Türkiye ve Antalya ekonomisi krizlere alışık

Türkiye ve Antalya ekonomisi krizlere alışık

ABONE OL
21:23 - 25/12/2021 21:23
Türkiye ve Antalya ekonomisi krizlere alışık
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, iki yılda bir krizler yaşayan Türkiye ve Antalya ekonomisinin böyle krizlere alışık olduğunu belirterek, ‘’Birkaç yılda bir darbe yiyoruz, kazanan ve kaybedenler oluyor, sonra yavaş yavaş toparlanıyoruz. Dolayısıyla bu da geçecektir, ümidimizi kaybetmiyoruz’’ dedi.

ATSO ile Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi arasında “İklim Değişikliği ve Çevresel Dönüşüm” eğitim protokolü imzalandı. Bu protokol kapsamında ilk seminerde “İklim Değişikliğinin Ekonomiye Etkileri, Uyum Süreci ve Yeşil Mutabakat” konusu ele alındı.

TOBB Başkan Yardımcısı ve ATSO Başkanı Davut Çetin, seminerim açılışında yaptığı konuşmada, dünyanın gündeminde İklim Değişikliği ve Yeşil Mutabakat konusu olduğunu ancak, Türkiye’nin gündemine ekonomik afet girdiğini söyledi. Çetin, şunları kaydetti.

‘’Çevreyi, afet risklerini, iklim değişikliği ve afetlere karşı işletmelerimizi dirençli hale getirmeyi konuşalım derken araya ekonomik afet girdi. Şu anda üretim yapmakta zorlanan üyemiz var. Maliyet artışı karşısında işini sürdüremeyenler, satış yapamayanlar var. Asgari ücret artışına dayanamayan ve işçi çıkarmayı düşünenler var. Tarımda meyve ve sebze serada veya tarlada kalıyor, toplanmıyor, alıcısı yok. Böyle bir ortamda iklim değişikliğini konuşmak zor. Bütün bunlara rağmen, Türkiye ve Antalya ekonomisi böyle krizlere alışıktır. Birkaç yılda bir darbe yiyoruz, kazanan ve kaybedenler oluyor, sonra yavaş yavaş toparlanıyoruz. Dolayısıyla bu da geçecektir, ümidimizi kaybetmiyoruz. Ekonomi ve  işletmelerimiz sağlam olursa bu afetlere rağmen ayakta kalmaya devam ederiz.”

Türkiye ekonomisinde kısa vadeli riskleri öngörmenin mümkün olmadığını ifade eden Çetin, ‘’Türkiye ekonomisinde kısa vadeli riskleri öngörmek mümkün değil, çünkü ne zaman ne yapacağımız belli olmuyor. Fakat hem bir risk hem de bir fırsat olan iklim değişikliği ve çevreci dönüşümün neler getireceğini aşağı yukarı tahmin ediyoruz. Zaten şu anda iklim değişikliği etkilerini yaşıyoruz. Dolayısıyla çevre risklerine de hazırlıklı olmalıyız” dedi.

2 yıl içinde karbon vergileri etkisi yaşanacak

İklim değişikliğinin sadece bir doğal afet olmadığına dikkat çeken Çetin, iklim değişikliğinin aynı zamanda ekonomik afet olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti.

‘’Bu yıl kuraklığın etkisini tahıl üretim azalmasında, gübre fiyatları artışında, gıda enflasyonunda yaşıyoruz. İki yıl içinde Avrupa Birliği karbon vergileri etkisini yaşayacağız. Bu vergilerin ekonomimize yıllık maliyeti 1,8 milyar Euro civarında tahmin ediliyor. Yeşil mutabakatla birlikte Paris anlaşması taahhütlerimiz gündeme gelecek. Bu süreç bugün tahmin ettiğimizden çok daha hızlı bir şekilde ilerleyecektir. Yeşil dönüşüm tarımdan turizme, sanayiden inşaata her sektörde karşımızdadır. Dünyada yeşil dönüşümün maliyeti olarak farklı rakamlar telaffuz ediliyor. Dünya çapında maliyetin 23 trilyon dolar olacağını tahmin eden de var. Eğer 23 trilyon dolar olursa bu dünya yıllık gelirinin dörtte biri demek. 20-25 yıllık bir dönemde her yıl milli gelirin yüzde 1’i diye gibi bir maliyet sadece dönüşüm için gereklidir. Türkiye için bu yılda 7-8 milyar dolardır, az değildir.’’

Türkiye yüksek risk grubu ülkeler arasında

Akdeniz Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Topkaya da Türkiye’nin küresel ısınmanın potansiyel etkileri açısından yüksek risk grubunda ülkeler arasında yer aldığı bildirdi. Prof. Dr. Topkaya, ‘’Dünya Bankası raporuna göre Türkiye 21. yüzyılın sonlarına doğru Avrupa ve Orta – Doğu, Asya bölgesinde ekstrem iklim olaylarına en çok maruz kalacak 3. ülke olacaktır. İklim değişikliğinden en fazla çimento ve yapı sektörü, perakende, tekstil, tarım ve gıda, sanayi ve enerji sektörleri etkilenecek’’ dedi.

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.