0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Uzman öneriyor: Şiddete katlanmayın, bir tek tokat, hatta kötü sözde bile, gereğini yapın, gerekli yerlere başvurun, şikâyet edin korkmayın diyor!

Konuşmak, akıl vermek kolay!..

Karakola gidiyorsunuz, polis, “Eşindir affet, büyütme” diyor!

Artık eşiniz değilse de, yine, “Sana onca yıl kocalık yapmış, çocuğunun babası, affet” diyor!

Israrlı davrandığınızda da, ifadesini alıp bırakıyorlar her defasında!..

Hatta bu lafları, kadın Hâkim bile söyleyebiliyor!..

Yaptığına bir ceza görmeyen erkek, bu defa, “Vay sen beni nasıl şikâyet eder de karakollara düşürürsün” diye, daha beter dövüyor, işkence uyguluyor!

Koruma istiyorsunuz, kaymakamlığa git deniliyor, kaymakamlığa gidiyorsunuz, savcıya git deniliyor, savcı, kaymakama, kaymakam yine karakola sevk ediyor. Başladığınız yere dönüyorsunuz!

Bu defa da, “Size koruma veremeyiz, karakolumuzda kadın polis yok” diyor!

Kös kös eve dönüyorsunuz, bir de görüyorsunuz ki adam bina kapısında, elinde bıçakla bekliyor. Polisi arıyorsunuz, aldığınız cevap: Durup dururken, elinde bıçak var diye gelemeyiz, bir şey yaparsa, bizi arayın diyor!..

Elinizde 10 günlük raporla, dişleriniz ve burnunuz kırılmış, gözleriniz patlamış, bıçaklanmışsınız, her yeriniz kan revan içinde ve mosmor… Bunu yapan erkek, savunmasında, “Benden intikam almak için, başını duvarlara vurarak kendisini yaraladı, bıçakladı” diyor. Hâkim, “Şahidin var mı” diye soruyor, “Evin içindeki olaya kim şahit olacak, sadece çocuğum şahit” diyorsunuz. “Çocuk şahit sayılmaz” diyor. “Elimdeki rapor yeterli değil mi” diye soruyorsunuz. Ama eşiniz, kendinizin yaptığını iddia ediyor” diyor ve onun savunmasını kabul ediyor.

Savcıya ulaşıyorsunuz. Savcı, “Ver o raporu bana, gereğini yaparım” diyor, bekliyorsunuz ama bir şey olduğu yok! Yine gidiyorsunuz savcıya, bu defa, “Biz savcıların sinema, tiyatro ve otellerde, kontenjanı var, akşam bir yerde yemek yiyelim, bir iki kadeh bir şeyler de içeriz, rahatlarsınız, tiyatroya da gidelim bir akşam, hafta sonu da, Abanta gidip 2 gün kalalım. Çok bozuk moraliniz, biraz rahatlamış olursunuz” diyor!

Hayretle ve nefretle reddediyorsunuz, raporunuzu istiyorsunuz, dosyana koydum, bulunca veririm diyor, sonra da, dosyayı bulamadım ama gereğini yapacağım diyor. Telefon ediyor erkeğe, “Bir daha yaparsan, seni fena yararım” diyor! Bu telefon üzerine erkek daha da sinirleniyor, “Vay sen nasıl beni savcıya şikâyet edersin” diyor, ardından da gülüyor, ve “Sen ne yaptığını sanıyorsun, görüyorsun, bana bir şey yapamıyorlar, bundan sonra kork benden, daha beterini yapacağım, ölümlerden ölüm beğen” diyor ve de yapıyor!

Üstelik bu ve bu gibi adamlar gayet rahatlıkla toplumun içinde yaşıyor ve sayıca da bir hayli fazlalar; her gün de çoğalmaktalar!..

Ya bu nevi polisleri, hakimleri, hele de savcıları kime şikâyet edeceksiniz?!

Kim ve nasıl durduracak bu hasta ruhlu adamları ve de caydırıcı yaptırımlar uygulayabilecek?