ZEKÂT FİDYE VE FİTRE KONUSUNDA ÖNEMLİ UYARI

ABONE OL
18:20 - 01/10/2020 18:20
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

ZEKÂT FİDYE VE FİTRE KONUSUNDA ÖNEMLİ UYARI

RAMAZAN AYINDA VERECEĞİMİZ ZEKÂTLARIMIZI FİDYE VE FİTRELERİMİZİ NEREYE VERDİĞİNİZE VE NİÇİN VERDİĞİNİZE DİKKAT EDELİM


Sevgili Berlinliler,
Almanya’da yaşıyoruz. Müslüman, Türkiyeli ve yabancı olmaktan kaynaklanan yığınla problemimiz bulunmakta. Bunların üstesinden gelmek için yetişmiş eleman ihtiyacı vardır,  bu kişileri yetiştirmek için maddi kaynağa ihtiyaç vardır. 

Müslümanların elinde mali ibadetler gibi çok büyük imkânlar bulunmaktadır: Sadaka, zekât, fitre, fidye, kurban… Ramazan ayı bu ibadetlerin yoğun olarak yapıldığı aydır. Berlin’de yaşayan Müslümanların sadakalarını Berlin’de değerlendirmeleri Allah’ın rızasına daha uygundur. Çünkü Allah şöyle buyurur: Sadaka vermeye en yakınınızdan başlayınız.” (Bakara 215) Bu şöyle anlaşılmalıdır; kendi evinde yangın olan insan başkasının evindeki yangını söndürmeye gitmez, gidemez. Giderse kendisi evsiz kalır.

Çocuklarımızın, gençlerimizin çoğu kimlik bunalımı içindedir. Yarın keşke dememek için tedbir almak gerekir. Berlin’in dışına çıkardığımız her kaynak bu keşkeklerin asıl sebebi olacaktır. 

Örneğin; 
-Berlin’de bir araştırma merkezimiz, 
-Türkçe dil kursu veren enstitümüz, 
-dini eserleri tercüme edecek nitelikli kurumlarımız, 
-camiler dışında din eğitimi veren merkezlerimiz, 
-Müslümanların kurduğu bir hastanemiz, 
-öğrencilerimiz için yurtlarımız, din adamı yetiştirecek okullarımız ve en önemlisi, 
-bütün bu kurumları mali açıdan destekleyecek vakıflarımız yok. Yok, yok, yok! 
-Nasıl olacak da bu yoklarla kimlikli bir nesil inşa edeceğiz? 

Allah öbür alemde bu yokların hesabını bizden soracaktır. “Çocuklarınızı, yakıtı insanlar ve taşlar olan Cehennem azabından koruyunuz.” der Allah. (Tahrîm 6)

Bu problemleri görenler ve üzerinde çalışma yapanlar vardır elbette Berlin’de. Bizlere düşen görev onları bulmak ve yardımlarımıza onlara teslim etmektir. Sonra da nerelerde kullanıldığını kontrol etmektir. Mensup olduğumuz bir cemaat varsa, yardımlarımızın Berlin’de değerlendirilmesi şartıyla onlara vermeliyiz. 

Sevgili dostlar,
Emperyalistler önce vuruyorlar. Talan ediyorlar ülkeleri. İnsanları evsiz bırakıyorlar, çocukları anasız-babasız, anaları-babaları çocuksuz bırakıyorlar. Sonra da aç susuz bıraktıkları, evsiz bıraktıkları o insanlara yardımlar yapılması için, Müslümanlara yardım kuruluşları kurdurtuyorlar.  Bu kuruluşlar yardımları, o zavallı insanların durumunu istismar ederek topluyorlar. Resimlerini reklam aracı olarak televizyonlarda gazetelerde kullanıyorlar. Bir de, binlerce € vererek o televizyonlarda ve gazetelerde emperyalistlerin gücünün reklamını yapıyorlar. O zavallı insanları da konu mankeni olarak kullanıyorlar. Daha çok yardım toplamak için yapıyorlar bunu.

Emperyalistler bir taraftan ürettikleri silahları satmak için, insanları birbirlerine düşürüyorlar ve sonra da o ülkelerin kaynaklarını sömürüyorlar,  öbür taraftan da aç bıraktıkları o insanları, Müslümanların yumuşak karınlarını iyi bildikleri için, yine Müslümanlara doyurtuyorlar. Bir taşla birkaç tane kuşu birden vuruyorlar. Her iki durumda da kazanan onlar oluyor. Kaybedenler ise yine Müslümanlar. 

O insanları kim evsiz yurtsuz bıraktıysa, aç bıraktıysa,  kaynaklarını kim kuruttuysa onlar, onlara yardım etmelidirler.

Müslümanlar oyuna gelmemelidir. Olanları görmelidir.  Yıllardır yardım kuruluşlarına yardımlar yapılıyor. Ortada olan ne vardır? Bu yardımlar sayesinde hangi Müslüman ülke huzura kavuşmuştur. Hangi ülkede silahlar susmuştur. Yardım kuruluşları hangi ülkenin ekonomik sorununu çözmüştür?
 
Müslümanlar mali ibadetlerini yerine getirirken dikkatli olmak zorundadır. Müslümanın verdiği sadaka, yaptığı bağış, kendi yaşadığı coğrafyada kalmalıdır. O sadakalar, zekâtlar, kurbanlar o ülke insanının ihtiyacı için harcanmalıdır.

Mesela Berlin’de yardım toplayıp da o yardımları Berlin’de/Almanya’da yaşayan insanların ihtiyacı için değil de,  Almanya dışındaki insanların ihtiyacı için sarf etmek, Almanya’daki ihtiyaç sahiplerine ihanettir. Sorumsuzluktur.

Sizden, yardım talebinde bulunan kuruluşlara sorunuz lütfen, bu yardım nerede kullanılacaktır? diye. Almanya’nın dışına çıkarılacaksa o yardım, lütfen yardımınızı o kuruluşa vermeyiniz. 

Fakirin sadece yemeğe ihtiyacı yoktur. Oturmak için eve ihtiyacı vardır. Çalışmak için fabrikaya ihtiyacı vardır, iş yerine ihtiyacı vardır. Tedavi için hastaneye ihtiyacı vardır, eğitimi için okula ihtiyacı vardır, üniversiteye ihtiyacı vardır, araştırma enstitülerine ihtiyacı vardır, gazeteye-dergiye ihtiyacı vardır. Bütün bu varlar ortada dururken, bu varları görmemezlikten gelmek aymazlıktır.

Lütfen uyanık olalım ve kendimizi kullandırtmayalım.

Böylelikle keşkeklerinizi azaltma imkânımız olacaktır. Allah Ramazan ayının bereketinden istifade etmeyi nasip eylesin. Allah’a emanet olunuz.



Rüştü Kam

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.