Korona virüs bulaşmasını, topluma yayılmasını önleme amacıyla, altmış beş üstü yaş alanların dışarı çıkma yasağıyla yalnızlık gündeme geldi.
Kim yalnız ise, kanser ve kalp hastalıklarına yakalanıyor. İnsan sosyal varlıktır, birbirlerine ihtiyaçları var. Tıp bilim insanları sayılar veriyor. Doğa kirliliği, şişmanlık ömür kısaltıyor. Yalnızlık yüzde kırk beş ölüme sebep oluyor.
Gazeteci, bilim insanı Jakob Simmank yalnızlık, neden normal bir duyguyu hastalık yapmamalıyız, kitabında konuyu etraflı olarak ele alıyor, çözüm önerileri getiriyor.
Canlılar arasında yalnız insanlar, sosyal varlık değildir. Hayvanlara ait belgesel filmlerde görüyoruz, sosyal yaşamları var. Başlarında çoban olmadığı halde sürüler halinde yabanda yaşıyorlar. Kendilerine ait gördükleri alanı korumaya alıyorlar.
Ormanları yakından inceleyen uzmanlar bitkilerde bile sosyal yaşam var, diyorlar. Bir ağaç yanındaki ağacı sevmezse, yönünü öteki yana dönüyor, büyümeye öyle devam ediyor.
Didim’de komşumun oğlu ziraat mühendisine bahçeyi gösterdim, neyin değişmesi gerektiğini sordum. Hepsi yanlış, dedi. Yeni bir düzenleme gerek. Şu bitki toprağın tüm verimini tüketecek şekilde bahçeye yayılır, başka hiçbir bitkiye yaşam imkânı vermez. Şu bitki yanındakini sevmez.
Bazı insanlar kibirlerinden yürürken normal kapıdan giremezler adeta. Toplumda öyle bir yer kaplarlar ki, başka insanlara yaşamı zindana çevirirler.
O halde yalnızlık, sevinme üzülme gibi gayet normal bir duygudur. Abartmaya gerek yoktur. Eskimeyen dostlarla sevinç paylaşılırsa büyür, üzüntü paylaşılırsa azalır. Dostunun başarısını övebilirse bir insan, sağlam karaktere sahip olduğunu gösterir.
İngiltere’de yalnızlığa karşı mücadele etmek için Korona krizinden önce bir bakanlık kurulmuştu. Bu kitapta yazar, bunun geçmişte yapılan hataları örtemeyeceğini, söylüyor.
Sosyal amaçlı, demokratik işlevi olan dernek, inisiyatif ve vakıf üyeleri yalnızlık hissine kapılmaz. Üyelerin sosyal ve ruhsal arzu ve ihtiyaçlarına cevap verecek etkinlikler düzenlenir.
Bilhassa emeklilik yaşlarında, çoğu eşleri vefat edince tek başına oturuyorlar. Evlerinde tek birey oturan yalnızlık hissediyor, anlamına gelmez.
Dünya’da tanınmış birçok yazarlar, sanatçılar en önemli eserlerini üretmek için kendilerini toplumdan tecrit ederek çalışırlar. Bu düşünceyle Didim-Akköy kütüphanesine bir de çeviri evi yapılmıştı. Kafka yalnız kalmasaydım, eserlerimi yazamazdım, der.
Korona krizinde hapis gibi tecrit uygulama eleştirilir. Almanya’da alınan önlemler örnek olacak şekildeydi. Şu anda yirmi kırk yaşlarına yayıldı. Yaşlılarda ölüm oranı çok azaldı. Yasak tamamen ters etki yapar, öneri daha uygundur. Kurallara uyma nedenleri iyi anlatılırsa, toplum acil durumlarda daha düzenli idare edilir.
Terlik tek olursa bir işe yaramaz, prim sayıları kendinden başka sayılara bölünmez. Fakat insan tek başına çok şeyler başarır.
Dünya tarihinde devrim, reform yapanlar Mustafa Kemal Atatürk gibi kahramanlar tek başına, tek adımla başlamışlardır. Bu nedenle iyi bir fikir etrafında toplanma, organize olma çok önemlidir. Fakat organize olmayı devam ettirmek daha da önemlidir.
Dağılmayı önleme demokratik kurallarla mümkündür. Tek kadın veya tek adam kuralları tek başına alıyorsa inisiyatif yürümez. Üyelerin fikir, eleştiri ve önerilerini önemsemeyen yönetime sahip dernek veya inisiyatifler ancak bir şahsa ait olarak, belli bir süre yürüyor. Alman derneklerinde bir başkan iki devre seçiliyor, tanıdığım bazı Türk derneklerinde başkan olan, başkan olarak ölüyor. Derneğin ömrü de başkanın ömrüne bağlı olarak yaşıyor. Bu nedenle ilk neslin kurduğu dernekler kapanmak zorunda kalınca, deneyimler gelecek nesillere aktarılmıyor. Genç nesiller kendilerine uygun yeniden organize oluyorlar. İnterneti iyi kullanıyorlar.
Jakob Simmank 1988 yılında Hamburg’da dünyaya geldi. Tıp tahsilini Leipzig ve Buenos Aires’te yaptı. Doktora Çalışmasını Max-Planck-Enstitüsü’nde başardı.
Çözüm önerilerini beş noktada özetliyor:
Bu okul şarkısında çoban koyunlarından ayrılınca yalnız ve yalnızlık duygusu seziliyor.
Ey Çoban
Ey çoban nedir kederin?
Yalnızlık buymuş kaderin.
Senden ırak mı sürülerin?
Derdini dök de ey çoban.
Bu akşam biraz oyalan.
Gene gezersin sürülerinle,
Dertli çoban.
Sürüsünden uzak kalmazsa, yalnızlık hissetmeyecek, çoban dertli olmayacaktır. Hayvanlarda hayret edilecek, hayran olunacak davranışlar görmek mümkündür. Bir belgeselde, on dakikada kuzular koşarak annelerini sürüde buluyorlardı. Anneler kuzularını, kuzular annelerini anında tanıyorlar. Yani onlar da sosyal varlıktır, canlıdır.
Hoşça kalın!
İlter Gözkaya-Holzhey
eMail: [email protected]
Kaynak ve tavsiye kitap:
Jakob Simmank, Einsamkeit, warum wir aus einem Gefühl keine Krankheit machen sollten. Atrium Verlag, Zürich 2020
ISBN 978-3-85535-107-7
Belgesel;
https://www.phoenix.de/sendungen/ereignisse/phoenix-plus/tabuthema-einsamkeit-a-1347480.html
ABD
Az önceGÜNCEL
1 saat önceASYA
1 saat önceGÜNCEL
1 saat önceGÜNCEL
1 saat önceALMANYA
2 saat önceALMANYA
2 saat önce