OSCAR ÖDÜLLERİ TÜRKİYE’NİN HAKKIDIR!

ABONE OL
23:43 - 31/03/2022 23:43
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

İnsan bu kadar haksızlığa sessiz kalamaz. 20 yılı aşkın süredir ülkeyi yöneten AKP aday gösterilse kesin kazanırdı bence. Hem de birkaç dalda ödül alabilirdi.

Hangileri mi?

En iyi yönetmen ödülü: Bu ödül aslında iki döneme ayrılmalı. 15 Temmuz darbe denemesinden önceki dönemde Fetullah Gülen adayımdır. Sonraki denemde ise, her meselede suçlu gösterilen “dış güçler “tek adayımdır. Memleketi biz yönetsek başkasını suçlamazdık değil mi?

En İyi Erkek Oyuncu Ödülü:

Siyasi olarak liderlik rolünü gayet iyi götüren genel başkan ERDOĞAN bence tek aday gösterilirdi.

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü:

O kadar çok yardımcı oyuncu geldi ki göreve, saymakla bitmez. Birazı yolundan geri döndü başkalarına yardımcı oyuncu oldular. Hatta yolundan dönüp AKP kadrolarına girenleri de aday göstersek otuz sene bize gelir ödüller.

En İyi Belgesel Ödülü:

Darbe denemesinin peşinden, her dakikasına belgesel tadında yayınlar yapıldı. Günlerce seyrettik, hatta her senesinde anma etkinlikleri yapıldı. Yollara çeşmelere hatta üniversitelere 15 Temmuz isimleri verildi. Biz Çanakkale zaferinin tarihini bile bu kadar ezberlemedik!

En İyi Özgün Senaryo Ödülü:

Bu ödül tek kalemde Fetullah Gülen’e giderdi. Cemaat kurup, senelerin senaryosunu yazacaksın ve eksiksiz uygulayacaksın kolay iş değil. Darbe denemesinin ardından AKP adına Fetö demiş olsa bile, cemaatin izleri silemiyor. Eski hoca efendileri ile boy boy resimleri olmayan neredeyse yok gibi . Yargıya, orduya, diyanete, Milli eğitime aklınıza neresi gelirse oraya senaryo yazmış ve değil filme çekmek hayata geçirmiş bile! Oscar vermeyip te ne edeceksin.

En İyi Kısa Film Ödülü:

Buda kesinlikle AKP hükümetinin hakkı. Yılbaşı’nda asgari ücretliye ve emekliye verdiği zamları, benzinden elektriğe kadar hayatın her alanında yaptığı fiyat değişikliği ile çok kısa zamanda geri aldı.

Aldığı ile kalmadı iki ay içinde eskisinden daha beter duruma getirdi. Ülke geçmiş 50 senede böyle ekonomik çöküş görmedi, hem de bu kadar kısa bir sürede.

Peki siyasetçi, oyuncu ya da sanatçı sayılabilir mi?

Türk Dil Kurumu, Siyaset için ne diyor;

“Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış.”

Demek ki siyasetçi de Türk Dil Kurumuna göre bu sanatla ilgilenen sanatçı sayılıyor.

Siyasetçiler sanatçı ise, verin arkadaş bizim hakkımızı.

Hele canlı yayında yalandan ağlayanları, seçim meydanlarında yırtınırcasına bağıranları anlatsam saymakla bitmez.

Bizde bugün küfür ettiğinin yarın elini öpecek kadar her role girebilen sayısız sanatçılar var.

Bir daha Oscar törenine katılmayacağım, bu kadar haksızlık yeter artık!

 

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
    Tüm Yorumlar (1)
    • Mert

      Eyyy Putperest AKP’liler. İlah gibi tapmakta olduğunuz Recep Tayyip Erdoğan sizi Cennete götürmez. Aksine sizi Cehenneme götürür.
      Bir insanı, bir şeyi tapar gibi, Allah gibi sevmek şirktir/Allah’a ortak koşmaktır!
      Bir şeyi Allah’ı sever gibi veya daha fazla sevmek, saymak şirktir (Araf [7] 189-190; Bakara [2] 165; Tövbe [9] 24). Elbette Allah’la beraber başkaları da sevilebilir (Bakara [2] 165). Ama hayatımızın merkezinde, birinci sırada hep Allah olmalıdır. Allah ikinci plana itilmemelidir.
      Tapar gibi sevilen şeylerden/insanlardan bazıları:
      Kadın/erkek, eş
      Çocuk
      Para/güç
      Sanatçı, müzisyen
      Siyasi lider, atalar, ırk
      Dini lider
      Futbol takımı, hobi
      Makam mevki
      Şöhret, lüks, haz
      Yarın mahşerde bu yaptıklarınız yanlışların hesabını veremezsiniz.
      ”Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu (karşılığını) görür.” (Zilzâl Suresi 7)
      ”Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu (karşılığını) görür.” (Zilzâl Suresi 8)
      Herkesin eninde sonunda yaptıklarının karşılığını bulacağını belirten bu âyetler, bütün insanlığın paylaştığı bir gerçeği dile getirmesi bakımından özlü ve hikmet dolu ifadelerden (cevâmiu’l-kelim) sayılmıştır. Nitekim Hz. Peygamber de bu âyetleri, kuşatıcı anlamıyla eşsiz bir ifade olarak nitelemiştir. Âyetler, dünyada yapılan en küçük hayır veya şerrin bile kaybolmayacağını, âhiret gününde bunların insanların önüne serilip hesabının sorulacağını, karşılığının da ödül veya ceza şeklinde görüleceğini ifade eder (Kehf 18/49; Enbiyâ 21/47). Nitekim Hz. Peygamber, “Bir yarım hurma veya bir güzel sözle olsun ateşten korunun!” buyruğuyla kişinin, karşılığını Allah’tan bekleyerek iyi niyetle ve insan sevgisiyle yaptığı en küçük bir hayrın dahi onu âhirette ateşten koruyabileceğine dikkat çekmiştir.

      Yanıtla
      +0
      -0