0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Zamanın birinde bir diyarda, deli divane dediğimiz saf; temiz bir insan yaşarmış. Toplumumuz böyle insanları incitmez sahiplenir gönüllerini hoş etmeye çalışırlar. Etrafa Pirin geleceği ve Peyik aracılığı ile Cem yapılacağı duyurulur, birkaç gün sonra herkes ceme gelir, bizim deli divane durur mu, Kambersiz düğün olmaz derler o da ceme gelir; cem başlar, on; on beş dakika sonra bir hızla orayı terk eder, her bir tarafına kazan, kaşık, tava, tencere bağlamış vaziyette tekrar ceme döner.

Ceme gelenler o kişinin deli divane olduğunu bildikleri için yaptığı hareketi de hoş karşılarlar fakat bir anlam veremezler.

Tam semah dönülmeye başladığında Deli divane coşa gelir semaha kalkar, pervaz döndükçe tencere tava birbirine çarpar, fakat Cem’in ahengi bozulmasın diye kimse müdahale etmez.

Cemi sırlamadan önce, son söz olarak bizden incinen darılan varsa dile gelsin, bile gelsin meydana gelsin hakkını talep etsin der. Fakat kafasına deli;

Divanenin yaptığı hareketler takılmıştır, Erenler hele şöyle beri gel biraz konuşalım der… Dede divaneye sorar?

Bu ne iştir tencere tavayla cem evine mi gelinir bunu neden yaptın diye.

Sorunca… Deli divane dedem ben adet böyle zandım, onun için gidip evden tencere tavayı sırtladım geldim der. Dede buna bir anlam veremez, nasıl yani anlat şu adeti biz de bilelim der.

Cem ‘deki Mehmet amca var ya o sırtında iki oğluyla birlikte ceme gelmişti, Hüseyin amcanın sırtında tarlası vardı, Ahmet amca dükkânıyla beraber gelmişti, Kazım abide traktörü sırtlayıp gelmişti, ben de onları öyle görünce koşup eve gittim; tencere tavayı sırtıma bağlayıp geldim der.

Dede sırı çözer karşısındaki saf temiz gönül gözü açılmış bir kişi var, tekrar sorar.

Erenler benim sırtımda ne vardı ne gördün?

Dede seninki en ilginciydi sırtına bir inek bağlayıp öyle gelmişsin ceme der.

Dede aman sus ne olur.

Erenler kimse duymasın bu dediklerini deyip kendi payı olan lokmaları da onu tenceresine doldurup deli divaneyi oradan yollar.

Aslında önemli olan bu gibi söylemler ve anlatımların altında verilmek istenen mesajdır. Görülüyor ki herkes dertleri beklentileri ile bir yerlere geliyorlar, birde bu yola, inancımıza deli divane olan yol erleri var. Hiçbir beklentisi olmayan canlarımız var.

Günlük yaşamda birçok olumlu veya olumsuz bir şeylerle mücadele etmek zorunda kalırız, mücadele edip baş edemediğimiz sorunlar bazen bizleri o kadar çok yorar ki hayat çekilmez olur.

Yunus ne güzel söylemiş derdi Dünya olan sırtında Dünya kadar yükü olur diye….

30.04. 2022 tarihinde Nürnberg Cem evinde bir Ceme tanık oldum.

Sevgili Mustafa Mısır dedenin yönettiği cemde; Aşk olsun o canlara ve yol ehlilerine, gönülleri birlediler, müşkülatları çözdüler, tüm canların rızalıklarını aldılar…

Bir gün önce de Yüksel Yıldırım Dede ve Ali Göl Baba yaptıkları muhabbete anlatılanlar ve nefesler görmeye şayandı…

Derya demi bir zerede olsa her can lokmalarını alıp, nasibine razıydılar.

Deruni babanın dediği gibi…

Sen seni bil öte gitme

Söz lokmadır geri tepme

Yol dilidir sitem etme

Huzur barış selamettir.

Sevgili Yol hizmetkârları sırtında inek bekleyenler yerine…

Verdiğiniz mesaj ve hakkaniyetleriniz için başkanın gösterdiği mütevazilik için her birinize ayrı ayrı teşekkür etmek istedim, hiçbir çıkar gözetmeksizin bu yola hizmet ediyorsunuz iyi ki varsınız iyi ki bu yola hizmet ediyorsunuz ve sahip çıkıyorsunuz. Orada bulunan tüm canların gönlünde yer edindiniz, Yaşadığım bu muhabbetten ben de nasibimi aldım ve benim o kadar çok hoşuma gitti ki…

Hepinize Aşkı niyazım olsun.

Ali Sönmez