0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Gerisi hikâye. Yeter ki siyasete bulaş ve çalmasını öğren. Zaten mayasında olmayanlar öğrenemez bu işi. Mayada olacak ya da hamuruna katacaklar doğarken. Baban telefon açıpta topla komisyonları derse, hiç duraklamadan yapmaya başlayacaksın bir süre sonra. Ananın çeyiz sandığını paralarla doldurursun iyi çalarsan. Nerden nasıl geldiğin hiç önemli değil. Yeter ki mezhebin müsait olsun hırsızlığa.

Fakat balık tek başına yenmez, sofrada bir düzen ister. Balık yiyen salatada yer, yanına bir şeylerde içer.

İşte bizim hırsız da yanına namussuzluk yalancılık şerefsizlik filan katar. Hırsızlık tek gitmez. Yakışık almaz yani “bizim çocuk iyi çalar fakat çok namusludur.”!  Olmaz öyle şeyler.

Ekipte ister bu işler. Tek başına zevk almazsın. Akrabadan, çevreden ya da geçmişten arkadaşlarını da yanına alacaksın. Hatta beraber yürüdüğünüz insanları da toplayın çevrenize. Gizli konuşmalarınızda “nasıl geçirdik “diye eğlenirken duyanlarda hep sizden olmalı. Anlatamadıktan sonra ne zevki olacak ki!

Neticede ekip lazım, şahit lazım! Ekip “çakma” siyasal İslamcılardan olursa, vatandaşa neden çaldığını anlatması da daha kolay olacaktır.

“Çaldık ta hele bir sor neden çaldık” diye başlayacaktır “kaderini” anlatmaya.

“Günah işleme özgürlüğümüz var, tövbe kapısı açık “diyerek devam edebilirsiniz. Vallahi tutar bu laf. Bizim siyasilerden duymuştum bu lafın benzerlerini, gayet güzel geliyor kulaklara.

Tek servetim cebimdeki otobüs bileti diyebilirsiniz. Sonra zengin olunca cevabınız yine hazır olacak.

“Allah verdikçe veriyor “

Yani içinde haram yok, kısmet sana gülmüş gibisinden.

Fakat hırsızlığı yaparken olayı görenler olacaktır. Onları susturmak için en güzel yöntem, kadroları hırsızlarla dolduracaksınız. Bozacının şahidi şıracı gibisinden kadrolar kurulacak. Hepsine de çalmayı öğreteceksiniz. Hepsinin boğazından “haram lokma “geçecek ki sizin yediğinize ses çıkartamasınlar.

“Benim anam senin ananı kerhanede görmüş “deyince “senin anan namusluydu da ne işi vardı orada“ gibisinden bir ortam oluşturun.

Kısacası olay kerhanede geçiyorsa, hepiniz çalışanların çocukları iseniz laf çıkmaz dışarıya. Herkes hırsızlık yapar ise ekipte, çaldığınızda duyulmaz. Olay bu kadar basit!

Memleketin örfünü, kültürünü ve din yapısını iyi inceleyin. Ondan sonrası kolay. Söze başlamadan önce haç işareti yapın ya da ineğe saygılarınızı sunun ortama göre. Yeter ki bölgenin dindarlarına iyi gözükün, gerisi kendiliğinden gelir.

Fakat bir konuyu unutmayın. Din anlayışı ne olursa olsun, en büyük hedef halkın cahil kalmasıdır.

Kendini yetiştirmiş, bilgili bir nesilden çalmak zor olur. Birde namus anlayışı filan gibi “basit “konuları halkın gözünde değersiz kılmanız lazım. Yargının da “içine ederseniz” çok büyük yardımı dokunur size.

Ahlaksız ama dindar, hırsız ama Müslüman, dönek ama Hristiyan gibi söylemleri duymaya başladınız mı seçmen kesiminden mesele kalmaz. Neye inandıkları filan önemli değil, yeter ki inandıkları ile kandırmayı öğrenin. Gerisi kendiliğinden gelecektir. Bu taktik tüm ülkelerde ve her dinde iş görür, sakın cesaretiniz kırılmasın.

Hadi işiniz denk gelsin!