüğünden bıktı”
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 

 

"Türkler, AB’nin iki yüzlülüğünden bıktı"

Alman Sol Parti milletvekili Prof.Dr. Hakki Keskin, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Brüksel ziyaretiyle ilgili bir basın açıklaması yayinlayarak, "Türkler, Avrupa Birliği’nin çelişkili ve iki yüzlü politikasından artık bıktılar!" dedi


Hakkı Keskin’in konuya ilişkin basın açıklaması şöyle:

 


"Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği yetkilileriyle görüşmelerde bulunmak üzere dört yıl aradan sonra 18 Ocak 2009 günü yeniden Brüksel’e gitti. 2005 yılından beri yürütülmekte olan Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin görüşmeler, üç gün süren ziyaretin odak noktasını oluşturdu. Başbakan tarafından kısa bir süre önce AB ilişkilerinden sorumlu Devlet Bakanı ve Başmüzakereci olarak atanan Egemen Bağış da, Erdoğan’a eşlik etti.

Üyelik müzakerelerinde toplam 35 başlıktan şimdiye dek yalnızca 10 u açılabilmiş, bunlardan da bir tanesi sonuca bağlanmış durumdadır. Geri kalan başlıklardan sekizi ise, Türk liman ve havaalanları Avrupa Birliği’nin talepleri doğrultusunda Kıbrıs Cumhuriyeti’nin gemilerine ve uçaklarına açılmadığı gerekçesiyle şimdilik dondurulmuş durumdadır. Kıbrıs Cumhuriyeti şimdi de, Türkiye-AB müzakereleri çerçevesindeki enerji başlığının açılmasını önlemeye çalışmaktadır. Avrupa Birliği’nin, geçtiğimiz yıllarda adanın yeniden birleşmesini reddeden Güney Kıbrıs’ı üyeliğe kabul ederek izlediği son derece yanlış Kıbrıs politikası, bu duruma zemin hazırlamış bulunmaktadır. Avrupa Birliği, kendi hatalarını görüp doğrudan ekonomik ve ticari ilişkilerin oluşturulmasını da içeren adil ve yapıcı bir Kuzey Kıbrıs politikasıyla, adanın bu bölümünün izolasyonunu ortadan kaldırmak yerine, tek taraflı olarak Türkiye’yi suçlamayı sürdürmektedir.

Türkiye haklı olarak, Avrupa Biriliği’ne üyeliği konusunda kendisine adil ve eşit davranılmasını talep ediyor ve tam üyelik yerine kendisine önerilen “imtiyazlı ortaklık” önerisini kesinlikle reddediyor. Bu bağlamda Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans-Gert Pöttering’in tutumunu anlamak olası değil. Erdoğan Brüksel’deki görüşmelerini daha başlamadan ve kendisiyle de görüşmeden önce bir demeç veren Pöttering, Türkiye’nin tam üyeliğine karşı olduğunu belirtiyor ve yalnızca “imtiyazlı ortaklıktan” yana olduğunu söylüyor. Buna karşın Avrupa Birliği Komisyon Başkanı Barroso, açık olarak Türkiye’nin tam üyeliğinden yana tavır koyarak, Komisyon’un Ankara ile
yürütülmekte olan üyelik müzakerelerini hiçbir sınırlandırma olmaksızın sürdüreceğinin altını çiziyor.

Barroso, Rusya ile Ukrayna arasında doğalgaz konusundaki güncel anlaşmazlığa da değinerek, Avrupa’nın enerji ihtiyacının karşılanmasında Türkiye’nin gelecekte üstleneceği önemli rolü vurguluyor. Komisyon Başkanı, Nabucco Boru Hattı projesinin yakın zamanda gerçekleşmesiyle, Hazar Havzası’ndaki yataklardan elde edilecek doğalgazın Türkiye’yi boydan boya katettikten sonra Balkanlar üzerinden Avusturya’ya dek ulaştırılacağını ve böylece Avrupa’nın Rusya’dan ithal edilen enerjiye bağımlılığının azalacağını vurguluyor.

Türkiye’deki insanlar, Avrupa Birliği’nin ve üye ülkelerin önde gelen yetkililerinin bu çelişkili ve iki yüzlü politikasından artık bıktılar. Bir taraftan Türkiye’de reformların son zamanlarda hızının azalmasını -haklı olarak- eleştirmek, öte yandan ise yalnızca bir “imtiyazlı ortaklık” olanağından söz etmek, kendi içerisinde başlıbaşına bir çelişkidir. Buna ek olarak, Kıbrıs Cumhuriyeti ve Fransa yeni müzakere başlıklarının açılmasını engellemektedirler. Türkiye’den bir yandan sürekli olarak yükümlülüklerini yerine getirmesini talep edenler, öte yandan üyelik sürecinin hızlı bir şekilde ilerlemesinin önüne aşılması zor engelleri kendileri çıkartmaktadırlar.

Avrupa Birliği temsilcileri, Türkiye’deki AB reformlarının başarılı bir şekilde yaşama geçirilmesini samimi olarak arzu ediyorlarsa, Türkiye’ye haksız koşullar öne sürmeden, tüm müzakere başlıklarının sırayla açılmasını da içeren inanılır bir tam üyelik perspektifi sunmalıdırlar."

ha-ber.com

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.