SİYASAL İSLAMIN AMACI-3 LAİKLİK: KAÇINILMAZ YOL

ABONE OL
21:32 - 13/01/2021 21:32
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

İslamiyet, bu dünyada  ve ahirette sosyal ve toplumsal düzenleme sağlamaya çalıştı ama gelişemedi, gelişmesi de olanaklı olamazdı; islamiyette diğer inançlar gibi dogmatiktir, bu yüzden evrimleşmesi beklenemez.

Selçuklu ve Osmanlı siyasal islamla devlet yönetme arzusunu kendinde miras hakkı olarak gördü, halifeliği üzerine alarak islamiyet üzerinden ideolojik zemin aradı.

Hıristiyanlık ise islamiyetten farklı, devletin yanında eş-yönetim olarak yer aldı, bir süre sonra sınıfsal oluşumlar, Burjuva devrimi, siyasetin  kiliseyi ortaklıktan çıkarması sonucunu doğurdu. Oysa islam ülkelerinde batı gibi eş-yönetim modeli oluşmadı, tam tersi, islamiyet re’sen siyasetin tek varisi saydı kendisini.

Batı aydınlanırken islam ülkeleri ile birlikte Osmanlı’da uyuyordu, arada konuşmaya çalışan aydınlar susturuluyor, bastırılıyor. Osmanlı Devleti’nin çöküş sürecinin başladığı zamanlarda çıkış yolu aranırken, devlet tarafından daha fazla dine sarılması gerektiği söyleniyor.

Bugün de, dini yozlaşmanın had safhaya ulaştığı, toplumsal çürümüşlüğün baş sorumlusunun siyasal islam olduğu halde, kurtuluşun dinde aranması gerektiği devleti yöneten siyasal islamcıların ana sloganı oluyor, siyasal islam gittikçe radikalleşiyor, yıllarca bozdukları düzeni, kendileri yapmamış gibi, sığlıkla reformlardan bahsedebiliyorlar (Ne zaman bir reformdan bahsedip, torba yasa çıkarsalar daha çok karanlığa gömülüyoruz.). Oysa yozlaştırdıkları siyaseti, toplumsal çürümüşlüğü, dinselleştirilen eğitimi aydınlanma yoluna koyabilmek Türkiye’nin yıllarını alacak.

(Batı sömürgeciliğinin islam ülkelerinde istediği gibi at oynatması, islam ülkelerinin islam ideolojisinden kurtulamadığındandır; islam ideolojisine sarıldıkça karanlıktan çıkılamaz.

Gelişmiş ülkelerde laikliğin gerilemesi, demokrasinin durağanlaması ırkçılığın yükselmesine neden oluyor, neo-liberalizmin neo-siyasetinden dolayı… Demokrasinin yeniden çağdaş bir yola- yönteme kavuşturulması sorumluluğu sola düşüyor, sol bu fırsatı değerlendirmek zorundadır.)

Türkiye’de gittikçe büyüyen ekonomik sorun kadar toplumu geliştiren tüm değerlerde yok ediliyor. Siyasal islamın  güttüğü temelsiz ideolojinin yerine muhalefetin neyi koyacağını somut belirtmesi gerekiyor, adım sağlam atılmalı. (İran’da Humeyni ile iş birliği yapan sol: ,,Önce şahı bir devirelim, sonrasını sonra düşünürüz dediler, başlarına gelmedik kalmadı.) Örneğin ana muhalefet CHP, bir ,,TÜRKİYE SÖZLEŞMESİ’’ projesi ortaya koymalı, dillendirdikleri ,,güçlendirilmiş Parlamento’’ söylemini ,,Türkiye Sözleşmesi’’ içinde açıklanmalı.

Mustafa Kemal,  Kurtuluş Savaşı sonrasının ne olacağını düşünmüş bir insan; Osmanlı’nın tükenmiş yapısının yerine ne gelmeliydi ki, devlet olunabilsin ve çağdaşlık yakalansın? O dönemde demokrasi sözcüğünü duyamazsınız, ama demokrasiye gidecek çağdaş yolun laiklikten geçtiğini ve Osmanlı’dan kalma dini ideolojik argümanların laiklik yoluyla ortadan kalkacağı içindir ki, Cumhuriyet devrimlerinin ilk ve en önemlisi LAİK DEVRİM’dir. Laiklik hem birey olarak özgürleşmeyi hem kurduğunuz devlet olarak bağımsızlığı hem de inancın vicdanlardaki güvencesini sağlar.

Bugün çokça demokrasiden bahsediliyor, demokrasiyi kollayacak, geliştirecek unsur laikliktir. Dogmatik zihniyetin emrettiği akıldışılığı, toplum zararına olabilecek gelişmeler ancak laiklikle engellenebilir.

Zekeriye Uçar

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.