MİLLİ GÖRÜŞ İFTARI 2022 ÖYLE GEÇER Kİ ZAMAN…

ABONE OL
22:00 - 24/04/2022 22:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best
Hey gidi günler hey! Ne de çabuk geçtin öyle. Hayal gibi. Davet geldiğim zaman önce kendimle hesaplaştım. Davete icabet edip etmemekte tereddüt ettim. Gideyim mi yoksa gitmeyeyim mi? İslâm Toplumu Milli Görüşün iftar davetinden söz ediyorum. 15 yaşımdan beri hizmet ettiğim davamdan. MİLLİ GÖRÜŞ davası derdik biz ona. Sarp yokuşları aşarak hizmet ettiğimiz bir davaydı o. İbadet aşkıyla çalışıyorduk.
Milli Görüş’ün başındaki sorumsuz sorumlular# yoluna baş koyduğum davamdan 26 sene önce beni uzaklaştırmışlar, görevime son vermişlerdi.
Aradan 26 sene geçmiş. Kocaman bir 26 sene. Acı ve ıstırap dolu 26 sene.
Ben de o yaman, çocuklarımın rızkını kazanmak için pazarcılık yapmaya başlamıştım. O yıllar geldi gözümün önüne. Hatıralarım depreşti birden bire. Eşimin(Allah rahmet eylesin) 25 sene hizmet verdiği Vakıf Camii’nden apar-topar atıldığı o günler geçti gözümün önünden.
O zamandan bugüne kadar 4 tane bölge başkanı gelip geçmiş Berlin’de. Kimse beni iftara davet etmemiş, şimdi davet ediliyorum. Bugün tarihler 2022 yılının Ramazan ayını gösteriyor. O koltuğa bir adam evladı oturmuş. Hasan İstanbul. Beni iftar yemeğine davet ediyor. Mutlu oldum elbet. Yalnız bir çekincem vardı; orada o dinozorlar da olacaktı, Ramazan’ın mübarek havasını kirleteceklerdi. Onlarla aynı mekânda bulunmak istemiyordum. Sonunda sağduyum galip geldi ve davete icabet ettim.
Kapıda, misafirleri karşılayan gençler tanıdığım gençlerdi, Hasan Basri kardeşler, hürmet ettiler. Kucaklaştık onlarla. Saygılarını gösterdiler. Sevgili Yunus Kalyon ile daha bir muhabbetle kucaklaştık. Ayaküstü hal hatır sordular. Yılların hasreti, kolay değil. Organizasyondan sorumlu olan Ömer Bayram beni uzaktan gördü ve yanıma gelerek “Hocam hoş geldiniz safalar getirdiniz dedi ve kendisine eşlik etmemi istedi, isteğe uydum, “Buyurun Hocam, 12 numaralı masaya oturabilirsiniz. Afiyet olsun.“ Burada Ercan Yılmaz’ında hakkını teslim etmem gerekiyor. Gecenin bir buçuğunda çay içtiğimiz mekâna kadar gelip “hocam çantanızı unutmuşsunuz buyurun.” deme nezaketinde bulundu.
Oturduğum masaya gelip hürmetlerini sunanlar oldu. O kadar duygulandım ki… Ben de onlara sevgilerimle mukabele ettim. Olması gereken de bu değil miydi? Hayatını davasına adayan bir Hocanın, Milli Görüş’ün iftarına davet edilmesi için Hasan İstanbul’un bölge başkanı olması mı gerekiyordu?
Korktuğum başıma geldi. Kifayetsiz muhterisler de davet edilmişti iftara. Onları görünce kimyam bozuldu. Zalim insanlardı onlar, nice hocaları, nice yöneticileri, hakikatli Milli Görüşçüleri kurdukları engizisyonlarda mahkûm eden Milli Görüş baronlarıydı onlar. Belki gençlere, o ciğerleri beş para etmez, yılışık, menfaatperest dinozorlar fazilet sahibi insanlar olarak anlatıldı. Gençler onlarla teşrik-i mesaide bulunmadılar. Gençler nereden bilsindi onları.
Onların; camiye namaz kılmak için gelen insanların şapkalarını, fötr şapkalarını kesip çöpe attıklarını, kravatlı insanları camiden kovduklarını nereden bilsinlerdi?
Nereden bilsinlerdi onlar, “banka kredisiyle ev alanların anneleriyle Kâbe’nin önünde zina yapmış gibi” olduklarını söyleyenlerin, bir zaman sonra kendilerinin banka kredisiyle cami ve ev satın almaya başlayacaklarını?
Nereden bilsinlerdi onlar, Müslümanların Milli Görüşün büyük(!) hocalarından fetvalar alarak hanımlarını 3 talakla bir anda boşadıklarını? Bunu da Allah’ın emriymiş gibi yaptıklarını ve sırf bu nedenden dolayı geride bir sürü masum kadın bıraktıklarını?
Nereden bilsinlerdi onlar, sadece imam nikâhıyla evlenmenin bugünkü yaşadığımız sosyal problemlere sebep olacağını…? Sadece bu sebepten doları yüzlerce kızımızın, kadınımızın hiçbir hak iddia edemeden 3 talakla boşanıp kapıya konulacağını?
Nereden bilsinlerdi onlar, kanser hastası olan çocuğuyla, kanser hastası olan hanımıyla hastanelerde koştururken bir anda görevlerine son verilerek sokağa bırakılan hocaları?
Ben o akşam gençlerin samimiyetinde kendi gençlik masumiyetimi gördüm. Onlar da aynı anlayışla çalışıyorlar besbelli. Dileğim odur ki Yüce Rabb’imden, o samimi gençler hayal kırıklığına uğramasınlar. O gençlerin ayağına taş değmesin. O tertemiz gençler; yüzlerce hocanın, hoca hanımın, yöneticinin kanını emen o vampirlerin ağına düşmesinler.
Sevgili gençler; biz o yol kesicileri fark ettik etmesine de sesimizi duyuramadık. Etraflarına ördükleri fasit daireden içeriye giremedik. Uzun uğraşlardan sonra onların ipliğini pazara çıkaran yöneticiler oldu elbet. Onlar da bir sonraki gelen başkanın marifetiyle oyun dışı bırakıldılar.
Hasan Başkan; Allah o gençleri sana emanet etmiş. Emanete sahip çıkasın. Onların ellerinden sıkıca tutasın. Ümitlerini kırmayasın. Onlar geleceğimizin inşasının teminatıdır. Onları mutlaka geçmişleriyle yüzleştiresin. Geçmişleriyle yüzleşmeyenler yaptıklarını fazilet olarak görürler ve geleceklerini inşa edemezler.

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
    Tüm Yorumlar (1)
    • Selami Çalışkan

      İsim vermeden bir yazı yazmışsınız. Kimi eleştirdiğinizi yazamamışsınız. Ama şu bir gerçek ki, bugün Hamas’a terörist diyenlerin samimiyetini göklere çıkarmışsınız. Bu günah da size yeter.

      Yanıtla
      +0
      -0