ÖTEKİLERİN TOPLUMU

ABONE OL
22:14 - 26/03/2021 22:14
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Batı ile Doğu arasındaki duvarlar yıkılınca, demir perde kalktı. Gezegene huzur ve barış gelecek sanıldı. Artık silahlanmaya sebep kalmamıştı, eski düşmanların dost olması beklendi.

Berlin duvarına Utanç Duvarı, deniliyordu. Çünkü duvar iki kardeşi birbirinden ayırmıştı. Batı ve Doğu Almanya’yı ayıran uzun bir duvar vardı, bir de Batı Berlin’in etrafında daire şeklinde ikinci duvar vardı.

Duvar ile Türkiye’den gelen konuk işçilerin tarihi iç içeydi. Türk işçileri Batı Almanya’yı savaştan sonra Almanlarla birlikte onarmayı başarmıştı.

Otuz yıl önce duvarın yıkıldığı gün, öğretmenler semineri Danimarka’ya gezi düzenlemişti. Orada göçmen öğrencilerin durumunu inceleyecektik. Seminer müdürümüz evde kalın, yollar kapandı, diye haber iletti.

Çok geçmeden Berlin değişimi ilk olarak fark etti. İki Almanya’nın birleşmesiyle önce Berlin’de yaşayan Türklerin çoğu işleri, Doğu Berlin’den gelen Almanlara verildiği için, kaybettiler.

Bir öğrencimin annesi, öğretmenim duvar biz Türklerin üstüne yıkıldı, demişti.

Böylece ruhsal, soğuk iletişim bu iki toplum arasında süre geldi. Okulda negatif değişimi yaşadım. Göçmen çocuklar için yapılan projeler kapatıldığı gibi, maaşlarımızdan Doğuya yardım kesiliyordu. İşini kaybetmeyen Türkler azınlıkta kaldı.

Her işte bir hayır vardır. Bir problem varsa, en az bir de çözüm yolu, görülür. Ticaretten anlayan Türk işçileri kendi iş yerlerini açtı. İlk nesil otuz yıl sonra erken emekli oldu. İkinci nesil işsizlik yardımı aldı. Ticaretle başaranlar iş yerleri açtı.

Bu yıl Konuk İşçilerin gelişinin altmışıncı yılı çeşitli etkinliklerle anılacak. Türk işçilerin işini elinden alıp Doğu Almanlara veren hâkim elite Batı Almanlardı.

Aslında Türk işçileriyle Doğu Almanlar birbirini anlamalıydı. Otuz yıl sonra tarih sorgulanınca, isabetli analize mümkündür.

Ferda Ataman, Doğu Almanlar da göçmen mi, sorusuyla bir makale yazmıştı. Barajda biriken su gibi tartışmalar başladı, kitaplar yazılmaya başlandı. Onlar da nasıl ayrımcılık, kor görülme yaşadıklarını, öykülerini anlattılar.

Bu konuda şu anda okuduğum Ötekilerin Toplumu, kitabında iki bilir kişi tartışıyor, sohbet ederken tarihe bir bakışla analiz yapıyorlar. Bu iki toplumun benzer yanları var, yaklaşmaları Almanya’nın geleceği ve bu iki toplumun daha iyi anlaşması için faydalı olacaktır.

Naika Foroutan, Sosyal Bilim insanı, Humboldt Üniversitesi’nde profesör. Göçmen tarihi konusunda araştırma yapıyor. 1971 yılında dünyaya geldi, annesi Alman babası İranlıdır.

Jana Hensel 1976 yılında doğdu. Doğu Almanya kökenli, yazdığı Doğu Çocukları kitabıyla tanınan bir gazetecidir.

Otuz yılda Doğu Almanya onarım ve yapı olarak Batı’dan daha modern inşa edildi. Duvar yıkılır yıkılmaz gençler Batı’ya göç etti. Üç milyon Türk işçisi sık sık medya ve basında, bilhassa seçimlerden önce problem grup olarak gösterilirdi.

Beş milyon Doğu Almanya’dan, beş milyon Alman asıllı Dağılan Sovyetler Birliği’nden gelen göçmenler sessiz sedasız Batı’ya yerleşti. Yaşam için gerekli yardım yapıldı. Bugün sayıları az olduğu halde, Müslüman sığınmacılara kapılar kapatılıyor.

Doğu Almanya’da bazı köy ve kentlerde nüfus sayısı çok az. Politikada Doğu Almanya eyaletlerinde az sayıda Liderler Doğu kökenli. Kamu, sosyal, sağlık sektörlerinde Liderler Batı kökenli. Yani Doğu Almanlarla Türkler arasında benzerlikler var.

Altmış yıl sonra göçmen çocukları, yıllar sonra Afrika kökenliler ve otuz yıl sonra Doğu Almanya’dan gelenlerin çocukları pastadan pay almak istiyor. Göçmen çocukları ikinci, üçüncü hatta dördüncü nesil artık yerde oturmak istemiyor. Masada onlara yer açılmasını, katılım istiyorlar. İstemekle kalmıyor, yarışıyorlar. Bu nesiller en az üç yabancı dil biliyor. Korona’dan önce bütün Avrupa kapıları onlara açıktı. Almanya yetiştirdiği kaliteli elemanları kaybeder, bu nesillere söz hakkı verilmeli.

Artık onlar hakkında değil, onlarla konuşulmalıdır. Aslında azınlık olan, hakimiyeti elinde tutan, beyaz erkek elite grubudur.

Seksen milyon Alman nüfusunun yirmi beş milyonu göçmen ve göçmen kökenli, on altı milyon Doğu Almanya kökenli. Hâkim olan elite grup eşit paylaşıma hazır olmadıkça, çığlıkları duymayacaklar.

Bu haksız paylaşımda kadınların az sayıda katılım payı olduğu görülüyor. Bazı liberal partiler kota koyarak sorunu çözmeye çalışıyor. Göçmen çocuk ve torunların bu isteği kabul edilmedi.

Çoğulcu, renkli gelecek Almanya’yı bekliyor. Bugünü anlamak için hakkını alamayan grupların sözleri, öyküleri dinlenmelidir. Çok güzel aydınlatıcı kitaplar yazıyorlar. Evde kalındığı zamanda okunmalı ve aydınlık geleceğe yön verilmeli. Ancak böyle ırkçı, insan ve demokrasi düşmanlarına karşı gelme mümkün olacaktır.

Aydınlık geleceğe giden yolda haksızlığa karşı savaş yalnız yürütülmez, birleşince kar topu gibi büyüyecektir.

Hoşça kalın!

İlter Gözkaya-Holzhey

 

Okuduktan sonra, başkalarının da mutlaka okuması sağlanmalı, bu kitap:

Naika Foroutan, Jana Hensel, Die Gesellschaft der Anderen,

Aufbau Verlag, Berlın 2020,

ISBN: 978-3-551-03811-3

 

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.