ZULME KARŞI DİRENEN ALEVİ-SÜNNİ KARDEŞ OLMALIDIR
Okmeydanı’nda öldürülen Uğur Kurt’un kaderi bu değildi. Geride bıraktığı iki yaşındaki çocuğu ve eşinin kaderi de bu kader değildi. Tıpkı Soma’da yaşamlarını yitirenler ve 432 çocuğun yetim kaldığı gibi kader değildi.
Cenazeye gidip hem adam dövüp, gazlayıp, bu da yetmiyormuş gibi adam öldürmekte kader değildir. Cenazeden cenaze çıkartan zihniyet Türkiye’yi felakete sürüklemektedir.
Suçsuz bir insanı Cem Evi’nin avlusunda niye öldürüyorsunuz? Bunun bir açıklaması var mı? Hükümet kim bilir ne yalanlar uyduracak. Nasıl komplo teorileri sallayacak. Nasıl olsa her salladığına inananlar çok. Muhtemelen bu işi Alman gizli istihbaratına ya da MOSSAD’ın üzerine atacak. Tabii ki bunu dış mihraklar yaptı diyecek.
Polise “vur emrini ben verdim” diyen Başbakan’ın kahraman polisinin işi değildir, bu cinayet. Bu zihniyet askeri cuntadan daha tehlikeli bir durumdadır. Karşı devrim artık gözünü kana bulamıştır. Necmettin Erbakan’ın “kanlı mı olacak, yoksa kansız mı” sözleri aklıma geldi. Korkarım ki, gidişat o yönde.
Çünkü ülkemizde sağduyulu bir siyaset uzun zamandan beri yapılmıyor. Şiddet odaklı siyaset polis devletiyle kendini tanımlıyor. Artık demokrasiymiş, adaletmiş, hukukmuş bu saatten sonra işlemiyor, işlemez ki.. Bu ülkede acı üstüne acı yaşıyoruz. Cenazeye giden Uğur Kurt, cenazeyle eve geliyor. İnsan olanın vicdanı sızlar. Fakat bu ve benzeri olaylar çok normalmiş gibi devlet yönetiliyor.
Hükümet, iktidarı bırakmak istemiyor. Kaybetmeye yaklaştıkça şiddetini artırıyor.
Gezi olaylarıyla birlikte mezhepsel anlamda bir ayrıştırma yapıp ötekileştirme politikası uygulanıyor. Türkiye ardı ardına Alevi gençlerinin ölümlerine tanık oldu. Bu ölümler tesadüf olmasa gerek. Okmeydanı’nda da Cem Evi’nin önünde polis kurşunu ile yine Alevi bir vatandaşımız öldürülmesi Aleviler üzerinde oynanan kirli oyunu gözler önüne seriyor.
Artık nereye doğru gittiğimiz somut bir şekilde ortadadır. Can güvenliğinin olmadığı, Ortadoğu bataklığına hızla sürükleniyoruz. Mezhep üzerinden toplum gerilip, kutuplaştırıldı. Şimdi de iki mezhebin ortasına bir kıvılcım yetecek. Bunun içindir bu kirli çabalar.
Mezhep savaşı çıkartmak isteyenlere Alevi’si Sünni’si ile karşı gelmeliyiz. Soma’nın acısı dinmeden, soğumadan hükümetin şiddetle pekişir siyaseti kime ne fayda getirecek. Alevi vatandaşlarımıza uygulanacak şiddet Alevi-Sünni kıyımına neden olacaktır. Burada kaybeden Alevi, Sünni ve Türkiye olacaktır. Bunun için zulme karşı direnen Alevi-Sünni inadına kardeş olmalıdır ve bu oyunlara gelmemelidir.
Metin Es
