ZEYTİN

ABONE OL
18:07 - 01/10/2020 18:07
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

ZEYTİN

Hükümet tarafından 17 Mayıs 2017 tarihinde TBMM Başkanlığı’na gönderilen “Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”, yeni bir torba yasadır ve içinde birçok farklı konu bulunmaktadır. 76 maddelik bu torba yasanın 2, 3 ve 4. maddeleri zeytincilikle ilgilidir.

AKP, iktidara geldiğinden beri, tam on beş yıldır zeytinliklere saldırmaktadır. 26 Ocak 1939 tarihinde kabul edilen 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkındaki yasayı değiştirmek için tam altı kez zeytinlik alanlara tecavüz girişiminde bulundu, şimdi yedinciye başladılar. Ancak gelen yoğun tepkiler nedeniyle, AKP’den yapılan açıklamaya göre zeytinlikle ilgili düzenlemelerin komisyona geri çekileceği ve Tarım, Sanayi, Çevre, Orman Bakanlığının görüşleri alındıktan sonra zeytinlik konusunun yeniden değerlendireceği bildirildi.

Zeytin alanlarını koruyan yasayı değiştirmek isteminin amacı zeytin bahçelerini; sanayi ve turizm tesislerine, toplu konutlara, termik santrallere, maden aramalarına ve sahalarına açabilmektir. Daha önceki değiştirme girişimlerine zeytinciler, demokratik kitle örgütleri, toplum ve yargı karşı çıkınca amaçlarına ulaşamadılar. Ancak bu işin ucunda zeytinlikleri yok edecek sanayici, turizmin tatmin edilemez iştahı, beton yığını yapmak isteyen inşaatçı, termik santral heveslileri, gözü dönmüş madenci olunca, siyasi iktidar bıkmadan, usanmadan her seferinde zeytin yasasını değiştirmeye çalışmaktadır.

Siyasi iktidarın savunduğu ‘sanayileşebilmek için zeytin ağaçlarını kesmek gerek’ adı verilen bir politika, hiçbir ülkede görülemeyeceği gibi, ulusal çıkarlara göre yön verilen hiçbir ekonomide de rastlamak mümkün değildir. Siyasi iktidarın zeytincilikle ilgili tasarısı yasalaşırsa, yaşam alanlarımız daralacaktır, doğamız ve çevremiz talan edilirken, meralarımız yok edilecektir. Bugün zeytinde dünya üretiminin yaklaşık %10’unu, zeytinyağında ise %6’sını yapmaktayız. Bu tasarının yasalaşması halinde ülkemiz, zeytin ve zeytinyağında da dışa bağımlı duruma getirilecektir.

Ülkemizde 1980 sonrasında uygulanan yanlış politikaların sonucu olarak, tarım ve hayvancılık çökertilmiştir. Bugün birçok tarımsal ve hayvansal ürünü yurt dışından alan bir ülke konumuna getirildik. Üstelik tohumda da başkalarına muhtaç bir ülke durumuna düşürüldük. Halbuki ülkemiz dünyada tarımsal üretimde kendi kendine yeten yedi ülkeden biri olmanın haklı zenginliğini yaşıyordu, gururunu taşıyordu. Adapazarı ovasında TOYOTA fabrikasının açılışında “bir çuval patates mi, otomobil mi?” diyen anlayış ile emperyalist güçlerin isteğiyle tütün ve şeker pancarı üretimine son veren politikaların ülkemizi bugünlere getirdiğini unutmamak gerekir. 

Ülkemizi, geleceğimizi, doğamızı, zeytinimizi korumak vatan savunmasıdır ve hepimizin görevidir. İki bin yıldan fazla yaşayan zeytin ağaçlarına kıymak, vatanımıza ihanettir. Çünkü zeytin sevgidir, zeytin dostluktur, zeytin barıştır, zeytin kardeşliktir, zeytin kültürdür, zeytin zenginliktir, zeytin atalarımızdan bize kalan, bizden de gelecek kuşaklara bırakacağımız kutsal bir emanettir. 

Suay Karaman

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.