MİRAS KAVGASI

ABONE OL
22:33 - 08/01/2023 22:33
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

AKP’nin Genel Başkanı ve Cumhur İttifakının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, devlet gücünü, yandaş medyayı, yandaş yargıyı, yürütmeyi kendini iktidarda tutmakla görevli emirberleri olarak görmekte.

Zaten hepsi de yasaların, yönetmeliklerin, devlet geleneğinin sorumluluğu ile değil, velinimetleri olarak gördükleri Recep Tayyip Erdoğan’ın emirleri doğrultusunda görev yapıyorlar.

Orman yangınında sorumlu bakan; Cumhurbaşkanı emir verirse yangın söndürmeye koşar.

Sağlık Bakanı salgın konusunda açıklama yapacakken, Cumhurbaşkanı ‘‘ne o öneri mi yapacaksın?’’ Deyince Sağlık Bakanı telaşla; ‘’Estağfurullah Cumhurbaşkanım, haddimize mi?’’  Diye telaşla karışık korkuya kapılmasını halk ibretle seyretmişti.

Liyakat, vatan-millet, sorumluluk Eski Türkiye’de (!) Kalmıştı.

Üniversitelere öğretim üyesi, dekan, rektör, belirli bürokratik makamlara mahdum Bilal Erdoğan tarafından, eski İmama Hatip Okulundan arkadaşlarını atayarak yapılmaktaydı.  

Bazı AKP Milletvekillerince; ‘’asrın lideri’’ ‘’Allah’ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan lider’’ kimine göre ‘’ikinci Peygamber’’ olarak ilan edilmişti.(*1

Erdoğan bu benzetmelere hiç itiraz etmedi. 

AKP iktidarının özellikle 15.yılından sonra Cumhuriyet Türkiye’sinin birikimlerini satarak daha çok yandaş 5li Çete denilen yandaş ve de sırdaş İş Kapma şirketlerine ederinin kat kat üstünde devlet ihalelileriyle devleti iflas noktasına getirdi.

Erdoğan ailesinin dillere destan sofrasında Hünkâr Meyvesi yanında isimlerini söylemekte zorlanılan yemek çeşitleri ile Sarayın sırf günlük masrafı 18 Milyon Liraya ulaştı.

İtibardan da tasarruf edilmeyeceği için yiyecekten içeceğe, yakıta, elektriğe, akla gelecek her şeye vergi üstüne vergi konuldu.

İstanbul’un ortasında canını Erdoğan’a emanet edip, Suudi Başkonsolosluğuna giden Kaşıkçı parça parça edilip katledilmesiyle Suudilere Erdoğan en ağır hakaretlerini dinlemiştik.

Erdoğan, 15 Temmuzda Fetö kalkışmasına destek veren Birleşik Arap Emirliklerine  (BAE) Şeytan-İblis-Hain hakaretleri yanında BAE’ye savaş ilanı noktasına gelindiğine inanılmıştı.

Seçim yaklaştıkça Saray-Devlet İtibarı arasında Saray aşkı üstün geldi.

Seçimlerde para yardımı karşılığı ‘’Ben ettim sen etme!’’ konumuna düşerek-burnundan kıl aldırmaz olarak bilinen Erdoğan- aslına dönerek güçlüye boyun eğmek zorunda kaldı.

Rusya’nın Esad’la barışma karşılığı, doğal gazın parasını seçimlerden sonra ödenmesi teklifine ‘’Siyasette küslük olmaz! ‘’ Diyerek içte kaplan, dışarıda tavşan oluşunu kanıtladı.

İktidarın ilk seçimlerinde gideceği gerçeği karşısında yasa dışı eylemlerinin hesabını bağımsız yargı önünde verme korkusu cinnete dönüşmeye başladı.

MHP’nin baraj altında kalacağı artık Erdoğan cephesinde bile görülmüş olmalı ki, Bağımsız İslamist

Kürdistan Cumhuriyeti Devleti amacındaki, Gaffar Okkan’ı katleden HÜDA-PAR ile görüşmeler yapmakta olduğu basına yansıdı.

Devlet Bahçeli’de partisinin seçim barajını genel Başkanlığını korumak için her akıl dışı, geçerli siyaset geleneği yerine şiddete yol vereceğini yaşıyor görüyoruz.

AYM’yi, HDP’yi hatta Türkiye Cumhuriyetinin kurucu partisi CHP’nin bile kapatılmasını bile istiyor!

Hacettepe Üniversitesi Öğretim üyesi eski Ülke Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in katledilmesi Türkiye gündemine bomba gibi düştü.

Sinan Ateş öldürüleceğini bildiğini, tehdit edildiği nedeniyle koruma başvurusu yapmasına rağmen koruma verilmediği yanında cinayetten sonra hiçbir siyasetçi sorgulanmadı.

Cinayet, yine sıradan uyuşturucu ya da sıradan adi suçlular yapmış gibi, aynı CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na kurgulanan linç girişiminde içişleri bakanının rolü, özel olarak getirilmiş güruhun bir yana bırakılarak, suç bir inek hırsızına yüklendiği gibi mi olacak.

Bu siyasal cinayet, sıradan uyuşturucu, şiddet yanlısı kişilerin işlediği cinayetten çok, devlet kurumlarının, MHP yönetiminin, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun katkısı olmadan bu siyasal cinayet işlenemezdi.

Ankara’nın önemli kafelerinin işletmecisi Bora Demirağ motosikleti bulan kişi olması yanında 15 Temmuz Kalkışmasında Süleyman Soylu ile beraber TRT’yi bastığı biliniyor.

İki Özel Harekât Polislerle Çakarlı arabalarla tetikçiler yol kontrollerinde geçişler sağlanıyor.

Başka bir gariplik, cinayeti işleyenler kısa sürede ortaya çıkarılıyor,

Erdoğan-Bahçeli-Soylu’dan tek söz çıkmıyor.

Soylu, bu olayın merkezinde.  MHP’ de bu olayın içinde.

Bunun gerisinde bir iktidar kavgası olduğu kesin

Bu bir Saray ya da Saraya bir darbe mi?

Belli olan kimin eli kimin cebinde olduğudur.

Bir Miras Kavgası ama taht mı?

Saray mı?

Soylu’nun bir hesabın peşinde olduğu görünüyor

Bekleyip göreceğiz

 

Yıldız AKALIN

 

 

(*1) ) Mustafa Hoş-BİG-BOS

 

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
    Tüm Yorumlar (1)
    • Seçkin Çetinkayalı

      Sayın Akalın;
      kalemine, zihnine, emeğine sağlık.
      Yazılarınla toplumu aydınlatıyor,
      bilgilendiriyorsun.
      Saygılar.

      Yanıtla
      +0
      -0