Tiyatrodan hiç vazgeçmedi

Tiyatrodan hiç vazgeçmedi

ABONE OL
12:33 - 26/11/2022 12:33
Tiyatrodan hiç vazgeçmedi
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best
Eski bir Nürnbergli olan oyuncu Mehmet Ulay ile Nürnberg’de bir araya geldik. Uzun yıllar Türk-Alman dostluğunu pekiştirmek için çaba sarf ettiğini anlatan Ulay, “Ankara Sanat Tiyatrosu, ‘Otlak’ oyununda merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e hakaret ettiğim iddiasıyla kapatılmıştı. O dönemde darbe olduğundan tiyatro yapma imkânım kalmamıştı. İşsiz kalınca Dışişleri Bakanlığı’nın konsolosluk memur sınavlarına katıldım. Sınavı kazandım ve Nürnberg Başkonsolosluğu’nda çalışmaya başladım” diyor. Ulay, memurluk yaparken oyunculuğa devam ettiğini, memurluktan sonra bir ara ticarete atıldığını ancak tiyatro için ondan da vazgeçtiğini söylüyor.
Tiyatrodan hiç vazgeçmedi

1942 Ankara doğumluyum. Babam deniz subayı, annem öğretmendi. Babam amirallikten emekli oldu. İlkokulu İskenderun’da, ortaokulu Ankara’da, liseyi İstanbul Kabataş Lisesi’nde okudum. Liseden sonra da sanatçı olmaya karar verdim. Bu fikri aileme açtığımda onlar da destekledi. İstanbul Belediye Konservatuvarı’nı kazandım ve sanat eğitimimi de orda tamamladım.

 

Tiyatrodan hiç vazgeçmedi

Devlet Tiyatrosu serüveniniz nasıl başladı?

Ankara’da Devlet Tiyatrosu’nda önce asistan olarak kadrosuz başladım. 1964 yılında Ankara Sanat Tiyatrosu’na girdim. Bir yandan ailem Ankara’da olmama karşı çıksa da Ankara Dil Tarih Coğrafya bölümünü okudum. Tiyatroya fazla zaman ayırdığım için 4 yıllık okulu 6 yılda bitirebildim. 1969 yılında İngiltere’ye yüksek öğrenim ve dil eğitimi için gittim. 1971 yılına kadar İngiltere’de çeşitli tiyatrolarda çalıştım. Özel tiyatro eğitimi aldım. Reji asistanlığı yaptım.

Ankara Sanat Tiyatrosu’nda kimlerle çalıştınız?

Kimlerle çalışmadım ki. Tüm değerli usta yönetmenlerle, utsa oyuncularla. Haluk Kurtoğlu, Can Gürzap, Muharrem Kipa ve aklıma şu anda gelmeyen tüm tiyatro oyuncularıyla oynadım. 

Tiyatrodan hiç vazgeçmedi


 

1 YILDA 60 KEZ OYNADIK

Almanya serüveniniz nasıl başladı?

Ankara Sanat Tiyatrosu, ‘Otlak’ oyununda merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e hakaret ettiğim iddiasıyla kapatılmıştı. O dönemde darbe olduğundan tiyatro yapma imkânım kalmamıştı. İşsiz kalınca Dışişleri Bakanlığı’nın konsolosluk memur sınavlarına katıldım. Sınavı kazandım ve Nürnberg Başkonsolosluğu’nda çalışmaya başladım.

 

Tiyatrodan hiç vazgeçmedi

 

O dönemde tiyatro çalışmalarınız oldu mu?

Nürnberg Başkonsolosluğu’nda memur olarak çalışırken dönemin başkonsolosundan özel izin aldım ve Nürnberg Türk Tiyatro Grubu’nu kurdum. Ekibimle 1982 yılına kadar hayatımın en ciddi komedisini oynadım. Alman okullarında Türkçe dersleri veren öğretmenlerimizden Ayla Çokbudak ile birlikte İbrahim Özen, Nazım Birdal, Öktem Doğru, Coşkun Şensoy ve Gül Artük ilk kadromuzdu. Grubumuzun ilk oyunu, Necati Cumalı’nın yazdığı benim yönettiğim ‘Nalınlar’ oyunuydu. Bu oyunu 1 yıl içinde 60 kez oynadık ve Avrupa’da en çok oynanan Türkçe oyun rekorunu kırdık. Nürnberg Nachrichten gazetesinin ‘Direcksel’ ödülünü kazandık. Bu oyundan kazandığımız paraları Bonn Büyükelçiliğimize kreş açılması için bağış yaptık.

Tiyatrodan hiç vazgeçmedi

 

Başka hangi oyunları oynadınız ve daha sonra neden Tiyatroya ara verdiniz?
‘Duvarların Ötesi’nde oyununu oynadık ve o dönem Suna Keskin’i Nürnberg’e davet ettik. ‘Pusuda’ oyununu festivallerde oynadık. ‘Ana Hanım, Kız Hanım’ oyununu oynadık. Daha sonra kadrodakiler Sinema oyuncusu, aktör ve aktris olunca ben bıraktım.
Hacivat-Karagöz oyunları ve kukla tiyatrosu çalışmalarınız nasıl başladı?
Prag’da kukla tiyatrosu için 3 ay eğitim aldım. Kukla tiyatrosu kurdum. Komünizm rejimi olduğu için rahmetli Büyükelçimiz İnal Batu sayesinde özel izinle Prag’da kalabildim. Daha sonra Avrupa’da ilk kez ‘Hacivat-Karagöz’ oyunlarını canlı performansla sergiledim.

 

Tiyatrodan hiç vazgeçmedi


 

TİCARETİ DE YARIDA BIRAKTIM

Sanatçı yönünüz herkes tarafından biliniyor. Fakat bir de ticaretle uğraştığınızdan iş dünyasıyla bağlantılarınız oldu. Biraz iş hayatınızdan bahseder misiniz?
1982 yılında başkonsolosluktaki memuriyet hayatımı noktaladım. Nürnberg’de Pamukbank şubesini açtım. İki sene Pamukbank’ta şube yöneticiliği yaptım. Pamukbank entrikaları elimizden alındıktan sonra ticarete atıldım. ‘Türk sineması evinizde’ sloganıyla video kasetleri pazarlama işine girdim. Bu işte başarılı olunca Türkiye’den gıda ürünleri getirip marketlere dağıtımını yaptım. Tiyatro oyunculuğunu çok sevdiğim için ticareti de yarıda keserek tekrar oyunculuğa başladım.
Bildiğim kadarıyla eşiniz eğitimci. Nürnberg’de önemli bir okulun müdürüydü. Eşinizden, ailenizden bahseder misiniz?
Eşimi adı Ursula Ulay. Eşim Alman okulunda görevli öğretmen. Fakat Türkçeyi çok iyi biliyor, adını bilmeyip de soyadını Ulay olarak duyanlar Türk öğretmen sanıyorlardı. Ursula, Ankara’da Alman Yüksek Meslek Okulu açmak ve aynı zamanda kısa adı YT2 olan az gelişmiş ülkelere eğitim destek projesinin yöneticisi olarak Ankara’ya atandı. Eşimle birlikte ilk tiyatro çalışmalarımı yaptığım Ankara’ya tekrar geldik.
Türkiye’ye geri dönmeden önce Almanya’da sanatsal olarak başka hangi çalışmalarınız olmuştu?
Almanya’da ‘Leben in İstanbul’ filminde oynadım. Türkiye’de birçok tiyatro oyunlarını da Nürnberg’e getirdim. Devlet Tiyatrosu’nun tüm Avrupa organizasyonlarını üstlendim. Berlin’den oyunlar getirip seyircisiyle buluşturdum. O dönem ‘Dünya Çocuk Yılı’ ilan edilmişti. Nürnberg’de ilk kez 25-30 okulun katılımıyla dev bir kutlama gerçekleştirdim. Sürekli Türk-Alman dostluğunu pekiştirmek için çaba harcadım.

Ankara Sanat Tiyatrosu’na tekrar dönüşünüz nasıl oldu?
1985 yılında Ankara Sanat Tiyatrosu’ndaki arkadaşlarımı ziyaret etmeye gittiğimde, Rutkay Aziz ile sohbet ederken bana tekrar oyunlarda oynamamı teklif etti. Ben de kırmadım ve kabul ettim. Yanılmıyorsam ‘Sooo ile Vanzeti’ oyunuyla geri döndüm. Arkasından ‘403 km’, ‘Yusuf ile Menofis’, ‘Halk Düşmanı’ oyunlarında oynadım. Sonra da Almanya’ya dönme kararı aldım.
Ankara Sanat Tiyatrosu’ndaki ilk oynadığınız oyun hangisi, kimlerle oynadınız?
İlk oyunumu hiç unutamam. ‘Ayak Bacak Fabrikası’. Kadrosunda kimler var kimler… Erkan Yücel, Savaş Dinçer, Rana Cabbar, Oben Güney, Ayberk Çölok, Asıl Çeliktepe, Ayşen Sümercan. Ben hem oynuyordum hem de sahne amirliği yapıyordum. Diğer oynadığım oyun ‘Ölü Canlar’.
Ankara Sanat Tiyatrosu’nun birçok oyuncusu, dönemin rejimini eleştirdiği için hapis yatmıştı. Siz de oyun nedeniyle hapis cezası almadınız mı?
Ben de siyasi oyunlar oynadım fakat şansıma hapis yatmadım. Fakat ‘72. Koğuş’ oyununu tam olarak 700 kez oynamam nedeniyle saatleri hesapladığımda 2.5 yıl hapis yatmış gibi oldum. Ben askerlik de yapmadım ama ‘Emret Komutanım’ dizisinde Albay rolü ile ile asker elbisesi ve botlarını giydim.

Ankara Sanat Tiyatrosu’nda oynadığınız efsane bir oyun var. Onu ne zaman oynadınız?
Almanya’ya geri döndükten kısa bir süre sonra Rutkay Aziz ve Altan Erkekli beni aradı. ‘Sakıncalı Piyade’ adlı bir oyunda Rutkay Aziz rejisiyle Uğur Mumcu’yu oynamamı istediler. ‘Şeref duyarım’ dedim. Bu 3 ay sürecekti. 1 ay Ankara’da, 2 ay da turnede oynayacaktım. Hesapladığımız gibi olmadı. ‘Sakıncalı Piyade’ binin üzerinde oynandı. Hep birlikte çok güzel bir iş çıkardık. Kadromuz mükemmeldi. Bazen günde 3 kez oynuyorduk. Ardından reklam filmleri, diziler, sinema filmleri devam etti. Onca yıl aramama rağmen tekrar başarıyı yakalamak beni çok mutlu etti.

 

Tiyatrodan hiç vazgeçmedi


 

BENİ ‘ONURSAL BAŞKAN’ SEÇTİLER

Nürnberg’de Objektif Kültür Merkezi’yle çalışmalarınız başladı. Oradaki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Son yıllarda Türkiye’deki projelere ara verdim. Benim yıllar önce Nürnberg’de başlattığım Türk Tiyatrosu kıvılcımını üstlenen Objektif Sahne Tiyatrosu’nda oyun yönetmeye zaman buldum. Birlikte ‘Huylu Huyundan Vazgeçmez’ oyununu çıkardık. Oyuncuların başarılarını görünce bir süre birlikte çalışmaya karar verdim. Verdiğim destek nedeniyle OKM Yönetim Kurulu Üyeleri beni ‘Onursal Başkan’ seçtiler.

BENİ ELEŞTİRENLER MAHSUN’A GİTTİ BEN DE GÜLÜP GEÇTİM

‘Ruhsar’, ‘Baba Candır’, ‘Emret Komutanım’, ‘Mahkûm’, ‘Mahallenin Muhtarları’, ‘Süper Baba’, ‘Doktorlar’ gibi başarılı projelerde yer alan, Şafak Sezer, Açalya Samyali Danoğlu, Gökçe Özyol, Asiye Dinçsoy, Ferdi Kurtuldu, Melis Tüzüngüç, Lemi Filozof ile birlikte farklı oyunlarda rol alan Mehmet Ulay, Uğur Mumcu rolünden dolayı büyük tepki aldığını söylüyor. Mahsun Kırmızıgül ile ‘Hemşerim’ filminde rol aldığında bazı sanatçı arkadaşlarının ve dostlarının tepki gösterdiğini belirten Ulay, “Beni ‘Mahsun’un kapısına gitti’ diyerek çok eleştirdiler. Ancak daha sonra beni eleştirip dışlayan arkadaş ve dostlarım, Mahsun’un kapısına giderek birlikte çalışmak istediklerinde ben güldüm, geçtim” diyor.

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.