SEÇİMLERE DOĞRU BERLİN CHP

ABONE OL
20:48 - 27/07/2022 20:48
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Steinbeck’in Gazap Üzümleri isimli romanını yıllar evvel okumuştum. 1940’da Pulitzer ödülünü de alan eser, hak, adalet ve özgürlük  kavgasının,  başka bir  coğrafyada ki yüzünü anlatır. Hem bu bakımdan hem de, teşkilatçılığın, insan öğütme mekanizmasına dönüşebilme tehlikesini göstermesi bakımından bende derin izler bırakmıştı.

Öğütme dediğime bakmayın, bahis olan yok etme, harcama.
Bizim de burada evlere şenlik bir örgütümüz var, bir yerinden tutayım desen, tuttuğun yer elinde kalıyor, sonra öğütülüveriyorsun, harcanabiliyorsun.
Evet yazının konusu yine CHP Almanya Örgütü.
Berlin’de bitmeyen bir ihtirasın sonucu ortaya çıkan tartışma halen devam ediyor.
Soz konusu münakaşa, benim açımdan bakınca  şu şekilde özetlenebilir.
-CHP Yurt dışı örgütünü demokratik, Avrupalı bir yapıya kavuşturmak isteyenlerle, sesi çıkmayan bir marabalar topluluğu haline getirmek isteyenler arasında geçen ve giderek sevimsiz hal alan, apolitik bir kavga-
Kiminle konuşsam, ortaya çıkan durumu kime anlatsam, “aman seçim sürecindeyiz”, “ortalık karışmasın”, “süpürelim şimdilik halının altına!”
“Ülke olmuş yangın yeri, kendi dertlerimizin zamanı değil deniveriyor.”
İyi de arkadaşım, Türkiye 15 yıldır seçim sürecinde, her seçim bir diğerini daha önemli ve zor hale  getirmedi mi?
Peki (özellikle) yurt dışında bir arpa boyu yol alındı mı? CHP  yurtdışında amaçladığı hedefinin neresinde?
Parti ne istiyor?
Avrupa örgütünden ne bekliyor?Avrupa siyasetinde etkimiz neden artmıyor? Neden örgütümüz almış olduğu kararları uygulayamıyor?
Bu sorular, “genel merkez hata yapmış aldığı kararlarda”, diyen genel başkan yardımcısı tarafindan cevapsız bırakılırsa; on yıllık çalışma,  alınan çalıştay kararları, atılan adımlar, verilen emekler, harcanan kaynaklar da değersiz, yok sayan bir anlayışın ortaya çıkması kaçınılmaz olur ve  beğenmeseniz de bugün yazılmak zorunda kalır.
Peşinen söyleyelim, bu şartlarda, yurt dışında bir örgütün ortaya çıkmış olması dahi büyük başarı. Kimse bunun görmezden gelindiğini düşünmesin. Buradan açıkça söylemek gerekiyor,  bu örgüt, sadece CHP gönüllülerinin eseridir. Sadece bu sebeple çok kıymetlidir.
CHP Yurt dışında birinci parti olabilir diyenlerle  bunu isteyenlerle ilgili bir sorun olmamalı. Bu tüm Atatürkçülerin yegane isteği. Ancak siz, iktidar şansının farkına bile varmayanların ya da bu vizyonun ortaya çıkardığı hedeflere hizmet etmek yerine,  örgütü (sadece) kişisel tatmin yeri olarak değerlendirenlerden, bu örgütü genişletmeye çabalayanları ayırdedemez, gerçeklerin üzerini örte örte yürürseniz, yerinizde dahi sayamazsınız. Gerilersiniz. Bu siyasetin doğasının bir sonucudur.
Bu sonuç, siyaseten başka hesapların sorulmasını gerektirecektir elbette diyerek bu bahsi sonralara bırakalım.
Sadece bu mu? Daha trajikomik  bir bakış açısının empoze edildiğini de  söylemek zorundayım. Bilinçli yaratılan  (artık ne yazik ki böyle düşünüyorum) işleyiş şöyle:
“…Ee şimdi bu yönetimi ya da başkanı gönderelim, tamam da yerine  kimi getirelim.”
Bu ne kadar aciz, ne kadar yakışıksız bir bakış açısı! Örgütü gerçekten bir marabalar toplulugu sanıyorlar herhalde. Eğer bu kadar çaresizseniz, siz zaten hiç bir şeye talip olmayın. Yüzlerce üyeniz varken tek bir kişinin eline kaldıysanız, sizin “AKP giderse Türkiye biter ” diyenlerden bir farkınız yoktur. Bu cümleyi kurmak yerine, neden bu kadar  üyesi olan bir örgütte adaylık  oluşamıyor sorusunu sorarsanız çözüme  yürümeye de başlayabilirsiniz.
Üyesi olmaktan onur duyduğum partimin, Berlin örgütünün hakettiği gibi   yönetilememekten ötürü geldiği durum, CHP li olmayanların gözünde dahi umutsuz vaka.
Unutmamak gerekir ki Berlin, tüm yurtdışı CHP örgütleri için lokomotif olması gerekirken, bugün adeta kambur oldu. Avrupa ya da yurt dışı diye söylemek zorundayız ama biliriz ki Almanya’dır düğümü çözecek olan. Münih’tir, Köln’dür, Frankfurt’tur, Stuttgart’tır. Düğümü çözecek olan, nihayette Berlin’dir.
Berlin ise;
Maddi ,manevi ve insan potansiyeli yüksek metropolde, kağıt üzerinde bine yakın üyesi olan, ancak elli üyeyi aşmayan hareket kabiliyeti ile  kendi durumundan haberi olmayan bir yapıda.
Üyeler ile ilişkisi ise bir vahamet düzeyinde.
Üyelerin seçim zamanı oy kullanma ve ve aidat ödeme işlevselliğini  saymazsak, alın etinizi, böreğinizi, komşunuzu piknik yapalım, mangala gidelim havasında. Ama daha ötesine geçmemek, soru sormamak kaydıyla.
Türkiye den gelen misafirler (vekilleri, PM, MYK üyelerini kastediyorum) ya da daha elit gördükleri kişilere yönelik aksiyonlar içinse, 20, hadi bilemediniz 30  kişi kadar bir çay ve restorant gurupları var. Bu grupların isimleri ise  “Organlar.”
Organların en önemli ödevi,  bu çay ve yemek toplantıları sonrası , “faydalı görüş alısverişinde bulunduk” başlıklı fotoğraflarını kendilerine bu imkanı sağlayan başkanlarına teşekkürü unutmadan, sosyal medya hesaplarında paylaşmak. Bahsettikleri görüş alışverişlerinin  içeriğini ise,  aidatcı üyeler  hiçbir zaman  bilemez, eğer kazara soran olursa, hemen o üye “bozguncu” ilan edilir ve  kara listeye alınır, varsa görevlerinden el çektirilir, selam verilmez , hakkında sinsice  yıpratma faaliyeti başlatılır.
Bizzat defalarca  şahidim.  Evlere  şenlik derken şaka yapmıyorum. Evlere şenlik!
Şenliğin dışına çıkalım ve örgütü yıpratmayalım diyen partinin yetkili değerlerine, buradan, herkesin huzurunda soralım:
 – Seçimlere yönelik, yıllardır örgütsel  anlamda Berlin’de bir çalışma var mı? En çok oyu hala  AKP’ye veren yurtdışı seçmenine,  CHP nin yurt dışında   yaşayan insanlara yönelik calışmalarını aktaran herhangi bir adım mevcut mu?
Parti genel merkezi çalışıyor, üretiyor, görüyoruz bunları, beğenerek, koltuklarımız kabararak hem de.
Burada hiç bir şey yapılmıyorsa, örgütün varoluş amacı nedir?
Özellikle son altı yıldır, Berlin örgütünün sunduğu faaliyet raporlarında , CHP nin yurt dışı hedeflerine  hizmet anlamında elle tutulacak  bir başarı  göze çarpmıyor. Berlin örgütü çalışmak, güçlenmek istiyor. Birleşerek, kimseyi dışlamadan yürüyen oluşumların adımları güçlü olurken, kendi örgütüyle kavgası bitmeyen bir yönetimden seçim başarısı beklemek sadece kendini  kandırmak değil midir.
Son cümlem soru kalıbı taşıyor ama bu sefer sonuna bir nokta koydum.

Zira Berlin’de bir ses yükseliyor, pırpırı bol başkanları uyaralım, Berlin örgütü demokratikleşme iradesi göstermeyen her tür zehirli girişimi kusacak kadar güçlü bir yapıya sahip. Cumhuriyet sevdası bu yapının en büyük panzehiridir, nokta…

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
    Tüm Yorumlar (1)
    • Erdal Topbaş

      Sevgiliye Hülya Hanım tespitlerine katılıyorum son derece başarılı bir yazı ele almışsınız konuyu en ince ayrıntılarına kadar analiz etmişsiniz Evet son 6 yıldır gerçekten Cumhuriyet Halk Partisi Berlin Teşkilatı örgütsel bazda hiçbir çalışma yapmamıştır desek doğrudur 6 yıl önceki yönetim bir ofis binası aldı partimizin bir tabelasını gururla astı bu emeğin bu hizmetin üstüne bir taş dahi koyamadılar mevcut Başkan sadece kendi menfaat kişisel çalışmaları siyasi çalışmalarını gözlerimize sokuyor gerek sosyal medyada gerekse senede bir yapılan yarım yamalak toplantılarında ama sizin de belirttiğiniz gibi geliyor gelmekte olan CHP Berlin örgütünün içinde Sizler Bizler ve örgütün çok kıymet üyeleri teşkilata sahip çıkacaktır iktidar yürüyüşümüzden bu çalışmaların haddimize hayırlı olmasını temenni ediyor yazmış olduğunuz bu yazdan dolayı sizi tebrik ediyorum

      Yanıtla
      +0
      -0